"Tsunami" mi, "yılanların öcü" mü?

Bu kaçıncı “sonbahar”, kaçıncı “dalga”? Ankara Özel Yetkili Cumhuriyet Başsavcı Vekilliği tarafından yürütülen 28 Şubat soruşturmasının 4. dalgasında birçok yörede, 6’sı muvazzaf 11’i emekli toplam17 şüpheli gözaltına alındı. Bugünkü yazımda “dalga” değil “tsunami”, nerede nasıl biteceği belli değil, boğuluyoruz diye yazıyordum ki Erdoğan önleyici vuruşu yaptı; “Tek adamımız” sefer dönüşü “Dalgalar artık boğuyor. Bir dalga, iki dalga, üç dalga, dört dalga falan bunlar toplumun huzurunu da kaçırıyor kusura bakmasınlar (her halde özel yetkililer) o dalgalarda ülke boğulur” dedi!

***


“Good Morning Mr. Prime Minister;” daha önce, “Gittiği yere kadar gitmeli” buyurmuş, Özel Yetkili Savcıları desteklemişti. Şimdi ne oldu? Başına taş mı düştü? Hidayete mi erdi, yoksa dışarıdan uyarılar, endişeler mi aldı? Her halde intikam duygularına rağmen onun da vicdanı rahatsız olmuştur. Keşke suni vicdan muhasebesini “fahri savcılığınca” yürütülmekte olan diğer dava ve tutuklama dalgalarında da gösterse...
“Dalgaların” esbabı mucibesi “mâlumdan” malum: 28 Şubat’ta Anayasal görevleri icabı Başbakan Erbakan’ın altı kızarmış irtica hareketini durdurduğu için askerlerden intikam alıyorlar. Erdoğan’ın yardımcısı Bülent Arınç, “Yumruğumuzu sıkarak bugüne kadar bekledik. Şimdi yumruğu vurma sırası bizde” diyor.
Ne kadar zaman beklemiş? Herhalde Menemen’de 1930’da Asteğmen Kubilay’ın başını kesen Derviş Mehmet irtica ayaklanması bastırıldıktan, kendisi ve avanesi Muğlalı Mustafa Paşa Divani harbi tarafından idam edildikten bu yana! Arınç ve Erdoğan anlaşılan Türk Ordusu’nun TC’yi korumasını ve kollamasını hiç bağışlamamışlar. Şimdi boyuna İstiklal Mahkemesi’ni, İskilipli Atıf Hocayı idama mahkum ettikleri için suçlarlar. Ama sıra henüz Derviş Mehmet’e gelmedi. O da yakındır!
Öteden beri Derviş Mehmet’in, Bülent Arınç’ın, hısmı hatta dedesi olduğu söylenir. Ansiklopedilerde aynen, (Menemen-Sümbüller Köyü) ikinci eşinden torunu, babadan Girit Rum’u, anadan Mısırlı Arap “Menemen isyancısı Derviş Mehmet’in, Bülent Arınç’ın dedesi olduğu” yazılmıştır..
Ancak Arınç, şimdiye kadar bu iddialara ve benim sorularıma cevap vermedi... Acaba “sükut” ikrardan mı geliyor?
İnsanlar tabii, babalarının analarının ve dedelerinin yaptıklarından dolayı suçlanmazlar.. Ama “soya çekim”, “yılanların öcü” müthiş olur!

***


Türk Ordusu’ndan öç alma dalgalarının zamanlaması yanlış. “Fahri Başkomutan” Suriye’ye saldırmaya hazır. Ama komutanların çoğu esarette. Gerçi elhamdülillah Türk Ordusu, son subayına ve son neferine kadar dövüşür ama “dalgalar” durulmazsa... Sıra neredeyse manga komutanlarına “onbaşılara” gelecekti!
Şimdi sormak isterim; Dalgalar artık Erdoğan’ı bile rahatsız etti, Genelkurmay Başkanı Necdet Özel’in vicdanı, silah arkadaşlarının kendi komutanlarının tutuklanmasından ve ordusuyla böyle dalga geçilmesinden rahatsız değil mi? Ondan “darbe” isteyen yok. Ama Işık Koşaner Paşa ve diğer komutanların onurlu örneği var. Şimdi belki Başbakan’ın vicdan muhasebesinden örnek alır!
Merak ediyorum; Amerika’da meslektaşlarından bu “dalgalar” hususunda sorular olmuşsa nasıl izah etti!...

Yazarın Diğer Yazıları