Türk olmak ya da olmamak

Evet bütün mesele Türkiye’deki Türklerin rolünün ve Türk olma karakterinin yok edilmesi veya ikinci plana itilmesidir. Bu işin lamı cimi yok, yanlış anlaşıldım numarasını artık yutmuyoruz. Sizlerin kim olduğunu ve Türklere karşı ne amaçlar taşıdığınızı çok iyi biliyoruz, bütün mesele sizlere oy veren, göbeğini kaşıyan Türklerin de sizi anlaması ve tanımasıdır. AKP adeta, Türkiye’yi, taşları bağlanmış köpekleri salıvermiş bir köye çevirdi. AKP’liler ve yandaşları, köpeksiz köyde eli sopasız dolaşmaktadır. Ülkenin sahipleri bırakınız ülkeyi savunmayı, kendilerini bile savunamaz hale sokulmuşlardır. Türk yoktur diyen profesör, aslında bir bilim adamı sıfatıyla değil, bir AKP’li sıfatıyla arzusunu gerçekmiş gibi ifade etmiş ve suçüstü yakalanmıştır. Doğu toplumları genelde utanmaz, korkar, AKP korkuyu kaldırmıştır. Türk’e hakaret etmek, Sayın Devlet Bahçeli’nin de altını çizdiği gibi ödüllendirilmektedir, dolayısıyla bu tür hakaretlere daha çok rastlayacağız demektir.
Bu konuyla ilgili çok şey yazıldı ve söylendi, aslında Türklerin durumu ve Türkiye’nin içinde bulunduğu hal, görmek isteyenler için o kadar açık seçik ki yeni kelime ve cümlelere gerek yoktur. Burada okuyucularımdan da özür dileyerek, hani klişe bir söz var ya günün mana ve önemine uygun olarak; rahmetli ve sevgili Atamızın Gençliğe Hitabesi’ni kısaltarak yazıp, sizin bir kez daha AKP muhasebesi yapmanızı diliyorum. Zira Atamızın işaret ettiği tehlikelerin ne kadar isabetli olduğunu bir kez daha görelim.  “Türk Gençliği, İstiklal ve cumhuriyetine kastedecek düşmanlar, bütün dünyada emsali görülmemiş bir galibiyetin mümessili olabilirler. Cebren ve hile ile aziz vatanın bütün kaleleri zapt edilmiş, bütün tersanelerine girilmiş, bütün orduları dağıtılmış ve memleketin her köşesi bilfiil işgal edilmiş olabilir. Bütün bu şeraitten daha elim ve daha vahim olmak üzere, memleketin dahilinde iktidara sahip olanlar gaflet ve dalalet ve hatta hıyanet içinde bulunabilirler. Hatta bu iktidar sahipleri şahsi menfaatlerini, müstevlilerin siyasi emelleriyle tevhit edebilirler. Millet, fakr-ü zaruret içinde harap ve bitap düşmüş olabilir. Ey Türk istikbalinin evladı! İşte; bu ahval ve şerait içinde dahi, vazifen, Türk istiklal ve cumhuriyetini kurtarmaktır! Muhtaç olduğun kudret, damarlarındaki asil kanda mevcuttur”  diyerek tehlikeleri tek tek saymış ve hem çaresiz olmadığımızı hem de Türk’ün inkar edildiği ve aşağılandığı bir dönemde ihtiyacımız olan kudretin damarlarımızda olduğunu bir kez daha hatırlamış olduk. Şunu belirtmekten de kendimi alamıyorum, AKP gibi bir zihniyet tarafından yönetilmek zorunda kalmamız, Atatürk ve ilkelerine layık bir nesil olmadığımızı göstermiştir.
Türkler tarihi olarak tehlikenin ve düşmanların hep sınırlardan geleceğini düşündü ve ona göre tedbir aldı, ayrıca saldırıların silahlı bir şekilde topraklarına yapılacağını düşündü ama artık saldırılar ve düşmanca tavır ülke içinde de görülmektedir. 21.Yüzyılın tehlikelerine göre donanımını yenilemesi gerekir. Daha iyi organize olup yeni tedbirler alması gerekir. MHP veya Türk Ocağı’nın birer kınama bildirisiyle geçiştirilemez. Niçin kendine her dindar diyen, Türklüğü dışlıyor. Dindarların sistematik olarak Türklüğü göz ardı etmesi ve diğer etnik gruplara anlayışla yaklaşmasının nedenlerinin araştırılması gerekir, zira bu bir İslami yaklaşım değildir. Türkiye’deki cemaat ve tarikatların Türklük antipatisinin nedenleri iyi incelenmeli ve Türklerin kendilerini savunma mekanizması oluşturması gerekir. Türkiye’deki cemaat ve tarikat liderleri ve üst düzey yöneticilerinin Türk kökenli olmamalarının nedenleri araştırılmalı ve dış müdahalenin rolü incelenmelidir. Bilinçsiz Türkler, yeni tehlikelerden haberdar edilmeli ve oynanan demokrasi numarasının neler için kullanıldığı, özellikle Türkiye’nin bütünlüğü ve Türklüğün itilip kakılmasının nedenlerinin, Türk halkına izah edilmesi gerekir.

Yazarın Diğer Yazıları