Türkiye'nin konuştuğu saldırıda ifade ortaya çıktı. Öldürdü "Kardeşim gibi severdim" dedi

Türkiye'nin konuştuğu saldırıda ifade ortaya çıktı. Öldürdü "Kardeşim gibi severdim" dedi
İstanbul’un Esenyurt ilçesinde 2 kişinin öldüğü tekel bayi saldırısına ilişkin 10 sanığın yargılandığı dava 12 Temmuz’a ertelenirken, tutuklu sanık Tarık Özer’in savunması pes dedirtti.

Esenyurt'ta 28 Temmuz 2023'te 2 kişinin hayatını kaybettiği tekel bayii saldırısına ilişkin duruşma, Bakırköy 2. Ağır Ceza Mahkemesi'nde görüldü.

Duruşmaya tutuklu sanıklar Tarık Özer, Murat Özer, Azat Özer ve Servet Özer cezaevinden segbis yoluyla bağlanırken, ayrıca bazı tutuksuz sanıklar ile şikayetçi baba Cantürk Erzen, anne Solmaz Erzen ve saldırı sonucu yaşamını yitiren Batuhan Bayındır'ın babası Mustafa Bayındır ile taraf avukatları da duruşmada yer aldı.

1-004.jpg

“PLANLANMIŞ BİR OLAYDIR, NASIL YAPTIKLARI BELLİDİR”

Baba Cantürk Erzen ifadesinde, olaydan 15 dakika önce, oğlu Yunus Emre ile telefonla konuştuğunu ancak bu olaya ilişkin konuşmadıklarını belirterek, kredi kartına para yatırması için aradığını öne sürdü.

Sosyal medya paylaşımıyla ilgili herhangi bir konuşmalarının olmadığını ifade eden Baba Erzen, kendisinden para isteselerdi almak için ulaşıp alabileceklerini belirterek saldırının planlanmış bir olay olduğunu iddia etti.

1690702082939-ssdsd.jpg
Tutuklu sanık Tarık Özer

“ENGELLEMEK İÇİN 4 KURŞUNU AYAKLARINA DOĞRU SIKTIM"

Tutuklu sanık Tarık Özer, ifadesinde; yaşanan olaydan ve ölenlerden dolayı çok üzgün olduğunu belirterek, dolayı çok pişman olduğunu ve saldırının tasarlama olmadığını iddia etti.

Özer, olay yerine gitme sebebinin, Cantürk’ün sosyal medya hesabından yapmış olduğu hakaret içerikli sözleri olduğunu öne sürerek, tekel bayiye konuşmak için gittiklerini iddia etti.

Oğlunun “baba” demesi üzerine babalık içgüdüsüyle, oğluna zarar geldi düşüncesiyle hareket ettiğini belirten Özer, olayın Yunus Emre’nin silahını çıkartıp kardeşini vurmasıyla olay başladığını ifade etti.

Özer, olaydan dolayı pişman olduğunu, öldürmek gibi bir niyetinin olmadığını ve Yunus Emre’yi engellemek için 4 kurşunu ayaklarına doğru sıktığını dile getirdi.

Özer, savunmasının devamında, hayatına kıydığı Yunus Emre’yi kardeşim gibi sevdiğini belirterek, Cantürk’ün o akşam sarhoş olduğunda dolayı sosyal medyada çok hakaret ettiğini ileri sürdü.

Kaçmak gibi bir niyeti olsa, gidip teslim olmayacağını belirten Özer, kötü insan olmadığını, iş insanı olduğunu ve o akşama kadar şiddet içeren bir olaya karışmadığını öne sürdü.

2-003.jpg

“SANIKLARIN PASAPORTUNUN ARAÇ İÇERİSİNDE ÇIKMASI KAÇACAKLARINI GÖSTERMEKTEDİR”

Erzen ailesi avukatı Kerim Bahadır Şeker, olayda herhangi bir meşru müdafaa söz konusu olmadığını kaydederek, meşru müdafaanın koşulları arasında saldırı, savunma, orantılılık ve araçların eşitliğinin olması gerektiğini belirtti.

Sanıkların pasaportunun araç içerisinde çıkması, kaçacaklarını gösterdiğini ifade eden avukat, Şeker, meydana gelen olayda sanıklar lehine takdiri indirim nedenlerinin de uygulanmaması suretiyle en ağır şekilde cezalandırılmalarını istediklerini dile getirdi.

x1080.jpg

DURUŞMA 12 TEMMUZ’A ERTELENDİ

Tarafların birbirleri aleyhinde söylediklerini reddedip karşı görüş sunduğu davada, mahkeme heyeti, sanıklar Tarık Özer, Murat Özer, Azat Özer ve Servet Özer’in tutukluluk halinin devamına karar verirken, 5 tutuksuz sanığın imza atma şeklinde adli kontrollerinin kaldırılmasına ve yurt dışı çıkış yasaklarının devamına karar verdi.

İDDİANAME

Bakırköy Cumhuriyet Başsavcılığınca hazırlanan iddianamede, tutuklu sanıklar Tarık Özer, Murat Özer, Azat Özer ve Servet Özer'in, Yunus Emre Erzen'e yönelik "tasarlayarak kan gütme saikiyle kasten öldürme" suçundan ağırlaştırılmış müebbet, Batuhan Bayındır'a yönelik "kasten öldürme" suçundan müebbet, Yusuf Erzen'e yönelik "tasarlayarak kan gütme saikiyle kasten öldürmeye teşebbüs" suçundan 13 yıldan 20 yıla kadar hapisle cezalandırılmaları istendi.

Sanıklar hakkında ayrıca, "kişilerin hayatı, sağlığı veya malvarlığı bakımından tehlikeli olacak biçimde ya da kişilerde korku, kaygı veya panik yaratabilecek tarzda silahla ateş etmek veya patlayıcı madde kullanmak" suçundan 6'şar aydan 3'er yıla kadar hapis istenirken, “ruhsatsız silah bulundurmak” suçundan da 1'er yıldan 3'er yıla kadar hapisle cezalandırılması istendi.

İddianamede, tutuksuz sanıklar Adem Kılıç, Erdal Adıyaman, Ercan Topçu, Vedat Erkin, Nimetullah Özer, Hüsamettin Ahmetoğlu'nun da "suçluyu kayırma" suçundan 6'şar aydan 5'er yıla kadar hapisle cezalandırılmaları gerektiği belirtildi.