Bugünkü Yazarlar Tüm Yazarlar
Armağan KULOĞLU

Armağan KULOĞLU

Suriye harekâtı bekletilecek mi?

Suriye harekâtı bekletilecek mi?

Dikkatler, İsveç ve Finlandiya''nın NATO üyeliğine ve dolayısıyla Madrid''de yapılan NATO zirvesine çevrildiği bir ortamda Türkiye''nin, uzun bir süredir gündemde tuttuğu Suriye harekâtını, hazırlıkların tamamlanmasını müteakip başlayacağını açıklasa da, gelişecek duruma göre hareket etmek üzere, kısa bir süre için beklemeye aldığı anlaşılmaktadır.

Bu iki konu birbiriyle ve Rusya-Ukrayna savaşının gidişatıyla da ilgilidir. Gelişmelerin, Türkiye''nin Suriye operasyonunu çeşitli boyutlarıyla etkileyebileceği düşünülmektedir.

İsveç ve Finlandiya''nın üyelik sürecinin Suriye harekâtına etkisi

Bu iki ülkenin NATO''ya üye olma hususunda Türkiye''nin itirazının sebebi, bu ülkelerin terörü desteklemesinden, himaye etmesinden ve ona gösterdiği müsamahadan kaynaklanmaktadır. PKK/PYD/SDG, FETO ve DHKP-C bu terör kapsamındadır. Ayrıca uygulanan silah ambargosu da Türkiye''nin itiraz sebepleri içindedir.

İsveç''in teröre gösterdiği müsamaha gözler önündedir. Suriye''de PYD/SDG''ye verdiği destek de sorundur.

Çözüm için NATO, Türkiye, İsveç ve Finlandiya, zirve öncesi bir araya gelmiş ve üç ülke arasında, Türkiye''nin tüm taleplerinin yerine getirileceğine ilişkin memorandum imzalanmış, İsveç ve Finlandiya bunları taahhüt etmiştir.

Ancak somut sonuçlar görülmeden bunlara fazla itibar edilmemeli, göstermelik uygulamalar yapabilecekleri dikkate alınmalı, rehavete kapılmamalı, acele edilmemeli, önceki örneklerinde yaşandığı üzere tuzağa düşülmemelidir. Türkiye''nin endişelerini karşılamanın bir geri adım atma olarak nitelendiren bu ülkelere fazla güvenilmemelidir.

ABD ise sorunların diyalogla çözümleneceğini söylemekte, ancak PYD/SDG konusuna hiç girmemektedir. Çünkü onu desteklemekte ve müttefiki olarak nitelendirmektedir. Bu memorandumun içeriği karşısında ABD''nin PYD/SDG konusundaki tavrı önemli olacaktır. Esasen bu memorandumun ön gördüğü hususlar diğer NATO ülkeleri için de geçerli olmalı, NATO da bunu onaylamalıdır.

Fransa''nın da, Türkiye''yi bu ülkelerin NATO''ya alınmasına çomak sokan ülke olarak görmesi dikkate alınmalıdır.

Türkiye, Suriye kuzeyindeki PYD tehdidini bertaraf ederek bir güvenli bölge oluşturmak için yapacağı harekâttan, gelişen yeni durum çerçevesinde vazgeçmemeli veya onu sınırlandırmamalıdır. Tam aksine somut sonuç alınıncaya ve tehdit kalkıncaya kadar tutumunda bir değişikliğe gitmemelidir. Bu davranış tarzı, Türkiye''nin ciddiyetini ve kararlılığını gösterecektir.

Rusya-Ukrayna savaşının Suriye harekâtına etkisi

Rusya''nın bu konvansiyonel savaşta fazla bir etkinlik gösterememesi, istediği sonuca hâlâ ulaşamaması ve gittikçe yıpranması, ilave güç ihtiyacı doğurmuştur. Bu ihtiyacının bir kısmını Suriye''deki kuvvetlerinden karşılama cihetine gitmiş, bu nedenle, Suriye''de yaygın olan kuvvetlerini kritik bölgelerde toplayıp, buradan yaptığı kuvvet tasarrufunu Ukrayna cephesine kaydırmıştır.

Ancak bu sefer de Rusya''nın boşalttığı bölgeleri Suriye ordusunun dışındaki güçlerin doldurması söz konusu olmuştur. Bunların başında da İran gelmektedir.

Bu nedenle Rusya''nın, Türkiye''nin yapmayı planladığı harekâta fazla bir itirazının olmayacağı anlaşılmaktadır. İran bu konudan hoşnut olmasa da son görüşmede fazla bir tepki göstermeyeceklerini ifade etmesi, yapılacak harekâtın kendisini rahatsız etmeyecek bölgelere yapılmasına rıza gösterebileceği şeklinde yorumlanmıştır.

Bu durumda yapılacak harekâtın sadece güvenli bölge oluşturmak için değil, buna ilave olarak başka güçlerin Rusya''nın boşalttığı bölgeleri doldurmasını engellemeye yönelik olduğu da söylenebilir.

***

Öncelikle Tel-Rıfat, Menbiç ve sonra da Kobani bölgelerine yapılması planlanan, şartlar elverdiğinde Kamışlı bölgesini de kapsayacak olan operasyonlarla yekpare 30 km. derinlikte oluşturulacak güvenli bölgenin, daha sonra nasıl dizayn edileceği de önem arz etmektedir.

Zaman içinde Suriyeli sığınmacıların bu bölgelerde iskân edileceği, bölgeye daha çok Sünni Arap ve Türkmenlerin yerleştirileceği düşünüldüğünde, bu durumun, Suriye''nin siyasi birlik içinde toprak bütünlüğünü sıkıntıya sokmaması için, yapılacak operasyonlar ve bölgenin dizaynının, Suriye yönetimiyle diyalog içinde yapılmasının faydalı olabileceği değerlendirilmektedir.

Yazarın Diğer Yazıları