Gülmekten katıldım. Türkiye’nin odun serveti artıyormuş ve ayrıca Suriye ile savaş hazırlıkları devam ediyormuş. Bu savaş hazırlıklarının sadece bizim tarafımızda devam ettiğini anlamışsınızdır.
Beşşar Esad yeni bir hamle yaparak Kürtlere işbirliği teklif etti. Esad’a, Suriye’nin kuzeyindeki Kürtler sadık kalarak ve Suriye’nin bütünlüğünü gözeterek bunu hak etmişlerdi. Siz ne diye ve kiminle savaşacaksınız şimdi? Herkes birbiriyle barışıyor. Don Kişot diyeceğim ama diyemiyorum, Don Kişot iyi bir roman kahramanıdır, harcamış olurum.

***

Türkiye’deki odun serveti artıyormuş. Bu yüzden fazla gelen, gelmesi düşünülen odunları daha ağaçken itlaf ediyorlar. Ne var ki  “servet”le pek işi olmayan gençler, eğitimli halk “başlarım servetinizden” diyerek itlafın önüne geçiyor. Bu eğitimli lafına biraz açıklık getireyim, sadece laik eğitimi kastetmiyorum. Sağlam bir İslam eğitimini de kastediyorum.
Ellerinde fidanlarla ne güzel bir yürüyüş yapıyor, manzara oluşturuyorlar. Gezi yürüyüşü, ODTÜ yürüyüşü... Dünyanın neresinde görülmüş böyle ellerinde fidanlarla yürüyen bir halk. Rahmetli Turgut Özakman’ın adını koyduğu gibi işte Türklerin en güzel çılgınlıklarından biri.

***

İnsana camideki içki, kadın dövme işini hatırlatıyor, yıllardır darbe türküsü çığıran bir ülkede Genelkurmay’a yapılan anlaşılmaz bir darbeyi düşündürüyor. Bu darbeyle acılar bitmiyor, ölümlerle devam ediyor. Beraat ettikten bir hafta sonra emekli bir albay evinin bahçesinde ölü olarak bulunuyor. O taraftan hiç iyi ve güzel bir şey duyulmuyor. Hatta kan parası öder gibi Ankara Belediyesi ODTÜ’ye para teklif ediyor, kan parası kabul edilmiyor.
Ağaç kesmek, üç gün, başkent olan bir şehrin suyunu kesmek, sınırlarımızda beslediğimiz Müslüman kılıklı teröristler taarfından kafa kesmek... Korkunç bir dönemden geçiyoruz...
Güzel olan, şimdilik güzel olan bu bayraklı ve fidanlı yürüyüşler. Bunu kan parası teklif edenler, aklı fikri servette olanlar yapamıyor.