TÜRKSOY’un 20.yılı

Cok kişi TÜRKSOY’un ne olduğunu bilmez, oysa ki yirmi yıldan bu tarafa uluslararası hizmet vermektedir. Türk Dünyasının çok başarılı Kültür-Sanat örgütüdür, Bir başka deyişle Türk kökenli ülke ve halklarının UNESCO’sudur. 1 Ekim 2013 tarihinde TÜRKSOY’un yirminci kuruluş yıl dönümü münasebetiyle, Cumhurbaşkanlığı Senfoni Orkestrası Salonu’nda orkestranın da eşlik etmesiyle Türk kökenli Cumhuriyetler ve halkların güzide sanatçılarının iştirakiyle olağanüstü güzel ve keyifli bir müzik şölenine gark olduk. Cumhurbaşkanlığı Senfoni orkestrası hayatında eğer iki kez işe yaramışsa birisi bu konserde olmuştur. 1990 sonrası bağımsızlığına kavuşan Kazakistan, Kırgızistan, Türkmenistan, Azerbaycan ve Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti başta olmak üzere, Rusya Federasyonu’na bağlı Tataristan, Başkurdistan ile birlikte Moldovya’da bulunan Hıristiyan Türkler Gagavuzlar (Gök Oğuzlar) ve eski Türk dini inancı Şaman dininden olan Tuva, Altay ve Saka (Yakut) sanatçıları büyük bir keyifle izledik ve dinledik. Bu gece tek üzüldüğümüz konu Özbekistan’ın AKP ile olan sorunlarından dolayı katılmamasıdır. Bu muhteşem geceyi bize yaşatan TÜRKSOY Genel Sekreteri, Kazakistan’ın eski Milli Eğitim Bakanı Düsen Kaseinov ve Genel Sekreter Yardımcısı Doç. Dr. Fırat Purtaş’a çok teşekkür ediyoruz. Türk Dünyası sevdalısı bu iki insan büyük imkansızlıklara ve hükümetin ilgisizliğine rağmen kültür ve sanat alanında harikalar yaratmaktadırlar.
AKP’nin Kültür Bakanı, Türkler arası kültür ve sanat etkinliğine katılmadığı gibi bir çelenk de göndermemiştir. AKP Kültür Bakanı o akşam ne gibi önemli bir mazereti vardı ki bu olağanüstü etkinliğe katılmadı, Türkler gerçekten merak etmektedir. Bu etkinlik Filistinliler veya Kürtlerin olsaydı Başbakan dahil olmak üzere bütün kabine orada olurdu. Sizlere gerçekten kızmıyorum, sadece sizleri bakan ve başbakan yapan göbeğini kaşıyan kasabalı Türklere kızıyorum. Uluslararası kültür ve sanat etkinliğinde ne yandaş ne de boyalı basından kimseyi görebildik. Türk sanatçıları yerine ABD veya İngiltere’den üçüncü sınıf bir caz veya rak grubu konser verseydi ertesi günü olağanüstü bir olaymış gibi haber yaparlardı. Anadolu da bir söz vardır, ‘Güneşin girdiği yere mikrop girmez’ diye, son on yıldır bir şeyi daha öğrendik Türk’ün girdiği yere de mikroplar girmiyormuş.
AKP iktidarı maalesef Türk dünyasına çok ilgisiz, ilgi duyan güçlü sivil toplum örgütleri de yok, mütevazı imkanlarla bir şeyler yapmaya çalışan birkaç kuruluş ve kişi de ses getirecek işler yapamamaktadır. Rahmetli Alparslan Türkeş’in kurduğu “Türk Dünyası Dostluk, Kardeşlik ve İşbirliği Vakfı” eskiden her yıl dünyadaki Türkleri bir araya getirerek kurultaylar düzenlerdi ve Türklerin karşılaşmasını sağlayarak bir iş birliği platformu oluştururdu, AKP özellikle kurultaylara yardım etmemekte ve kendisi de yapmamaktadır. AKP öncesi birçok büyük sanayici ve iş adamı kurultaylar için maddi destek verirlerdi, şimdi AKP’nin korkusundan kimse para vermeye yanaşmamaktadır. Bu topraklarda Anadolu Selçuklu, Büyük Selçuklu, Osmanlı İmparatorluğu ve Türkiye Cumhuriyeti devletleri kurulmuştur. Selçuklu sarayları Farsça, Osmanlı Sarayı Arapça ve Farsça karışımı Osmanlıca konuşmuştur ve halk bu saray dillerini anlamazdı. Yönetimler değişse de halk hep aynı halktı ve sürekli Yunus Emre, Dadaloğlu, Karacaoğlan ve Köroğlu dili olan Türkçe konuşmuştur. Tarih tekerrür ediyor herhalde, zira aynı topraklarda yaşayan 21.Yüzyılın Müslüman Türkleri, AKP ve onu destekleyenlerin dilini anlamamaktadır. Türk halkı daha önce Fetret Devri, Gerileme Devri gibi kötü dönemler yaşamıştır, kısa bir gelecekte de, inşallah, AKP devrini de okuyup yargılayacaktır.

Yazarın Diğer Yazıları