"Uluslararası hukuk, AİHM kararları ve TMK" diye diye ölüyorlar.
Bu ne sevda böyle!.
KKTC Avrupa Konseyi üyesi (AK) değil. Çünkü AK, KKTC ''yi yok sayıyor.
Dolayısıyla AK''nin bir organı olan AİHM kararları bizi bağlamaz.
Bu olayın teknik ve hukuki yanıdır .
Siyasi yönden bakacak olursak AİHM , KKTC ''yi bağımsız, egemen bir devlet olarak değil, " Türkiye''nin işgali altındaki Kuzey Kıbrıs''ta Türkiye''nin alt yönetimi " olarak görüyor.
Kuzeydeki eski Rum mülklerinin "Türkiye ve kuzeydeki alt yönetimi tarafından haksızca işgal edildiğini ve Rumların 47 yıldır evlerine işyerlerine gitmelerinin engellenerek mağdur edildiklerini" ileri sürüyor.
Bu nedenle Rumlara mülklerinin iadesini, işyerleri için 47 yıllık kullanım kaybı TAZMİNATI ödenmesini, konutlar için ise, onlara acı çektirdiğimiz iddiasıyla manevi tazminat ödememizi emrediyor.
2002''YE KADAR REDDETTİK
Türkiye 2002 yılına kadar bunları reddetti, tazminatları ödemedi, iade yapmadı.
2002''de iktidar değişikliğiyle birlikte bu tavır değişti.
Abdullah Gül''ün Başbakanlığı, Dışişleri Bakanlığı, cumhurbaşkanlığı döneminde, Türkiye''nin uygulamayı reddettiği AİHM''in haksız, yanlış, siyasi kararları uygulanmaya başlandı.
İlk olarak AİHM''in Loizidu kararı uygulanarak Rum kadına hem Girne''deki kerpiç evi için 1 milyon 200 bin euro manevi tazminat ödendi, hem de evi iade edildi.
Bu büyük miktar parayı gören 4000 civarında Rum AİHM''de dava açınca yaptığı yanlışı anlayan ve 160 bin Rumun daha sırada olduğunu gören AİHM, Türkiye''ye, " Ben bu kadar çok davata bakamam, sen bir iç hukuk yolu yarat, Rumlar oraya baş vursun, Loizidu kararı emsal alınarak karar verilsin, kararı beğenmeyecek olan Rumlar Türkiye aleyhine yine AİHM''e baş vurma hakkına sahip olsun" dedi.
Denktaş, O''nun yanında çalışan bizler ve UBP''nin karşı çıkmasına karşın, Abdullah Gül, Talat-CTP işbirliği ile, AİHM ''in istediği iç hukuk yolu olan ve AİHM adına Rum davalarına bakacak olan, içinde 2 yabancı hukukçunun da olacağı taşeron Taşınmaz Mal Komisyonu (TMK) ''nun yasası geçirildi.
UBP, Denktaş ''ın ve Eroğlu''nun da isteği üzerine bunun iptali için Anayasaya aykırılığı nedeniyle Anayasa Mahkemesi''nde dava açtı.
Ancak Türkiye ve KKTC ''de AİHM''e söz veren siyasi iradenin isteği ağır bastı, dava reddedildi.
Dolayısıyla "uluslararası hukuka saygı, AİHM kararları " diye diye, Türkiye, AİHM kararlarına uymakla, adada "işgalci olduğunu, KKTC ''nin bağımsız bir devlet değil, işgalci Türkiye''nin bir alt yönetimi olduğunu, 1974''de Rumları zorla evlerinden kovarak onları mağdur ettiğini" zımnen kabul etmiş oldu.
2006''dan beridir, savaş suçlusu Rumların sözde mağduriyetini gidermek için AİHM ve taşeronu TMK kararlarını uygulayarak onlara evlerini iade edip 47 yıllık kullanım kaybı tazminatı+manevi tazminat ödüyor.
