Sol gösterip Kürt vurmak

Gayrimillî AKP'nin "Çözüm Süreci" adıyla başlattığı "Türk Devletini Çözme Süreci" 7 Haziran 2015 seçimlerinde AKP'ye oy veren bazı Türklerin uyanmasıyla hayata geçirilemeden durduruldu. AKP, uyanan Türkleri tekrar uyutmak için ülkeyi acil seçime götürüyor. İki seçim arasında göz boyamak için durdurulan, PKK karşıtı operasyonlar tekrar yapılmaktadır. Siyasi İslamcı AKP iktidarı tarafından şımartılan PKK, Cizre Belediyesi iş birliği ile devletin yasalarını ve bütünlüğünü dikkate almadan özerklik ilan etmiştir. Bu olay üzerine 4-12 Eylül tarihleri arasında ilçede sokağa çıkma yasağı ilan edilmiştir. Bu yasağın amacı teröristleri ve iş birlikçileri sivillere zarar vermeden yakalamaktır. Gel gör ki, ülkemizde kendinden menkul değerleri olduğunu düşünen bir takım zevat, sol ve hümanist kisve altında TSK'nın Cizre operasyonuna dil uzatmaktadırlar. Bu zevatlar her kritik millî olayda Türk devletinin aleyhine olacak her türlü propagandanın içinde yer alırlar. Yani amiyane tabirle sol gösterip Kürt, Ermeni veya Rum vururlar. PKK sempatizanlığını ve Kürtçülüklerini saklamak için solcu ve barışçı numarasına yatmaktadırlar. Bir kısım samimi avanak da bunların tuzağına düşerek solculuk yapmak için, istemedikleri halde kendi halkına ve devletine ihanet etmektedirler. Sizlerin AKP'ye oy veren cahil kesimden ne farkınız var. Onlar ve sizler, Türk devletini tahrip etmeye farklı cenahlardan da olsa iş birliği yapmaktasınız. Örnek olması için rahmetli Bülent Ecevit'in 29 Ocak 1971'de Türkiye Büyük Millet Meclisi'nde yaptığı bir konuşmadan konumuzla ilgili bir kesit sunalım. "Hiçbir zaman, silahlı terörizmi solculuk sayan sahte devrimcilerin kanlı ellerine, ellerimizi vermeyeceğiz." Görüldüğü gibi Türklük karşıtı, bu solculuk numarası sadece, günümüzde değil, geçmişte de var olan bir tezgahtır. Sosyal medyada ve bazı basın yayın kuruluşlarında, PKK'nın Cizre sokaklarına döşediği mayınlardan birinin üzerine basarak tek bacağını kaybeden bir çocuğun resmi üzerinden sahtekarlık yaparak Türk Silahlı Kuvvetleri yapmış algısı uyandırmaya çalışılmaktadır. Bir grup sahte ve tatlı su solcuları da ne olup bittiğini anlamadan veya kasıtlı olarak PKK ve yandaşlarına destek olmaktadırlar. Kürtleri artık net olarak ikiye ayırmak gerekir, birinci kısım, tarih boyu Türklerle kader birliği yapmış, sevinçte ve tasada birlikte olmuş, barış içinde birlikte yaşamış, yurdunu ve milletini seven Kürtler. İkincisi ise tarih boyu Türklerle savaşmış, düşmanlarla iş birliği yapmış, Türk'ün bayrağına, vatanına, birliğine kast etmiş, her fırsatta düşmanlık yapmış olanlar ile Kürt olmadığı halde Türklere karşı şer odaklarıyla iş birliği yapmış ne idiğü belirsiz yaratıklar olarak sınıflandırmak gerekir. Türkler ve Kürtler kardeştir, buna bütün samimiyetimizle inanıyoruz. Ne Türkler ne de Kürtler birbirlerinin ölmesini istemezler, bunu isteyenler ne Türk'tür, ne de Kürt'tür.

Seçime giderken  

Bu hafta milletvekilleri aday isimleri Yüksek Seçim Kurulu'na verilecektir. Erdoğan istediğini yaptı ve ülkeyi tekrar seçime götürmektedir. Ülkenin zamanı ve yoksul halkın vergileri Erdoğan yüzünden çarçur edilecektir. Bu seçimde de aynı sonucun gelme ihtimali çok yüksektir, dolayısıyla bu kadar zaman ve para Erdoğan'ın keyfi için harcanacaktır. Erdoğan HDP'yi bitirme düşüncesinde samimiyse eğer, seçim barajını yüzde üçe indirir ve çok sayıda farklı felsefede Kürtçü parti seçim sahasına ve Meclis'e girer, Erdoğan da Kürtler de HDP tekelinden kurtulur. Erdoğan bu seçimde, iktidar için, ihtiyacı olan 18 milletvekilini de almak için her yola başvuracaktır. Ancak dört partinin Meclis'e girmesi durumunda seçim sistemi gereği bir partinin tek başına iktidarı imkansıza yakındır. Erdoğan bunu bildiği için olağanüstü tedbirler alacaktır. Önce yasal yollardan bunu deneyecektir. Saadet Partisi ve Büyük Birlik Partisi'yle seçime ortak gitmek gibi bildik tedbirler alacaktır. CHP veya MHP'nin Erdoğan'ın elinden bu kozu almak için bu partilere teklif götürmeleri çok akıllıca olacaktır. Bu kritik dönüm noktasında Erdoğan'a bu seçimde gerekli dersin verilmesi için CHP ve MHP'nin aday seçimlerinde daha dikkatli davranmaları da hem kendileri hem de ülke çıkarları için çok önemlidir. Prof. Dr. Haydar Baş, Abdüllatif Şener ve Saadettin Tantan gibi kamuoyunda iyi bilinen ve sempati duyulan parti ve isimler davet edilmelidir. CHP'nin 7 Haziran seçimlerinde 2011 seçimlerinden daha az oy almasının tek nedeni HDP'ye kaçan Kürt oyları değildir. Devleti ve CHP'yi kuran rahmetli Mustafa Kemal Paşa'ya, kefere Mustafa diyen, Laz Enstitüsü kurarak Türkiye'den hak iddia eden birisini getirip CHP'ye genel başkan yardımcısı ve milletvekili yaparsanız oy kaybedersiniz. MHP yönetiminin de seçeceği adaylarda tecrübe, görgü, bilgi ve kamuoyunda saygı uyandıran prezantabl isimlerin, listelerinde olması çok önemlidir. Örneğin teşkilattan yetişmeyen ancak yurt sever entelektüel, Prof. Dr. İlber Ortaylı, teşkilattan yetişen devlette ve siyasette önemli görevler yapan Prof. Dr. Kemal Çevik gibi benzeri isimlerin bulunması MHP'ye yeni seçmen ve yeni kan getirecektir.

 

Yazarın Diğer Yazıları