Türk futboluna ipotek koyanları Recep Çınar açıkladı
Türk futbolu batakta!
Türk futbolunu batıranlar ise kulüp başkanları ve yöneticiler!
Hepsi olmasa da, yüzde 90’ının kulüplerin giderek kötüleşen ekonomilerinde katkısı olduğunu düşünüyorum…
İşi bilmedikleri bir tarafa, en acısı da bilmediklerini bilmemeleri…
Burunlarından kıl aldırmamalarının en büyük sebebi de, kibirliliklerinin ve egolarının tavan yapmasından kaynaklı…
En önemlisi de, koltuklarını koruma adına taraftarlarının gazını almaları…
Yani, taraftarların “hoşnut” olması adına, kulüplerin geleceğini “ipotek” altına alıyorlar…
Kulüplerin milyon dolarları bu şekilde saçılıyor, dolayısıyla da kulüpler her geçen gün borç sarmalıyla baş başa kalıyorlar…
Kulüplerin bu paralarını saçanlar, kulüplerin geleceklerini ipotek altına alanlar ne yapıyor?
Hiçbir şey olmamış gibi hayatlarına devam ediyorlar…
En basit örneği Konyaspor’un yaşadıkları…
Kulübün geleceğini “ipotek” altına alan, kulübün tesislerini satan, kulübü bir milyar borca sokan Fatih Özgökçen bugün ne yapıyor?
Hiçbir şey olmamış gibi yediği önünde, yemediği arkasında hayatın tadını çıkartıyor…
Konyaspor umurunda mı?
Sanmıyorum…
Konyaspor’un maçlarını izliyor mu?
Bilemiyorum…
Konyaspor’un derdiyle dertleniyor mu?
Mümkün değil…
Kimse bu arkadaştan hesap soruyor mu?
Kulüpleri batıran hangi başkandan hesap soruldu da, bundan da sorulsun!
Keşke, başkanların ve yöneticilerin adli ve mali sorumluluk altına alınsalar…
Sadece futbol kulüplerinde değil, spor federasyonlarında da aynı sistem getirilse ve yaptırım olsa…
Kulüpleri ve federasyonları yönetenler borçlardan sorumlu olmalılar ve harcamaları yaparken, ona göre yapmalılar…
Kulüplerin ve federasyonların harcadıkları paralarda tüyü bitmemiş yetim hakkı var ve bu paraları hovardaca harcayanlar “töhmet” altındalar…
Kulübün ya da federasyonların parasını kim “çöpe” atmışsa, kim birilerine “peşkeş” çekmişse bedelini ödemelidir…
“Nasıl olsa kulübün veya federasyonun parası” diyerek, bol keseden harcamamalı ve kuruşun hesabı kendilerinden tahsil edilmelidir…
Beşiktaş kulübü…
“Fernando Santos” denilen bir adam geldi, Beşiktaş kulübüne bir gram faydası olmadı, dört ay görev yaptığı (ne yaptığı tartışılır) Beşiktaş kulübüne 1 milyon Euro, yani 34 milyon yük getirdi…
Fernando Santos’a ödenecek bu rakam kimin cebinden çıkacak?
Hasan Arat’ın cebinden mi çıkacak, Beşiktaş kulübünden mi?
Kimin cebinden çıkarsa çıksın, yazık değil mi, günah değil mi?
Bursaspor gibi bu ülkede şampiyonluk yaşamış bir kulüp, yanlış yönetimler, yanlış başkanlar ve bol keseden harcamalar nedeniyle, bugün 3. Lige düştü…
Düşerken de, temiz düşmedi, bir kamyon dolusu borçla düştü…
Bursaspor bu durumlara düşmüşken, Bursaspor kulübünü bu noktalara getiren başkanlar, yöneticiler neredeler?
Özellikle Anadolu kulüpleri büyük borç sarmalındalar…
Dökme suyla değirmeni döndürmeye çalışıyorlar, ama nereye kadar?
Gelir yaratmakta zorlanan Anadolu kulüpleri giderlerini karşılayabilmek için, büyük bir ihtimalle bankalardan kredi kullanıyorlar…
Başka da çareleri yok!
Bütün bu olumsuzlukların müsebbipleri başkanlar ve yöneticiler…
Bu insanların bilgisizliği, ilgisizliği ve sorumsuzluğu kulüplerin geleceğini karartmıştır…
Kimse kusura bakmasın; kulüplerimiz iflasın eşiğinde…
Sportif başarı için yapılan sınırsız ve hovardaca harcamalar, özellikle futbolumuzun ve Anadolu kulüplerinin en büyük problemidir…
Ben bunu bilir, bunu söylerim…
TFF Başkanı Mehmet Büyükekşi’nin gidip gitmesi mesele değil, mesele Türk futbolunun yeniden yapılanması, küllerinden yeniden doğması ve bir an önce de kulüplerin ekonomik istikrarı yakalamasıdır…
Türk futbolunun gününü değil, Türk futbolunun geleceğini kurtaracak başkanlara ve yöneticilere ihtiyacı var…
Siyaseti de devre dışı bırakmak şartıyla.