Yeniçağ’ın Cumartesi günkü manşet fotoğrafı, bir Suriyeli askerin teröristler tarafından koyun gibi kesilişini gösteriyordu.
Birkaç saniyeden daha fazla bakılmayacak bir fotoğraftı. İnsan boğazlayanların elleri gerçekten de kanlıydı ve korkutucuydu. Bıçak Suriyeli askerin boynuna dayanmıştı ve asker dehşete düşmüş gözlerle cellatlarına bakıyordu.
Bu adamlara biz silah veriyoruz. Bu adamlara sınır kapılarımızı açtık. Sınır kasaba ve köylerimizde çoluk çocuğumuzun, kadınımızın, kızımızın arasında pervasızca, hatta üniformalarıyla dolaşıyorlar. İnsan öldürürken gözbebeğimiz sevgili tekbirimizi kirletiyorlar. Tıpkı gençlerin üzerine saldırırlarken Mehmetçiğin tertemiz haykırışı Allah Allah sesini kirlettikleri gibi. Bu dinin her şeyi kirletildi. İçi dışı her şeyi.

***

Açılım denilen naneden faydalanarak, PKK da sınırda yığınak yapmış, siper kazıyor. PKK’nın eline ÖSO üzerinden geçirilen stringer füzeleri verilmiş. Bu füzelerle TSK, hedef alınmış. Uçak ve helikopterlerimiz alçaktan uçarken vurulacakmış. Kazdığı kuyuya düşmek diye buna derim ben.

***

ABD Büyükelçisi Ricciardone de günlerdir o bölgede geziyor. Bölge Valisi gibi karşılanıp ağırlanıyormuş. Şu hale bakın; İstiklal Savaşı yapıp bu adamları ülkeden kovan bizler ne hale düştük.
Ne işi var bu zatın o bölgede.  “Ne işi var NATO’nun Libya’da”  deyip sonra NATO’ya destek verişimizi hatırlıyorum bunu söylerken.
Etrafımız şımarıklık ve küstahlık gösteriyle doldu. Ahmet Türk de çocukları 1 haftalığına derse girmemeye çağırmış. Yeniçağ güzel bir başlık atmıştı:  “Kendisini Kürdistan Başbakanı sanıyor.” Dışarıda itibarsızlaşmış, içeride şaşkın bir hükümet. Gençleri dinlese de istifa etse bari. Kendisini, memleketi ve komşuları istifa ederek kurtarsa!
Günün birinde Mehmetçiğimizi teröristler tarafından yere yatırılmış, boynuna bıçak dayanmış görme ihtimali çok yaralayıcı. Etnik siyaset yapmak ve bundan hayır geleceğini zannetmek ne kadar isabetli bir şey, işte o G-20 toplantıları sırasında gördük. Kullanılmış, atılmış gibi bir halimiz vardı.