Reklam sektöründe “FMCG” olarak adlandırılan bir alan vardır.
Türkçe açılımı Hızlı Tüketim Malları olan bu alandaki bir ürün için üretilen bir reklam sloganı, Türkiye’de adeta hafızalara kazındı.
“Vernelleyin yumuşacık olsun…” deniliyordu o reklamda, hatırladınız mı?

Slogan, ait olduğu ürüne hizmet etmekle kalmadı, futbol dünyasında da taraftarlara ilham oldu…
Alman teknik adam Werner Lorant hangi Türk takımının başındaysa, o takımın taraftarı bu reklam sloganını onun için de kullanılıyordu.
Yumuşatıcı reklamı, teknik adamın reklamına dönüşmüştü sizin anlayacağınız…

Bugünlerde de siyasette bir yumuşama önümüze koyulunca, benim de aklıma o Vernell reklamı geldi. Hemen yumuşatıcı ile yıkanan çamaşırları araştırdım.
Karşıma çıkan bir teze göre; yumuşatıcılar çamaşıra gereğinden fazla proton yüklüyor.
Böylece çamaşır yumuşuyor yumuşamasına da, üzerimize giydiğimizde ihtiyacımız olan elektronları vücudumuzdan aldığı için bizi halsiz, bitkin ve agresif hissettiriyor…

Bu tezin doğruluğu kesin olarak kanıtlanmış değil. Kesin olarak reddedilmiş de değil.
Ama ben size bu tezin siyasetteki yumuşamada gerçekleştiğini kanıtlayabilirim!

İktidar “yumuşama” daha doğrusu “yumuşatma” hattına neden geçti?
Çünkü CHP’nin erken seçimi gündeme getirmesinden ödü kopuyor.
Diyeceksiniz ki; “CHP’nin ve komple muhalefetin Meclis’ten erken seçim kararı çıkaracak gücü yok, neden korksun ki?”
Muhalefetin parlamentoda böyle bir gücü yok ama şu anda CHP’nin arkasındaki halk desteği Cumhur İttifakı’nın Meclis gücünden çok daha fazla.

Saray rejimi, CHP’nin yerel seçimde aldığı büyük halk desteğinin AKP iktidarına büyük bir tepkinin eseri olduğunu biliyor ve CHP’nin gündeme getireceği erken seçimin kamuoyu baskısına dönüşme ihtimali Saray’da uykuları kaçırıyor…

Yumuşatma üzerinden kısa vadedeki hedef, CHP’nin aklına erken seçimi getirmemek!
Bunun için de 28 Şubat paşalarının tahliyesi, ilk yumuşatıcı olarak kullandı…
Orta vadedeki hedef ise, CHP’yi yeni anayasa sürecine entegre etmek!
Yeni anayasa sürecine yaklaştıkça, Osman Kavala, Can Atalay, Selahattin Demirtaş ve Gezi Parkı davalarında neler göreceğiz neler…

Sizin anlayacağınız eldeki cephaneyi idareli harcıyor, vakitsiz namaz kılmıyor iktidar…

Ve uzun vadeli hedef ise, bütün bunların sonunda Özgür Özel’in parlatılmış olması…
Erdoğan’ın ya da yerine aday yapacağı bir ismin Mansur Yavaş ya da Ekrem İmamoğlu yerine Özgür Özel ile eşleşmesi…

İsmet Paşa’nın deyimiyle, “Hadi canım sen de” diyenler varsa, az yaklaşsın!
Gerçekten siyaseti ve siyasetini yumuşatan bir iktidar; etki ajanlığı yasası hazırlar mı?
Seferberlik yönetmeliğinde, halka karşı seferberlik ilan etme yetkisini kendine tanır mı?
Emekli paşaların konuşmasına yasak getiren düzenlemeyi gündemine alır mı?

Bunlar ne anlama geliyor?
İktidarın tek adam rejimini, otoriter yönetimini tahkim edecek, korku imparatorluğunu daha da güçlendirecek adımlar değil mi?

Öyleyse?
Siyasette yumuşuma falan yok vatandaş!
CHP’nin yumuşatılması var!

CHP yumuşuyor, CHP yumuşacık oldukça AKP iktidarı söz konusu düzenlemelerle daha da sertleşiyor!
Yumuşama gündemine paralel şekilde bu düzenlemeler yapılırken, CHP’nin kıyameti koparması gerekirken ses çıkardığını duyanınız var mı?

Tam da yumuşatıcıların çamaşırlar üzerindeki o etkileri gibi yani CHP’nin durumu!
Yumuşadıkça halsiz, bitkin ve tepkisiz!
Üstelik bu CHP, yerel seçimden AKP karşısında tarihi bir zaferle çıkmış, yüzde 25’lik cam tavanı kırmış bir CHP…

Şu işe bakın!
Tarihinin en zayıf dönemini yaşayan AKP iktidarı, böylesine güçlenmiş bir CHP karşısında siyasi sertlikleri hayata geçirmeye ürkmesi gerekiyor ama ürkmeden sert adımlar atıyor!
Sanki daha yeni yapılmış bir seçimden zaferle çıkmış olmanın güveni var AKP’de!

Anlaşılan o ki; Kılıçdaroğlu’nun aklımızla alay ettiği helalleşmeli 6’lı masa illüzyonuna bir seçim dönemini bize harcattığı gibi, Özgür Özel de önümüzdeki dört-beş senemizi gömmeye kararlı…

Erdoğan, yerel seçim sonrası yeniden oyun kuruyor ve gücünü topluyor.
Uygun gördüğü vakit geldiğinde kavgayı yeniden başlatacak.

O gün ise Özgür Özel, üzerlerine gereğinden fazla proton yüklemesi yapıldığını, Türkiye’nin CHP’nin yumuşamasına değil, Erdoğan iktidarından kurtulmaya ihtiyacı olduğunu anladığında korkarım geç olacak!