Seçimi kim kaybedecek

Demokrat ve medeni ülkelerde seçimi kazanamayan parti lideri, seçimden sonra basın toplantısı yapar ve açık bir şekilde mağlubiyetini kabul eder. Kazanan parti lideri de halka teşekkür ederek galibiyetini duyurur. Bu tavır gerçek demokrasilerle yönetilen ülkelerin geleneğidir. Türkiye'de seçimden sonra, Meclis'e giren bütün parti liderleri basın toplantısı düzenler ve aldıkları oya bakmaksızın galibiyetlerini açıklar ve halka teşekkür eder. Bu gelenekten dolayı Türkiye'de seçimi herkes kazanmaktadır. Öyleyse seçimlerde kim iktidar olacak diye sormak gerekir. Hukuk devleti, eşitlik, dürüstlük, ahlak ve adalet gibi değerlerin ikinci plana atıldığı ikinci sınıf demokrasiler de iktidarla birlikte giden ve gelen bazı odak ve çıkar grupları vardır. Bunlar siyasi partiler gibi değildir, hep iktidarın yanında yer alırlar ve hep kazanırlar, çıkarcı gazeteci ve akademisyenler, müteahhitler, sanayiciler, bazı yargı mensupları, basın-yayın kuruluşları, sendikalar sosyal ve kültürel dernek ve vakıflar olabileceği gibi dini cemaat ve tarikatlar da olabilmektedir. Vatandaş, iktidardan yararlanan en son gruptur. AKP düzeninin aktörleri, AKP ile seçimi kazanacak veya kaybedecektir. Cumhuriyet tarihinde hiç bu kadar yandaşlık politikası görülmemiştir. Kamu kaynakları hiç bu kadar çarçur edilmemiştir. CHP ve MHP'ye tarihi görev düşmektedir. Türk milletinin ve devletinin içinde bulunduğu tuzaktan kurtulması gerekir. Bu tarihi görev sadece partilere değil yurtseverlere de düşmektedir. Milliyetçilerin ve ülkücülerin hiçbir bahane üretmeden oylarını MHP'ye vermeleri gerekir. Bu bir vatan borcudur, aynen askerlik yapmak ve vergi vermek gibi. MHP ile ancak MHP'liler hesaplaşır, öyleyse önce oyunu MHP'ye ver, seçimden sonra ise git yönetime itirazlarını ve kritiklerini yüzlerine söyle. Zira AKP kazanırsa ülke ve milliyetçiler kaybeder. 7 Haziran seçimlerinde, CHP'ye oy veren bazı seçmenler, sırf AKP kaybetsin diye HDP'ye oy vermişlerdir. Bu tehlike üzerine biz bir yazı yazdık. "Yanlış iş yapıp doğru sonuç beklemek" diye. Bu kez 1 Kasım'da bu oyların tekrar CHP'ye dönmesi ülke açısından iyi olacağı şüphesizdir. HDP'ye oy vermek, AKP'ye oy vermekle aynı anlamı taşır, her iki parti de ülke bütünlüğü ve Türklük için tehlikelidir. Özet olarak seçimi AKP tekrar kazanırsa, Türk milleti kaybetmiş olacaktır.

Soykırım yalandır 

İsviçre parlamentosunun "Ermeni soykırımı yoktur" demeyi yasak eden kararı üzerine, Doğu Perinçek'in başını çektiği bir grubun, Temmuz 2005'te Lozan Antlaşması'nın yapıldığı yerde "Soykırım yoktur, soykırım uluslararası bir yalandır, Ermeni soykırımı emperyalist bir yalandır" cümleleriyle yasaya karşı davranması üzerine İsviçre hükümetinin şikayeti üzerine İsviçre mahkemesi, Perinçek'i 3 ay hapse mahkûm etmiştir. Perinçek de bu kararı Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi'ne götürmüştür. 17 Aralık 2013 tarihinde AİHM 2. Dairesi, İsviçre mahkemesi ve hükümetinin yaptığının ifade özgürlüğü ihlali olduğu kararına varmıştır. İsviçre hükümeti bunu bir üst mahkemeye temyize götürmüş ve AİHM, 16 Ekim 2015'te Doğu Perinçek'in haklı olduğuna karar vermiştir. Öncelikle, Sayın Doğu Perinçek'i kutlayıp teşekkür ederiz. Bu karar Türk milleti ve Devleti için önemli bir karardır. Bu kararı Erdoğan veya Davutoğlu alsaydı, kırk gün düğün dernek kurarlardı ve milliyetçi oyları toplamak için tezgah üstüne tezgah hazırlarlardı. Sayın Perinçek büyük bir olgunlukla, bu kararın Türk milletine ait olduğunu belirterek kalitesini ve farkını göstermiştir. AİHM kararları 47 Avrupa Konseyi üyesi ülkede geçerlidir. İleride çıkacak birçok sorunda bu karar emsal olacaktır. Ermeni iddiaları ve Ermeni lobileri bu kararla ciddi bir yara almıştır. 17 mahkeme üyesinin 10 tanesi Perinçek'in haklı olduğu yönünde karar vermiştir, dolaysıyla kıl payı alınan bir karar değildir. Avrupa'da birçok ülke bu karardan hoşnut olmamıştır. Avrupa'da çok güçlü olan Ermeni lobisinin gücü ve güvenirliliği zedelenmiştir. Mahkemeye İsviçre ve Ermenistan devletlerinin avukatları katılmıştır. Uluslararası bir mahkemede Türk tezinin kabul edilmesi bir mahkeme zaferinden daha önemlidir. Zira işlemediğimiz bir suçu zorla kabul ettirmek isteyen emperyalistlere ve biz yapmadık deme hakkını bile çok gören karanlık bir zihniyete ders olmuştur. Bu tür hukuk ve politik faaliyetler soykırım yalanının ortaya çıkartılması bakımından uluslararası kamuoyunu ikna edici olacaktır. Sayın Doğu Perinçek'i bir kez daha kutluyor ve teşekkür ediyoruz.  

Yazarın Diğer Yazıları