Nar kabuğunun içerdiği ellagik asit, güçlü antioksidan, anti-mutajen ve anti-kanser özellikleriyle bilinir. Bu asit, kanserojen moleküllere bağlanarak onları büyük ölçüde nötralize edebilir. Ne yazık ki, birçok kişi nar kabuğunun bu değerli faydalarından haberdar değil ve bu yüzden kabukları çöpe atıyor. Oysaki, nar kabuğu inanılmaz derecede yüksek besin değerlerine sahiptir.
Nar kabuğu, ‘süper gıdalar’ olarak adlandırılan ve sürekli yeni faydaları keşfedilen bir grup besinin en yeni üyesidir. Antioksidanlarla dolu nar kabuğu, sağlık üzerinde önemli etkilere sahiptir. Kötü kolesterolü düşürme, bağışıklık sistemini güçlendirme ve çeşitli kanser türlerine karşı koruma gibi faydalarıyla dikkat çeker.
Flavonoidler, proantosiyanidler ve fenolik bileşikler gibi güçlü antioksidanlar içeren nar kabuğu, birçok hastalık riskini azaltabilir ve kötü kolesterol seviyesini düşürebilir. Bu bileşenler, özellikle kalp hastalıklarının önlenmesinde büyük rol oynar. Amerika’da yapılan araştırmalar, kalp hastalıklarına bağlı ölüm oranlarının artması üzerine, nar kabuğunun bu oranları düşürdüğünü göstermiştir. Sağlıklı bir diyet ve yeterli egzersizle birlikte, bu mucizevi meyvenin kabuğunu da düzenli olarak tüketmek yaşam kalitesinde belirgin bir fark yaratabilir. Tarihe bakıldığında, Hindistan’da insanların hastalıklardan korunmak için nar kabuklarını küçük parçalara ayırıp güneşte kuruttuktan sonra tükettikleri görülmüştür.
Geçmişte yapılan çalışmalar, nar kabuğunun kaynatılıp içilmesinin sakinleştirici etkileri olduğunu ve dizanteri, ishal, bağırsak solucanları gibi hastalıklarda faydalı olduğunu ortaya koymuştur. Eğer bulabilirseniz, %100 doğal nar çekirdeği yağını kullanmanızı tavsiye ederim. Eğer bu yağa ulaşamıyorsanız, nar çekirdeği özü içeren cilt bakım ürünlerini tercih edebilirsiniz.