Bu çerçevede , AİHM /TMK kararları uyarınca 15 yılda güya "mağdur ettiği" 1200 Ruma 550 milyon dolar tazminat ödedi . 14 Ruma mülkünü iade etti. Askerliğini Güneyde yapan, Rum devleti vatandaşlığını koruyan bu Rumlardan bazıları Kuzeye geçip içimizde yaşamaya başladı.
Güneye gönüllü geçen toplam 160 bin Rum göçmen olduğu düşünülürse, AİHM /TMK yoluyla bunlara ödenecek tazminatın korkunçluğu ortaya çıkar ..
Bu uygulama askeri bölge olan Maraş dışındaki KKTC toprakları için 15 yıldır devam ediyor.
MARAŞ''A DA YAYILIYOR
Şimdi ise Tatar+ UBP ,DP, YDP koalisyonu, Türkiye''nin desteğini de alarak, sözde "Maraş açılımı" adı altında aynı uygulamayı Vakıf Mülkü Maraş''a da yayma çabası içine girdi .
Yine aynı teraneyi kullanarak "uluslararası hukuk- BM ve AİHM kararları çerçevesinde ve "TMK yoluyla" Maraş''taki mülkleri eski sakinleri olan Rumlara iade edeceğiz, tazminat ödeyeceğiz" diyorlar
Geçmişte UBP'' nin TMK yasasının Anayasaya aykırılığı nedeniyle meclisten geçmesine karşı çıktığını, sonra da iptali için Anayasa Mahkemesine götürdüğünü dahi unutarak kendi kendilerini inkar ediyorlar.
Önceki gün CB Tatar CNN Türk ''e yaptığı açıklamada, Başbakan Saner önceki gün Maraş ''ta yaptığı açıklamada ve UBP eski genel başkanı ve 3. Cumhurbaşkanı Eroğlu durup dururken dün yaptığı açıklamada "uluslararası hukuk ve AİHM kararları çerçevesinde, TMK marifetiyle" işgalci Rumlara Vakıf malı Maraş''ı açacaklarından söz ediyorlar.
Oysa gerçekte yapılacak olan, Maraş''taki 450 yıllık Vakıf mülklerini son 100 yıldır işgal eden Rumlara iade etmek ve işgalcilere on milyarlarca dolar tazminat ödemektir.
Konuyu Türk basınına taşımam ve Türk kamuoyunun gerçekleri öğrenmesi üzerine paniğe kapılarak ardı ardına bu açıklamaların yapıldığı anlaşılmaktadır
Boşuna çaba..
Gerçekleri gizleyemezler.
Maraş Vakıf mülküdür .
Bu yönde 2 alt mahkeme kararı ve bu kararları onaylayan bir Yüksek İdare Mahkemesi kararı vardır.
Bu kararlar uygulanmalı ve Vakıf mülkü Maraş, işgalci Rumlara değil, mahkeme kararlarına uygun olarak asıl sahibi olan Vakıflar İdaresine devredilmelidir.
Maraş Vakıflar İdaresi tarafından, Vakıflar yasası çerçevesinde öncelikle Türk Halkının ve Türk Ulusunun yatırımlarına açılmalıdır.
Vakıflar İdaresi 300 yıl boyunca kirasını aldığı Vakıf malını ısrarla talep etmektedir .
4.3 MİLYAR DOLAR
Şu ana kadar 334 Maraşlı Rum TMK''ya müracaat etmiştir.
Sadece bunların tümüne tazminat ödenecek olsa 3 milyar sterlin ( 4.3 milyar dolar) ödenecektir.
İade + 47 yıllık kullanım kaybı tazminatı ödenecek olsa hem mülklerini alacaklar hem de üstünden 300 milyon sterlin ( 430 milyon dolar) ödeme yapılacaktır. Bunlar olursa teşvik edilecek olan binlercesi sıradadır.
Maraş''ta tek bir Ruma iade yapılması /tazminat ödenmesi halinde Maraş''ın Vakıf malı olduğu tezimizi kendi elimizle çökertmiş olacağız .
Bu emsal olacak ve on binlerce Maraş Rumu iade ve tazminat için sıraya girecektir.
Girne, Güzelyurt, Karpaz Rumlarının zaten 6800''den fazla müracaatı komisyonda beklemektedir.
