Türkiye’nin etrafı neden ateş çemberi?

Türkiye’nin etrafı neden ateş çemberi?

Suriye’nin kuzeyinde TSK operasyonu başlamış ve bir Türk SİHA’sı ABD tarafından düşürülmüşken, Hamas’ın İsrail’e beş bin roketle başlattığı saldırı, gündemi değiştirdi... Saldırı günü benim yazım yoktu, gelişmeleri takip etmeye çalıştım. Şu ana kadar, konunun özünü yansıtan bir değerlendirmeye rastlamadım. Bu durum, Filistin meselesinin çok karmaşık bir hale gelmesinden kaynaklanıyor...

***

Hamas saldırısından hemen sonra ABD Başkanı Biden’ın “Bu trajedi anında İsrail’e, dünyaya ve her yerdeki teröristlere şunu söylemek istiyorum: ABD İsrail’in yanındadır. Onları her zaman kollayacağız. Vatandaşlarının ihtiyaç duyduğu yardıma sahip olmalarını sağlayacağız" demesi, Avrupa Birliği’nin de İsrail’in yanında olduğunu duyurmasına karşı, İslam ülkelerinden hiçbirinin “Hamas’ın yanındayız” diye bir açıklama yapmadığını görmek gerekiyor.

Zaten Trump döneminde “Abraham Anlaşması” ile Suudi Arabistan ve Birleşik Arap Emirlikleri, İsrail ile ilişkilerin normalleşmesini kabul etmişti. Trump, anlaşmanın isminin "The Abraham Accord" olduğunu söylemişti. "Accord", uzlaşma, anlaşma anlamında da kullanılıyor ama aynı zamanda "uyum" demek. Müzik aletlerindeki ses uyumu gibi...

Bu anlayışa göre akordu bozan, Hamas, Hizbullah gibi örgütler idi... İsrail Başbakanı Netanyahu, anlaşmadan sonra, "Trump, Batı Şeria'nın bazı kısımlarının ilhakını geçici olarak askıya almamı istedi, ben de kabul ettim" demişti. Netanyahu, ilhak planının ABD ile tam koordineli bir şekilde devam edeceğine vurgu yaparak, "İlhak planımızda herhangi bir değişiklik yoktur" diye konuşmuştu...

Yani Arap ülkeleriyle ilişkilerin normalleşmesi, İsrail’in ilhak planına hizmet ediyordu...

***

Biden ise 36 yıl önce ABD Senatosu Dış İlişkiler Komitesi Başkanı olarak, Türkiye'nin İsrail'e karşı Filistin'in yanında yar almasından dolayı "Türkiye'nin etrafını ateş çemberine çeviririz" tehdidinde bulunmuş bir kişidir. 36 yıl içinde Balkanlar, Kafkaslar, Afganistan, Irak, Mısır, diğer Kuzey Afrika ilkeleri, Suriye ve Ukrayna ile birlikte ABD’nin doğrudan veya dolaylı olarak müdahale ettiği bütün ülkelerin Türkiye’nin etrafındaki ülkeler olması herhalde tesadüf değildir. Biden, ayrıca Irak'ın etnik ve dini temele dayalı olarak üçe bölünmesini öneren kişiydi. Irak'ın üçe bölünmesi, aslında bir İsrail projesiydi.

Şimdi ABD ve AB, İsrail’e her türlü desteği vereceğini açıklarken Türkiye, Suudi Arabistan ve Mısır’ın taraflara itidal çağrısı yapması, eğer Rusya ve Çin büyük bir sürpriz yapmazsa, Hamas’ın ortada bırakıldığını gösterir.

Savaşta “ilk saldıran kazanır” diye bir kural yoktur. Bu itibarla, gafil avlandığı söylenen İsrail, toparlandıktan sonra topraklarını genişletmeye devam edecektir.

Hamas, ilk anda beşi bin roket fırlattı, paramotorlarla İsrail topraklarına girdi ama ellerinde ne kadar roket var, ne kadar paramotor var, bu konuda bilgi yok...

***

Sonuçta, bu saldırı, İsrail’e “meşru müdafaa” gerekçesiyle karşı saldırı başlatma hakkını vermiştir. Gerçi, dünyanın ne dediği umurlarında değildir ama İsrail, bütün dünyada işgalci bir ülke olarak kabul edilirken bu saldırı sonrasında, kendini savunan bir ülke durumuna gelmiştir!

Bu arada “Türk SİHA’sını düşüren ABD F-16’sı, İncirlik’ten mi kalktı, öyleyse buna karşı bir yaptırım olmayacak mı?” soruları da ortada kaldı...

Yazarın Diğer Yazıları