Sfenks konuştu!

Ülke  “Savcılar-MİT’çiler”  krizi içerisinde çalkalanırken, ameliyat ertesi  “nekahet” dokunulmazlığından yararlanan Başbakan Erdoğan AKP’nin İstanbul İl Gençlik Kolları’nın Abdi İpekçi Spor Salonu’nda gerçekleştirilen 3. Olağan Kongresi’ne Üsküdar Kısıklı’daki konutundan telekonferans yöntemiyle katıldı ve  “Büyük Usta”  diye anons edilen Erdoğan, nihayet  “Olemp Dağı’ndan”  konuştu... Fakat  “Derin Kriz”  ve jet hızıyla kabul edilen MİT erkanını  “dokunulmazlık zırhı ardına” saklayan kanunla ilgili sadra şifa bir cevap vermedi... Ancak,  “Devletin kurumları, milletin evlatları arasında kavga yok”  dedi... Öyle diyorsa öyledir! Yalnız kim seçilmiş, kim kimin tarafından atanmış, pek belli değil... Daha doğrusu MİT’çilerin, kendisi tarafından atandıkları malum. Şimdi de bu  “atanmışların” artık bütün  “hareketlerinde” kendisi tarafından korunacağı da belli.  

***


Erdoğan diyor ki:  “AK Parti değişimin ve demokratikleşmenin lokomotif hareketi olarak tarihi bir sorumluluk üstlenmiştir. AK Parti’yi yolundan saptırmaya yönelik her türlü girişim, Türkiye’nin rotasına müdahale anlamına gelir. Demokraside, yasamanın, yürütmenin, yargının yetki ve sınırları bellidir. Sınırları aşan her türlü girişim, yetki gaspıdır, millet iradesinin çiğnenmesidir. Gücünü milletten almayan, milletle aynı yöne, aynı istikamete bakmayan her girişim, millet nezdinde, anayasa ve yasalar nezdinde gayrimeşrudur. Biz bu ülkede gayrimeşruluğa izin vermeyiz. Hiçbir zaman seçilmişleri, atanmışlara kul etmeyiz.”
Yani adeta bundan sonrası için  “açık çek” istiyor!
Şurası da malum  “atanmışlar”  sadece savcılar yargıçlar değil; öncelikle  askerler de...

***


Erdoğan modern ve dindar gençlik konusuna da değindi ve dindar gençlik yetiştirileceği temasını da genişleterek anlattı:  “Bu ülkede geçmişte yapılan hatalar, millete ve ülkeye çok ağır bedeller ödetti, bu bedellerin de tekrar tekrar ödenmesine, millete yeniden ağır faturalar ödetilmesine razı olmayacağız. İşte onun için biz’gençlik’diyoruz”  dedi.
Yani Cumhuriyetin kuruluşunda gençlerin dindar olmaları engellenmiş ve  “ateist”  Allah tanımaz olarak yetiştirilmişler!..
Her ne şekilde, hangi inançta olursa olsun  “Dindar olmak”  Allah’ın varlığına inanmak, tabii ki tartışılamaz. Ateist olmak ise kainatın tabiatına aykırı.. Ancak anayasasında  “Laiklik”  önde gelen bir ilke olunca,  “dindar” lığı tefrik etmek, öne çıkarmak da yanlış. Hele bu  “Atatürkçü, milliyetçi” gençliğin karşıtı olarak ifade edilirse! Ve Cumhuriyetin kurucusu Atatürk’e adeta meydan okumak anlamını alırsa.
“Dindar Gençlik”  yetiştirilmek isteniyorsa kolayı var; ilkokulları  “surelerin”  hep bir ağızdan ezberletildiği mahalle mektepleri, diğer okulları  “imam hatip” , üniversiteleri de “medrese”  yapsınlar.

***


Anayasa Mahkemesi 30 Temmuz 2008 tarihinde AKP için  “laikliğe karşı eylemlerin odağı”  olduğu hükmünü vermiş ve partiyi cezalandırmıştı. Erdoğan, eğer o sıralarda,  “dindar gençlik yetiştirilmeli” demiş olsaydı, bu sözler de delil teşkil edecekti.
Nereden nereye geldik, getirildik... Farkında mısınız?

Yazarın Diğer Yazıları