Siyasetimize giren yeni kelimeler: Format ve angajman

Öcalan edebi konuşmaya devam ediyor. Hilmi Özkök’ün kasaptaki ete soğan doğramaması gibi o da boş havuzda yüzmezmiş.
‘Format’ı konuşmalarına sokarak, iletişim diline ne kadar hakim olduğunu göstermek istiyor. Herkes bu formatın peşine düştü. Daha önce statü istemişti ama statüyü az çok bildiğimiz için fazla üstünde durmadık. El yordamıyla bir şeyler sezinlemeye çalıştık. Bizde adettir Meclis yalnız torba yasalar için toplanır. O da uyku saatlerinde. Elalemin meclisi gibi çok kritik ve dünya çapında siyasi durumlarda değil. Öcalan’la olan durumu da böyle anlamaya çalışıyoruz.
Angajman işi de askeri bir terim olmakla beraber, yeni zuhur edenler arasında. Birkaç kilometre yaklaşırsanız sınırı ihlal etmiş olursunuz ve teröristleri kontrol etmeye çalışanSuriye helikopterini vurursunuz. Oysa sınırlarımız kalmamış ki ihlal edilsin!..
Askerin de bu angajman lafını neye kullandığını düşündüm düşündüm, sonunda buldum; çok özel bir dil geliştirmek istiyorlar. Yani  “Siz anlamazsınız, biz mühim işler yapıyoruz”  demek istiyorlar.
Bir de  “Vandal” var. Bu sözün de etimolojisini, tercümesini bilen beri gelsin. Benim bildiğim kadarıyla Vandallığı yapanlar PKK’lılar, polis ve iktidar güçleri. Kendilerine Vandallık atfedilen çocuklarda insana zarar verecek hiçbir araç yok. Arada bir gül, karanfil taşıyorlar, bir de çantalarında gazdan korunmak için öteberi...

 


***

 


Algılarla oynamakta üstlerine yok. Suriye’de 100 bin kişi öldü diyorlar ve bunu Esad yapmış gibi gösteriyorlar. Oysa bizim sınırdan geçen teröristler ve ÖSO denilen muhalifler ve dolayısıyla Türk iktidarı.
Başbakan ormanı koruyan gençler için  “Ormana gitsinler. Ben yol yapacağım”  diyor. Ayrıca yolun medeniyet demek olduğunu iddia ediyor. Paçalarından dökülen bir medeniyet.
Hezimetin bini bir para. Küçük hezimetlerden biri de Salih Müslim’i kandıramamaları. Adamı belki yüz defa Türkiye’ye çağırdılar Esad’dan koparmak için, başaramadılar. Şimdi Salih Müslim bizim iktidara veryansın ediyor. Bütün açıklarını ortaya koyuyor.

 


Bir aşk şarkısı
Bunu yazmadan geçemeyeceğim. Şimdi sırası mı diyeceksiniz. Televizyonlarda nefis bir aşk şarkısı dinliyorum. Gezi’ciler yapmış. Adı  “Gitmeden Önce”. Aşkı bütün temizliği ve bugün içinde bulunduğumuz o ipek gibi hüznüyle anlatan bir şarkı:  “Şimdi otobüs gelir, biner giderim/Gitmeden önce gel bakalım, gel bakalım.” İşte medeniyet bu. Gaz bombalarından ölür, kör olur, yanarken bile aşk şarkıları besteleyebilmek.

Yazarın Diğer Yazıları