Özetle tüm KKTC toprakları tehlikededir.
AİHM kararları çerçevesinde, eliyle ya iade edilecekler ya da 100 milyar doları aşan tazminat ödemesi yapılacaktır
Sorarım:
Sizin "Maraş açılımı" dediğiniz Vakıf malını işgalci Rumlara peşkeş çekmek ve içimize onbinlerce Rum yerleştirerek, Gazimağusa ''nın dibinde yeniden bir Rum kenti yaratmak mı?
Niye ısrarla AİHM ve TMK üzerinden mülk iadesi yapılacağı/tazminat ödeneceği açıklanıyor?
BM ve AİHM ''den mi korkuyorsunuz?
Maraş''ı Ruma değil de asıl sahibi olan Vakıflara iade ederseniz, BM ve ABD-AB ''ın gelip bölgeyi işgal edeceğinden mi korkuyorsunuz?
AİHM''in tazminat cezası keseceğinden mi korkuyorsunuz?
Kıbrıs''ta işgalci değiliz, haksız ve MAĞLUP tarafa değiliz.
Dik durursunuz, cehenneme kadar yolunuz var dersiniz, Ödemezsiniz olur biter.
1974 Barış Harekatını, KKTC ilanını ABD, AB, BM, AİHM''den izin alarak mı yaptık?
Haklıydık, gerekliydi, baskı ,tehdit , ambargo ve şantajlarına boyun eğmedik, yaptık.
Dik durun, yine yapın, Maraş''ı asıl sahibi Vakıflara verin. Korkmayın.
AİHM''in keseceği cezayı zaten taşeronu TMK kesiyor ve bugüne dek zaten 550 milyon dolar tazminat ödediniz, ödemeye devam edeceğinizi söylüyorsunuz..
O halde daha ne?
Galip taraf olarak mağdur, ezilen
Kıbrıs Türk Halkının 1963''den gelen tazminat haklarını, ENOSİS''i önlemek için evlatlarını şehit veren Anavatanın Savaş Tazminatı hakkını talep edeceğinize, savaş suçlusu ,MAĞLUP Ruma tazminat ödemek ve mülk iadesi yapmak için can atıyorsunuz.
Sizler Türkün mü, Rumun mu çıkarını Savunuyorsunuz?
Nerden korkuyorsunuz, gerçek amacınız nedir?
TEPKİ GÖSTERİN
Bir kez daha Kıbrıs Türk Halkına, Türk Ulusuna ve tüm siyasi partilerine sesleniyorum:
Vakıf mülkü, Türk toprağı Maraş ve genelde tüm KKTC toprakları, Türkiye''yi adada "işgalci" kabul eden sözde "Uluslararası hukuka saygı" diye diye AİHM ve taşeronu TMK üzerinden, işgalci Rumlara peşkeş çekilmektedir.
Türk ulusunun paraları, yetimlerin , şehit çocuklarının rızkı, saldırgan, suçlu, haksız , savaşı kaybeden, eli kanlı Rumlara tazminat olarak ödenmektedir.
Haklı, mağdur, katliama ve saldırıya uğrayan, GALİP tarafın, haksız ve MAĞLUP tarafa "AİHM KARARLARI" diyerek, BMGK diyerek tazminat ödediği nerede görülmüştür?
Dünyada tek bir örneği var mıdır?
Bu diz çöküşe izin vermeyin.!
Ayağa kalkın, sesinizi yükseltin, bu teslimiyeti önleyin...
Kıbrıs''ta mülk sorunu, iki devletli çözüm tezimize uygun olarak ,ancak, Denktaş formülü olan İKİ DEVLET ARASINDA TOPLU TAKAS VE TOPLU TAZMİNATLA çözülebilir, mahkemeler yoluyla, bireysel bazda değil....
2. Dünya Savaşı sonrası ve Kurtuluş Savaşı sonrası böyle olmuştur.
Bu Doğru yoldan saparsanız Türk ulusunu bataklığa saplarsınız ve bunun vebalinden kurtulamazsınız
