PTT'de taşeron olarak çalışan işçiler, kurdukları PTT-Sen ile mücadele etmeyi sürdürüyor.
İşkolu barajını aşan sendika, karşılaştıkları hukuksuzlara karşı bugün eylem yaptı.
İŞÇİLER İŞ-KUR ÖNÜNDE
PTT-Sen, İstanbul Beyoğlu'ndaki İŞKUR İl Müdürlüğü'nün önünde toplu sözleşme yapma yetkisinin PTT yönetimi tarafından tanınmasını sağlamak ve sendikal haklarının ihlal edilmesine karşı tepki göstermek için bir basın açıklaması gerçekleştirdi.
PTT işçisi Onur Yücel tarafından okunan açıklamada "2020 yılında 1 ay gibi kısa bir sürede ülke iş kolu barajını aştık. Çalıştığımız Saf ve Avrasya Adi Ortaklığı taşeronunda çoğunluğa ulaşarak bakanlığa yetki başvurusunda bulunduk. Yetki geldi ve ardından bitmek bilmeyen itiraz süreçleri başladı. 2 senelik taşeron şirkette Yargıtay’da da kesinleşen sonucun ihale bittikten sonra gelmesinin sorumlusu biz değiliz" denildi.
"TAŞERON ŞİRKET DEĞİŞSE DE ÜST İŞVEREN AYNIDIR"
Açıklamada "PTT yeni sözleşme döneminde taşeron firma değişti ve Saf Avrasya’nın çalışma süresi sona erdi. Taşeron şirket adi ortaklığı dağıtmış içindeki şirketler ihaleyi bu şekilde almıştır. Alan şirketlerden biri sözleşmeyi 27. gününde devretmiştir. Diğer şirket durmaktadır. Grev oylaması için topladığımız tüm imzalar Saf ve Avrasya Adi Ortaklığı döneminde çalışan ve hali hazırda çalışmaya devam eden işçilere aittir. Taşeron şirket değişse de iş, işleyiş, yapılan işin niteliği, üst işveren aynıdır" ifadeleri kullanıldı.
Açıklamanın devamı şöyle:
"Tüm prosedürlerin eksiksiz yerine getirilmesine rağmen, birbiriyle çelişen yasalar sonucu bakanlık aleyhte karar vererek yetkimizi sonlandıracak karara imza atmak istiyor. Sendikal örgütlenme ve grev hakkımız PTT ve bakanlık eliyle gasp edilmek isteniyor, buna izin vermeyiz.
Kurulduğumuz günden beri karşılaştığımız her baskıya göğüs gerdik, hepsiyle mücadele ettik. Uygulanmayan yasalara rağmen mücadele ettik. PTTSEN çatısı altında kazanımlarla dolu bir pratik içindeyiz.
Biz üstümüze düşeni yaptık, yasaların sendikalaşamayalım diye karşımıza çıkarttığı her zorluğa rağmen üstümüze düşeni yaptık.
Bundan sonra da öyle olacak.
Bize dayatılmaya çalışılan bu sendikasızlaştırma düzeninin sorumlusu biz değiliz ama mücadele verecek olanlar bizleriz.
Buradan konunun muhattaplarından Çalışma Bakanlığı başta olmak üzere tüm kanun koyuculara ve koruyuculara çağrıda bulunuyoruz: Ya yasayı uygulayın yada kaldırın bu yasaları işçileri de kandırmayın.
Bakanlığın bu kararı “taşeron işçi sendikalaşamaz” demektir. İtiraz ediyoruz. Ya bu yasalar değişecek ya PTTSEN’e yetki verilecek.
Binlerce işçinin yıllardır umut bağladığı sürecin peşini BIRAKMAYACAĞIZ. Sorumlusu olmadığımız hiçbir şeyin bedelini biz ödemeyeceğiz.
Direne direne kazanacağız."
