Medya Polemik

Medya Polemik
Medya Polemik

AKP, PKK’ya diyet ödüyor!

 

PKK’nın Irak’taki kolu PYD’nin lideri Salih Müslim (...) Türkiye ziyaretinde Dışişleri Bakanlığı Müsteşarı Feridun Sinirlioğlu ve MİT Müsteşarı Hakan Fidan’la görüştü.
Devlet kayıtlarına giren görüşmede şu konular konuşuldu, şu sözler veridi:
1) Feridun Sinirlioğlu ve Hakan Fidan (...) görüşmede açıkça “diğer oluşumlara karşı olduklarını, dolayısıyla görüşme için bu yapıların değil PYD’nin tercih edildiğini” söyledi.
2) İlerleyen süreçte PYD’nin özerklik ilanının Türkiye tarafından tanınacağı ifade edildi. Türkiye’nin bu tutumu Sinirlioğlu ve Fidan tarafından kayda geçirilip sözverildi.
3)PYD’nin özerklik konusuna şimdilik girmemesi, bu konuda Türkiye’deki kamuoyu hassasiyetlerinin gözönünde bulundurulması gerektiği ifade edildi.
4) Türkiye’nin sınırlarından PYD’nin kontrol ettiği Kürt bölgesine yardım yapılması ve bunun PYD eliyle yapılması hususu karara bağlandı. Alınan karar gereği önümüzdeki dönemde PYD’nin kontrol
ettiği sınır kapılarının açılarak yardımların geçişine izin verileceği değerlendiriliyor.
5) İki müsteşar Türkiye’den yapılacak yardımların sağlanabilmesi için Türk kamuoyunun tepkisinin çekmemek gerektiğini ifade ederek sınırdaki PYD bayrağının indirilmesini talep etti...
Salih Müslim ziyaretinde tartışılan en hassas konu Salih Müslim’in İmralı’ya gidip Öcalan’la görüştürülüp görüştürülmediği konusu.
Salih Müslim İmralı’ya gidip Öcalan’la görüşmedi. Ancak Hakan Fidan PYD lideri ile yapılan görüşmeleri Ada’ya gidip Abdullah Öcalan’a aktardı. Öcalan’ı sürece dâhil ederek yapılan görüş-
melerde çıkan sonuçlar için Öcalan’ın onayını aldı.
Peki, bu görüşme ve görüşmede alınan kararlar ne anlama geliyor? PYD eliyle Suriye’de yapılacak yardımların Suriye’de ve Irak’ta toplum nezdinde PKK’yı güçlendireceği görülmüyor mu?
(...)
Türkiye’de barış sürecinde istenen ilerleme sağlanamadı. PKK’da bir grup ayak sürümeye devam ediyor. Öcalan da dâhil olmak üzere, PKK liderleri devleti tehdit etmeye başladı.
Hükümet PKK’nın beklediği demokratikleşme adımlarını PKK’nın istediği süre içinde yapamayacak. Seçim barajı gibi bazı taleplerini ise hiç yapmayacak. Bu durumda PKK’nın savaşı yeniden baş-
latacağından korkulduğu için hükümet PYD’ye yapılacak yardımları “güven artırıcı önlem” olarak görüyor. PYD’ye yardım sağlayarak PKK’nın savaşı başlatması önlenmek isteniyor. Bu da Öcalan üzerinden yapılıyor. Bu nedenle PYD ile yapılan görüşmelerin sonuçları Öcalan’a onaylatıldı.
Yani durum şu: Devlet çözüm sürecinde patinaj yaptığı, verdiği sözü yerine getiremediği için PKK’ya diyet ödüyor...
Emre Uslu/Taraf

 

+++

 

Anaların ardından millet mi ağlayacak?

 

MİT (...) Milli Güvenlik Kurulu’nun 25 Haziran’daki toplantısında ayrıntılarıyla anlattı.
PKK’nın cümbür cemaat yurtdışına çekildiği tam anlamıyla palavra!. (...)
Raporlar başka bir gerçeği daha açığa çıkarıyor.
İpin ucunu İmralı’ya, Kürt amaçları peşinde koşan örgütlere kaptıran RTE ve hükümeti; iç kargaşadan yararlanan PKK’nın güdümünde K. Suriye’de “bir yeni mevzi açıyor”. (...)
İktidar, Suriye’de hükümet kuruluncaya kadar Kuzey Suriye’yi yönetecek oluşuma “hakkınızdır” diye arka çıkıyor. Oysa bu girişim, PKK’nın (Türkiye’deki Kürt dünyasının) hükümetin hoşgörüsüyle
Güneydoğu’da özel bir yönetim kurma hayalinin gerçekleşen ilk parçası!
Giderek Kürt dayatmaları gerçekleşerek ülkenin bölünmesine önayak olacak gelişmelere gebe. BDP Başkanı Selahattin Demirtaş’ın CNN Türk’te açıkladığına göre, “Türkiye 20-25 yerinden yönetim bölgelerine ayrılma” arifesinde.
Daha ne istiyorsunuz, analar artık ağlamıyor şemsiyesi altında RTE ve hükümet...
...böylece gerçekleşecek bölünmenin arkasından milleti ağlamaya hazırlıyor!
Cüneyt Arcayürek/Cumhuriyet

