Torun Ali

Başbakan  “yoldaki”  toruna Ali adı koyacakmış. Çok iyi tabii. Ali güzel isimdir. Ama yalnızca Alevileri çağrıştırmaz. Nice tanıdığım Ali var, Alevilikle alakası yoktur.
Kayınları da Hasan ve Hüseyin imiş. Bunlar da çok kullanılan isimlerdir. Yani Alevilere sempati duyulduğunu göstermez. Ehlibeyte sevgi duyan Türkler, Alevilik malevilik düşünmeden bu isimleri kullanırlar.
Bu ara Başbakan Yezid’e de ağzının payını verdi. Oysa geçen günlerde hoşlanmadıkları biri için Yezid demişlerdi. Başbakan bir mitinginde kalabalığa Kılıçdaroğlu’nun Alevi olduğunu bilerek söylemiş ve herkesi de güldürmüştü. Biliyorsunuz Reyhanlı’da da  “Sünni kardeşlerimiz” öldürülmüştü.
Kerbela üzerinden ayrışmayı kabul edemiyoruz diyor. Oysa tam da Kerbela üzerinden ayrıştırıyor.
İslam dünyasındaki karışıklıkları Kerbela sayıyor. Suriye’ye yaptıklarını hatırlamak bile istemiyorum.

 


***

 


Vali Coş, kendine beddua eden yurttaş için  “Alın bu adamı”  dedi, bir de kötü söz söyledi. Sonra o kelimeyi ‘kavas’ olarak tevil etmek istedi. Beddua için gözaltına almak. Bu bir suç değildir. Müslüman beddua etmemeye bakar ve kendisine beddua edilmesine sebep olmak istemez. Ama beddua Peygamberimiz tarafından bile iki kere edilmiştir. Yani o vatandaşın yaptığı haram değildir. Yalnız beddua edenlere etmememsi tavsiye edilir.
Yani bedduanın, valinin algıladığı gibi hukuki bir tarafı yoktur. Polisiye bir tarafı hiç yoktur. Takva ile ilgili bir tavırdır. Yani takva burada valiye düşüyor. Tahammül edecek, sabredecek, anlayış gösterecek, duymazdan gelecek. Çocukluğumun ve gençliğimin beyefendi valilerini hatırlıyorum da...
Herkes şimdi valinin siyah saçlarına ve bıyıklarına taktı. Gerçekten takılmayacak gibi değil. “Takva”  belki onun yüzüne ve tavırlarına bir yumuşaklık verirdi.

 


***

 


Şaşkınlıklar, geri dönüşler, özür benzeri çark edişler bitmiyor. Şimdi Davutoğlu Irak’ta Maliki’yle görüşüyor. Maliki’ye etmediklerini bırakmamışlardı. Başbakan da Diyarbakır’da Barzani ile görüşecekmiş. Eskiden teker teker giderlerdi. Şimdi çifter çifter gidiyorlar. Yakında Suriye’ye de bir sefer düzenledikleri haberini alabiliriz.
Sevgili Atatürk; o kadar saygın, başarılı dış politikan ve huzur verici iç politikan ne hallere düştü!..

Yazarın Diğer Yazıları