Son yolculuk kaptanının seyir defterinden…
Yaratıcımız yüze Allah Ankebût Suresi 57. Ayeti ile “Her can ölümü tadacaktır” diyerek yarattıklarının “ölüm” olarak adlandırılan bir evreden mutlaka geçeceğini ve yaşadığı dünya hayatının böyle noktalanacağını bildiriyor. O yüzden “Niye ölüyoruz?” diye sorgulamayı gereksiz buluyorum. Ozanlarımız da “Ölüm Allah’ın emri, ayrılık olmasaydı…” diyerek bu gerçeği kabullenmişler. Karacaoğlan ise; “Karacaoğlan der; kondum göçülmez / Acıdır ecel şerbeti içilmez / Üç derdim var, birbirinden seçilmez / Bir ayrılık, bir yoksulluk, bir ölüm…” diyerek ölümün kendi hayatındaki anlamını ifade etmeye çalışmış.
Ölüm temasının edebiyatımızdaki yansımalarından bahsederken büyük şairimiz Yahya Kemal Beyat’lının, “Rindlerin Ölümü” şaheserini hatırlamamak mümkün mü?
Ölüm âsude bahar ülkesidir bir rinde;
Gönlü her yerde buhurdan gibi yıllarca tüter.
Ve serin serviler altında kalan kabrinde
Her seher bir gül açar, her gece bir bülbül öter.”
Üstad, bu mısralarıyla ölüme korkuyla değil sevgiyle bakar ve ölümü, “bahar ülkesine açılan bir kapı” olarak tasavvur eder.
Kültür hayatımızda ölüm konusu o kadar çok işlenmiştir ki, her birinden birer cümle bahsetmeye kalksak ciltler dolusu kitap olur. Bu alana katkı sağlayan bir çalışmaya da Onur Karakoç imza attı. Bir cenaze imamı olan Onur Karakoç, dünya hayatını tamamlayanları son yolculuğuna uğurlarken tespit ettiği gözlemlerini kitaplaştırdı. Onur Karakoç, kalemiyle dokunduğu eserinde duygu yüklü bir yolculuğa davet ediyor okurları. "Bir Cenaze İmamının Anıları" adlı kitabında, yaşamın kaçınılmaz gerçeklerinden biri olan ölüm ve cenaze ritüelleri etrafında dolaşan insan hikayelerini ustaca işliyor. Bu derinlikli eser, cenaze imamının gözünden olaylara odaklanarak okurları yaşamın kırılma noktalarına doğru bir yolculuğa çıkarıyor. Yazar, her bir cenaze töreninin ardında gizli kalmış duyguları ve insan ilişkilerini ele alırken, ölümün toplum üzerindeki etkilerini de derinlemesine inceliyor.
Kitap, duygu yüklü anlatımı ve etkileyici hikayeleriyle okurlara hem düşündürücü bir deneyim hem de insanın ölümle yüzleşme sürecindeki çeşitli duygusal evreleri anlama fırsatı sunuyor. Eseri okuyanlar, hayatın anlamını sorgularken bir yandan da ölümle barışma sürecinde kendilerini buluyor.
“Ölüm deyince tüyleriniz ürperiyor değil mi? Peki, hiç ölüm haberleri ya da ilginç, duyulmamış ölüm hikayelerini okudunuz mu? Okuduğunuzda gülelim mi yoksa ağlayalım mı diye çok düşüneceksiniz..." sözleriyle kitabını takdim eden Onur Karakoç, mesleğinin inceliklerini de şu sözlerle özetliyor:
“Ağlamayacaksınız, üzülmeyeceksiniz, duygulanmayacaksınız, her ne olursa ve ne yaşanırsa yaşansın dimdik ayakta durup moral verip, teskin edeceksiniz.
İçimizde depremlerde olsa, fırtınalarda kopsa insanlara bunu yansıtmayacaksınız.
İnsanların en duygusal, en zayıf olduğu anlarında onların yanında olacaksınız. Yalnızlıklarını ve acılarını paylaşacaksınız. Bakışlarınızla, hal hareketiniz ve samimiyetinizle onlara bir nebze de olsa moral vereceksiniz.
Her gün acılı insanların gözyaşlarını, hüzünlerini ve negatif enerjilerini alıp yerine metaneti, sabrı ve pozitif enerjiyi vereceksiniz.
İşte cenaze imamlığı böyle bir şey...”
Cenevre Fikir Sanat Yayınları
Tel: 0543 287 75 15
“Nasıl Öldüler”e
60 yıl sonra yeni baskı
Ölüm, insan hayatının doğal akışı içinde kaçınılmaz bir hayat gerçeği olarak insanın yanı başındadır.
Vecdi Bürün’ün anlatımlarına göre ölüm “her nefis ölümü tadacaktır” emri mucibinde bir kez ve son kez geçilen, dönüşü olmayan, farklı dünyaya bir köprüdür. İnsanlar yaşadıkları gibi ölüm anı da herkes için ibret dolu bir sahnedir. “Nasıl Öldüler”de din ve vatan gayretleri ile örülü bir ömrün neticesinde gül bahçesine gider gibi fani âlemden baki âleme giden Osmanlı tarihinin mümtaz şahsiyetlerinin kahramanlıklarına ve son anlarına yer verilmiştir. Osmanlı tarihinin önemli kahramanlarına ait detaylara yer veren, akıcı bir üslup ve bilimsel dikkatle kaleme alınan kitapta birçok bilinmeyene de açıklık getirilmiştir. Tarihin birçok büyük kahramanlarının ölüme yaklaştıkları anların duygu ve düşüncelerini aksettiren bu değerli eser tarihî araştırmaları ile haklı bir şöhrete ulaşmış bulunan değerli edip Vecdi Bürün’ün kaleminden çıkmıştır. Metinler önce Büyük Doğu mecmuasında tefrika edilmiş ardından Ötüken Neşriyat’ın bastığı ilk eserlerden biri olarak 1964 yılında okura sunulmuştur.
Ötüken Neşriyat
Tel: 0212 251 03 50