Savunma Sanayinde seçim masalları

İktidar partisinin seçimde kullandığı “Güçlü Türkiye Güçlü Ordu” sloganı ne kadar gerçekçi? Millî tank, millî helikopter, millî uçak... söylemleri maalesef henüz birer proje! İnsanımızın millî duygularını okşayan vaatler ne yazık ki çoğu kez günlük siyasetin kısır çekişmelerine kurban ediliyor.

Adı millî ile başlayan bir Savunma Bakanlığımız ve Savunma Sanayi Müsteşarlığımız var. Sözde her iş büyük bir gizlilikle yürütülüyor! Kırmızı Kitap, Siyaset Belgesi, Türkiye’nin Millî Askeri Stratejisi (TÜMAS), Silah Tedarik Programları... vs onlarca plan var. Fakat tüm bu planlar son Millî Güvenlik Siyaset Belgesi (MGSB) tartışmasında görüldüğü gibi iktidarın siyasi fantezilerini perdeliyor!

Üstelik projeler TBMM ihtisas komisyonlarında tartışılmıyor, Sayıştay tarafından denetlenemiyor veya denetlense bile sadece hükümet yetkilileri görebiliyor. Böyle olunca da yolsuzluk söylentileri, israf iddiaları gün geçtikçe artıyor. Projeler yıllarca sürüncemede kaldığı için tam hayata geçirileceği zaman demode oldukları anlaşılıyor. İşler, Ulaştırma Bakanlığı’nın son mobil iletişim ihalesinde yaşandığı gibi “4G’de geç kaldık, bekleyip 5G’ye geçelim” basitliğiyle ele alınıyor. Sonuçta geç kaldığı itiraf edilen ihale 3 ay daha geciktiriliyor. Bu kısır döngü bitmek bilmiyor!

Savunma Sanayi ihalelerindeki belirsizlik öyle bir noktaya vardı ki, SSM artık geri plana düştü. Müsteşarlık web sitesinde önemli proje bilgileri yıllardır yenilenmiyor! Halen süren projelerle ilgili çoğu sayfa, 5 yıldır güncellenmiyor.

Türkiye gibi kaynakları sınırlı bir ülkenin her silah sistemini kendisinin üretmesi ve savunma sanayinin her alanında söz sahibi olması mümkün değil. Ancak bu durum rakamları çarpıtarak düzeltilemez. Son 5 yılın verileri incelendiğinde ihracatta ve AR-GE çalışmalarında gelişme var ama ithalat da ihracatın 3 katına yükselmiş durumda. Üstelik ihracat rakamlarını yükselten de yabancı holdinglerin ülkemizde kurduğu yerli soslu şirketler. Bakın belirsizlikler nelere sebep oluyor;

150 yıl sonra ilk Millî Piyade Tüfeğimizi (MPT-76) ürettik. Ancak henüz satış yok ve seri üretime geçilemedi...

İlk Millî Helikopterimiz denilen (Taarruz Taktik Keşif Helikopteri) ATAK- T 129 İtalyan Agustawestland ile ortak üretim...

Kendi uçağımızı yapıyoruz diye övünen hükümet, Hürkuş’un test uçuşları yapılırken Güney Kore’den eğitim uçağı KT-1 siparişi verdi. Böylece, 80 yıl önce ilk yerli uçağı üreten ancak satın alma sözü verdikleri halde almayan dar kafalı bürokratlar tarafından iflas ettirilen merhum Vecihi Hürkuş’un kemikleri bir kez daha sızlatıldı...

“Millî Tank” yani Türk Ana Muharebe Tankı ALTAY üzerinde neredeyse 10 yıldır konuşuluyor. Fakat ihalenin ana yüklenici firması Koç Otokar henüz  “Prototip Geliştirme ve Kalifikasyon” aşamasında...

Millî Gemi (MİLGEM) ihalesinde ilk gemiler suya indikten sonra ileri safhalara geçilirken sırf güncel siyasi nedenlerle ihale Koç grubundan alınarak yandaş iş adamına verildi...

Uzun menzilli füze ihalesinde Çin’le fiyat ve teknoloji transferi konusunda anlaşıldı. Ancak Batılı müttefiklerimizin baskıları yüzünden sözleşme bir yıldır imzalanamıyor.

Tüm önemli savunma projelerine ait en gizli bilgiler 2009’dan sonra başlayan derin davaların eklerinde mevcut. İlgisiz ve yetkisiz kişilerin eline geçen gizli, çok gizli ve kozmik bilgilerin üzerinde mahkemelerin gizlilik kararı var. Ana muhalefet partisine dahi yasak olan en gizli bilgilere sanayi casusları veya yabancı istihbarat ajanları kolayca ulaşabiliyor!

Ne yazık ki, bizde devlet aklı değil tilki kurnazlığı var. Kafaları ancak kaçmaya yahut kolay av yakalamaya çalıyor. Türkiye’de kimin kim olduğu, ne yaptığı, nereye çalıştığı onlarca yıldır bilindiği halde kişiler, firmalar, sosyal kesimler bir anda hain ilan ediliyor. Sorun avanta paylaşımında ve suçüstü yakalananın kendini kurtarmak için ortağını satmasında yaşanıyor! Gerisi göz boyama! Mehmetçiğin mayası sağlam olmasa ortada ne doğru dürüst devlet ne de gerçekten güçlü bir ordu kalır!

Yazarın Diğer Yazıları