Geçtiğimiz günlerde Türk Dünyasının çatı kuruluşu Türk Keneşi (Konseyi) bünyesinde oldukça önemli bir etkinlik gerçekleştirildi. Çalıştay havasında geçen ve ilk kez düzenlenen bu etkinliğin ana teması  “Bölgedeki Gelişmeler Işığında Avrasya’da İşbirliği”  idi.  Hatırlanacak olursa Türk Keneşi -ki  “Keneş” in anlamı Divanü Lügati’t-Türk’te, konseyin karşılığıdır- 2009 yılında Azerbaycan, Kazakistan, Kırgızistan ve Türkiye tarafından oluşturulan uluslararası bir kuruluştur. Kuruluşun bayrağı bu birlikteliğin en güzel ifadesi. Türklerde doğuyu ve batıyı sembolize eden mavi ve beyaz renklerden oluşan Türk keneşi bayrağındaki mavi zemin Kazakistan, güneş Kırgızistan, hilal Türkiye ve yıldız da Azerbaycan bayraklarını temsil etmektedir.

Türk Keneşi’nin meydana gelmesinde Kazakistan Devlet Başkanı Nursultan Nazarbayev’in teklifi ve inisiyatifi çok önemlidir. Öyle ki o dönem Kazakistan’ın Ankara Büyükelçisi olan ve gittiği her görevde büyük başarılara imza atan Baghdad Amreyev’in (halen İran Büyükelçisi) birçok problem ve engeli aşmak için ne denli mücadeleler verdiğini bizzat biliyorum. İlgili ülkeler ve uzmanlar arasında gidip gelen evrak, uzayan bürokratik süreçler ve karşılıklı yanlış algıların giderilmesi adına Büyükelçi Amreyev’in tecrübesi ve bütün iletişim kanallarını kullanarak süreci uyumlaştırması Türk Keneşi’nin hayata geçirilmesinde çok etkili oldu. Bununla birlikte o dönem Cumhurbaşkanlığı Genel Sekreteri olan Mustafa İsen’in katkılarını da unutmamak gerekir.
Türk Keneşi BM’de
Toplantıya Kazakistan Büyükelçisi Canseyit Tuymebayev, Kırgızistan Büyükelçisi İbrahim Junusov, Macaristan Maslahatgüzarı Viktor Matic ve MHP Iğdır Milletvekili Sinan Oğan’ın yanı sıra Dışişleri Bakanlığı Müsteşar Yardımcısı Ali Kemal Aydın, ilgili ülke strateji kuruluşlarının uzmanları ve akademisyenler katıldı. Türk Keneşi’nin Genel Sekreteri Ramil Hasanov genç ve başarılı bir diplomat. Türk Dünyasını yakından tanıyor. Bugünlerde kuruluşun BM’de gözlemci statüsüyle yer alması için önemli temaslar gerçekleştiriyor. Toplantıda Hasanov’un yaptığı açılış konuşmasından hemen sonra tarafımızca, 3 dilde hazırlanan Türk Keneşi’nin ilk resmi tanıtım filmi katılımcıların beğenisine sunuldu. İnternet ortamında herkesin ulaşabileceği bu filmi izlemenizi salık veririm. Konuşmacılar arasında yer alan Dışişleri Bakanlığı’na bağlı Strateji Merkezi Başkanı Ali Resul Usül söz konusu ülkeler arasındaki  “isteksizlik”  ve  “güvensizlik”  problemine vurgu yaparken aklımıza bu alanda çalışan insan sermayesinin nasıl ve niçin yanlış değerlendirildiği sorusu geldi.
Artık icraat zamanı
Türk Keneşi’ne gözlemci üye olarak kabul edilen Macaristan temsilcisinin güzel Türkçesi alkış alırken ilk Genel Sekreter Halil Akıncı’nın  “Türkçeniz muhteşem ama isminizi değiştirelim. Bundan sonra isminiz İbrahim olsun” şeklindeki sözleri herkesi gülümsetti. Toplantıda bir de sunum yapan Akıncı “Biz daha önce göğün altında konuşulacak bir şey bırakmıyor ama bir şey de yapmıyorduk bu kez dört Türk devleti gönüllü bir biçimde bir araya geldiler. Bu müthiş bir şey. Zaten bütün mesele örgütlenmekti. Önceden bir araya getiremediğimiz bakanlar bugün bizi itekler hale geldi”  dedi.
Türkmenistan ve Özbekistan katılacak mı?
Türk Keneşi uluslararası hiçbir kuruluşun alternatifi değil. Aksine gelecekte tüm üye ülkeleri farklı coğrafyalarda etkili hale getirebilecek bir proje ve yaklaşık 5 milyon kilometrekare yüzölçümü, 1.5 trilyon dolarlık GSMH’si ve 150 milyon nüfusu ile batı ve doğu arasında önemli bir denge ve güç unsuru. Önümüzdeki süreçte Türkmenistan ve Özbekistan’ın da muhtemel katılımıyla birlikte Türk Keneşi, Avrasya’nın yeni çekim merkezi haline gelebilir. Bu iki dost ve kardeş ülkenin katılımını Genel Sekreter Ramil Hasanov’a sordum. Ramil Bey, tüm çalışmaların bu yönde olduğunu, önemli aşamalar kaydedildiğini ancak önümüzdeki zirvede bunun gerçekleşmesini pek mümkün bulmadığını ifade etti. İlk Genel Sekreter Akıncı ise Türk Keneşi’nin ekonomik iş birliğini artırması ile birlikte bu sonucun kaçınılmaz olacağının altını çizdi.