Sam Amca'dan Arabistan Masalı

Kimileri hâlâ gerçekleri merak ediyor. Bazıları aynı masalı dinlemeyi arzu ediyor. Son dönemin masalcı babası Donald Trump'un şu sözleri hayli ilginç; "CIA'nın raporunu bekliyorum." Saat farkından dolayı yuvarlak yazıyorum, herhâlde eline ulaştı.

Cemal Kaşıkçı'nın yok edilmesinde Amerikan istihbaratı çok mu masum? Geçenlerde okumuştu,  sonuncusu geçen yıl olmak üzere Suudi hanedanını tam 17 kez kurtaran CIA. Bu teşkilatın haberi ve desteği olmadan Suudilerin ve onlara karşı olanların hiçbir eylemde bulunması mümkün değildir. Kaşıkçıyı kaçırma iddiası ise külliyen yalan. 15+3 kişiyle 50'sini çoktan aşmış bir kişiyi kaçırma faslı ayrı bir palavra. Riyad'dan gelen ekibe bakıyorsunuz tam teşkilatlı. Kelle paçacısı var, işkembecisi mevcut, ciğer kızartıcı ve beyin salatası yapıcı hepsi bir arada.

 

İtiraf etse

 

Üstüne üstlük yok etme anının başlangıç kayıtları elde.  Dünyanın Caligula'dan bu yana gelmiş geçmiş en sapkın patronu Trump bunca zaman sonra, "Ses kayıtlarını dinleyemedim. Anlattıklarıyla yetindim. Korkunçtu, feciydi..." diyebilecek kadar masalcı.

"İşlem tamam" mesajının  Prens Salman'dan önce Donald Amca'ya bildirildiğinden hiç kuşkum yok. Olmaz ya, Veliaht Prens ortaya çıkıp, "Evet Cemal Kaşıkçı'nın ortadan kaldırılması emrini ben verdim" dese ilk itiraz edecek olan Uncle Sam olacaktır. Hani bizden bir örnekle benzetebiliriz. Meral Zeren'le mercimeği fırına verirken yakalanan Şener Şen'in savunmasına benzer bir şeyler dinleriz; "Yaptım ama neden yaptım bir sorun bakalım!"

Şu son olay dahi gözümüzü açmadıysa söyleyecek fazla bir şey yok. Pentagon, PKK şubelerine silah yağdırmayı sürdürüyor. Eli kanlı liderlerine Kongre Üyesi maaşı çoktan bağladı.

"Refakatcı olarak bilmem kaçıncı turumuzu attık" diye uyutuluyorsak gerisi size kalıyor. Yöneticilerimizin söylediklerini de "bizden masallar" diye nitelendirebiliriz.

"Hayvan terli, at ıslak" lafı bu günler için. Fırat'ın doğusu, Fırat'ın batısı derken tam sınırımızda "melanet devleti" oluşturulmakta. Hedefi de çok net; İran ve Türkiye'yi parçalamak.

Aklıma gelen bir konuyu da yazmak istiyorum. Ünuformayı çıkaran Hulusi Akar'a dikkat edin. İşi Genelkurmay Başkanlığı'yla birlikte sürdürüyor. Ölmüş Senatör McCain'in karısına "PKK'ya desteğinizi kesin" diyerek bir yere ulaşmak mümkün değildir. Kısa sürede, artacak tepkilere şimdiden mantıklı çare aranmalı.

***

Örtülü savunma

Tarafsız Bölge'de Ahmet Hakan'ın "kısa tutacağız" sözüne rağmen programın tamamına yakınını kaplayan yine aynı tema vardı; "malum ziyaret." Mehmet Sarı, Atatürk'ü savunuyor gibi yaparak lafı getirip CHP'ye bindirmeyi sürdürdü. Yukarıdan  aldığı talimat yüzünden Devlet Bahçeli'ye dokunamadı. Yayında da Zafer Şahin  vardı. Bu gazeteciye yolladığı "bilgi mesajı"ndan dolayı teşekkür ederim. Ona yeni önerim çok basit. Terzisine gidip ceketini biraz bollaştıracak. Bu işi yıllar önce merhum Sakıp Sabancı ve A. Nazif Zorlu yaptırmıştı. Şahin'i bu defa ortadan laflar ederken gördüm. Yine de ana teması Fesli Kadir'i savunmaya dayalıydı. Şahin'in belediye başkan adaylarıyla ilgili öngörüsünü kayda geçmek için yazacağım; "CHP Muharrem İnce'nin adaylığına mecbur kalacak."

Elfin Tataroğlu iyice açıldı, dersini iyi çalışıyor. Önay Alpago'dan daha başarılı buldum.

 

Bir de tarafsız

 

Nazif Okumuş, CHP'lilerin yanına yerleştirilse bile her zamanki gibi objektifti. Halef-selef Diyanet İşleri Başkanları hakkındaki görüşlerini tekrarladı; "Bu tartışmanın ateşini yakan Ali Erbaş'tır" dedi ve kalemi kırdı.

"Başkan adayları bölümünde ise CHP'nin İstanbul'daki şansı ancak İlhan Kesici'nin aday gösterilmesiyle artar" diye konuştu. Benim bu konudaki bilgim "istemediği" şeklinde.

Öte yandan ona da Zafer Şahin'e yaptığım çağrıyı tekrarlayacağım. Mutlaka terziye uğramalı. Hali pür melali türkü sözü gibi, "Aman dar geliyor düğmeler..."

***

Futbolsuz olmaz

Ukrayna maçı yazımı teslim ettikten sonra oynandı. Zaten İsveç yenilgisinden sonra "seyir iştahım" kaçmıştı. Bunun sebebini de Yüz Yüze Futbol'da Ömer Üründül'ün ağzından duydum:"Frikik bile kazanamıyoruz. Hakan Çalhanoğlu var, frikik yok" sanırım her şeyin özeti bu yorumda.

GÜNÜN SÖZÜ

İnsanı ezen hayat değil düşüncedir. Hoffmann Sthal

Yazarın Diğer Yazıları