Sorun çözme yöntemi değişiyor

Sorun çözme yöntemi değişiyor

Beklenin aksine 6''lı Masa istikrarlı bir şekilde yoluna devam ediyor. Burada "istikrar" sözcüğüne vurgu yapmak isterim. Çünkü kutuplaşmalar üzerinden ve sürekli çatışma ve gerilimlerle ilerleyen Türk siyasetinde kavga hiç eksik olmamıştır. Öyle ki devlet başkanının öldürülmesine kadar varmıştır. Mesela, 1622''de dönemin padişahı II. Osman bir ayaklanma sonrası tahttan indirilerek boğdurulmuştur.

                Galiba Türk tarihinde sorun çözme yöntemi için bilinen tek yol en kestirmeden işi halletmek olan "kestirip at" yöntemidir. Bu sebepledir ki her zaman ya darbe yapılmış yahut insanlar baskı ve şiddetle yok edilmiştir.

                Örneğin Menderes''in idamı.

                Siyasal kültürümüzün demokrasi ile sınavı "Yeter söz milletindir" sloganıyla başladı ve görülüyor ki gene aynı sloganla asıl mecrasına girecek. Ancak geçmişte yaşanan darbeler-ideolojik kavgalar ve bağlı olarak hükümet krizleri, uyuşamayan, çabuk dağılan koalisyon hükümetleri süreci, artık sona eriyor.

                Nereden biliyoruz?

Önceki gün 9 saat süren 11. toplantısını yapan ve çok istikrarlı bir şekilde geleceğe doğru emin adımlarla yürüyen 6''lı Masa''dan biliyor ve görüyoruz.

Bu kadro, seçimi birlikte yapıp, istikrarlı ve kararlı tutumunu iktidara taşıdıktan sonra, Türkiye''yi yeni bir seçime götürürse, "Olmazları" başarmış olacak. İşte bu "Olmazların" başarılmasına siyasal büyük değişim veya siyasal kültürde devrim denir.

Abartmıyorum.

Yukarıda örneğini verdim. Kardeş katlinden, padişah katletmeye kadar, oradan cumhuriyete ve sonrasında gelişen siyasal cinayetlere kadar her siyasal davranışın kodlanmış bir kültürel kaynağı olduğu görülmektedir.

Peki, şu an, şimdi olan ne?

Bu geçmişteki kodların aksine, demokrasi bileşenleri etrafından saatlerce konuşabilme, görüşebilme ve sorunları tüm farklılıklara rağmen birlikte çözebilme kapasitesine ulaştırmaktır.

Siyaset sosyolojisi açısından, yaşadığımız ve hep birlikte tanıklık ettiğimiz bu durumun adına "Büyük dönüşüm" veya "Siyasal kültür devrimi" denecek. Denecek diyorum, çünkü tamamlanmadı. Böyle sürüp giderek istikrarını koruyup, süreci sonlandırırsa, evet, Türkiye''de sessiz bir devrim yaşanmış olacak.

Türkler, artık sorunlarını konuşarak, tartışarak, analiz ederek ortak akılla çözüyor olacak.

Bugüne kadar "Çok gitmez. Benzemezler geçmişte nasıl bir arada olamadılar dağıldılarsa, bunlar da aynı şekilde dağılır" inancında olanlar yanıldı. Aynı şekilde; "Koalisyonları gördük. Ne oldu? İki yılı bulmadan kriz çıktı. Boş verin şu parlamenter sistemi" diyerek, karşı tezi savunanlar da yanıldı. İşte bunun için 6''lı Masa olayı, Türk siyasi tarihine ilmek ilmek yeni bir kumaş örüyor gibi.

Ha, bir de şunu söyleyelim artık. "6''lı Masa" tabiri bitti. Bundan sonra 6 partinin bir araya gelerek oluşturdukları siyasi bileşenin adı; "Millet İttifakı" oldu. Çünkü DEVA ve Gelecek Partisi de Millet İttifakı''na katıldı. 11. toplantıdan çıkan sonuçlardan biri de bu.

TOPLANTI SONUÇLARI

                1-"Ülkemizin öncelikli konuları için hazırladığımız somut hedef, politika ve projeleri dokuz ana başlık ve yetmiş beş alt başlıkta topladık" diyorlar. Bu Millet İttifakı''nın yol haritası olacak. Şimdilik sözü edilen başlık ve alt başlıkları bilmiyoruz.

                2-"Türkiye, hukuksuzluk, kanunsuzluk ve başıbozuklukla hareket eden bir hükümet tarafından yönetilmektedir. Bu çerçevede, Anayasa ve kanunda hiçbir tereddüde yer vermeyecek kadar açık bir şekilde düzenlenmiş olan hükümler uyarınca, TBMM yenileme kararı almadığı müddetçe, Sayın Erdoğan''ın 14 Mayıs''ta yapılacak olan seçimlerde bir kez daha aday olması mümkün değildir" deniliyor.

Bu tespit, iktidar çevresinde dillendirilen siyasi kültürün geçmişten gelen krizci ögeleriyle uyumlu.

Ne, Erdoğan''ın diploma bilgisi ve ne de üçüncü kere Meclis''i feshedip aday olabileceği hükmü, seçmenin içine sinmiş değildir. Onlara göre değiştirilmeyen anayasa hükümleri de tıpkı değiştirilenler gibi sanki Partili Cumhurbaşkanlığı Sistemine göre yürürlüğe girmiş. Erdoğan''ın adaylığı için; "Sistem değiştikten sonra bu ikinci adaylığı" diyorlar. Öncekini saymıyorlar. Öncekini başka anayasaya göre seçilmiş gibi anlatıyorlar. Hâlbuki herkes biliyor ki, anayasanın değişen maddeleri ve değişmeyen devam eden maddeleri var. Değişenler, değiştiği için yeni duruma göre, değişmeyenler de tüm zamanlar için geçerliliğini koruyor. Cumhurbaşkanlığı seçimi değişmeyenlerden olduğuna göre her şey açık değil mi?

Yazarın Diğer Yazıları