 

+++

 

Yandaş mahallede “flört” var

 

Hüseyin Gülerce “Eleştiriyoruz ama bir sorun neden; sırf sevgimizden” diye iktidara yanaşmaya çalışırken, Erdoğan’ın Yasin Doğan kod adlı danışmanı da “Hatasız kul olmaz” şarkısını söylemeye başladı...

 

Biz iyiyiz onlar kötü

 

... Beşeriz, şaşarız. Ayağımız sürçer, yönlendirmelerle, telkinlerle, zaaflarımıza yenik düşmelerle, istikameti tutturamadığımız olur. Dost odur ki, böyle zamanlarda ikaz eder. İkaz edilen de bundan gocunmaz, alınmaz. Dost da ikaz ederken diline, duruşuna, üslubuna da dikkat eder. Rencide etmez, kırmaz, dökmez... (...) Demokrasilerde şunlar yoktur: Hükümetler ülkeyi yönetir, gazeteciler ve yazarlar da hükümeti yönetir... Bazı köşe yazarları, her şeyin en doğrusunu bilir, başbakanlar onları dinlerse iyidirler, onları kale almazlarsa muhtar bile olamazlar, cahildirler,
kötüdürler... (...) Eleştiriye evet, düşmanlığa hayır.
Hüseyin Gülerce/Zaman

 

Hatamla sev beni...

 

...Uhuvvet (kardeşlik) yerine adavetin esas alınması, birlik mesajlarının şüphe ve istihza ile karşılanması çok hazindir. Elbette herkes herkesin her halini sevmek zorunda değildir ama Müslüman Müslüman’ı sevmelidir. Müslüman bireyin hoşa gitmeyen, yanlış bulunan, Müslüman’a yakışmayan halleri ve hareketleri elbette olabilir, bunların kınanması, eleştirilmesi ve ayıplanması başka bir şeydir, bir bütün olarak Müslüman’ın yerden yere vurulması başka bir şeydir. Binlerce iyiliği olan bir insanın onlarca kötülüğü de olabilir. İlahi adalet iyi-kötü muvazenesine göre hükmeder. Hatasız, günahsız, yanlışsız kimse olamayacağına göre, insanlara yönelik tavırlarımızın da resmin bütününü görerek oluşması gerekir.
Yasin Doğan/Yeni Şafak

 

+++

 

Mahalleye ihbar kutusu üniversiteye burs sopası

 

...Gelin biz ihbar kutusuna mahallenin sopası diyelim..
Mahallenin sopası olur da üniversitenin olmaz mı?
Var; burs tehdidi..
Yakıcı, yıkıcı eyleme katılmayı anlarım.. Silah çekip çata pataya girmeyi de.. Yeni yönetmeliğe göre, slogan atsan bile yanıyorsun.. Gitti burs!..
Okulda mı slogan attın, yurtta mı attın, sokakta mı attın, kırda bayırda mı attın, toplulukla mı attın, münferit mi attın fark etmiyor..
Yüksek sesle haykırdın mı ayda 280 lirayı unut!.
Ben de maça giderim statta bağırırım diye heveslenmeyin.. Devlet onu da düşünmüş..
Burs yine kesiliyor..
Yürüyüş yapmak, duvara yazı yazmak, resim yapıp asmak, afiş falan mazallah; bursu unut!..
(...)
Meselenin özü şu; gençler Taksim’e kışla yapılmasına direndiği için ceza olarak üniversiteler kışla haline getiriliyor..
Mehmet Tezkan/Milliyet

 

+++

 

Bu ülkede cami yakıldı!

 

İktidardakiler ve yandaşları yıllardır cami üzerinden siyaset yapıyor.
En son Gezi Direnişi sırasında da Dolmabahçe Camii’nde içki içildiğini iddia ettiler ama bunu kanıtlayamadılar.
Geçtiğimiz pazar günü fiırnak’ta ne olmuş biliyor musunuz?
Teröristler, Yeni Mahalle’deki Külliye Camii’ni kısmen de olsa yakmış!
Üstelik bu ilk de değil...
Çünkü aynı cami, üç ay önce de benzer bir saldırıya uğramış...
Peki, siz hiç iktidardakilerin cami yakan bu teröristlere tek kelime kötü söz söylediğini duydunuz mu?..
Mustafa Mutlu/Vatan

 

+++

 

“Dindar(!)” iktidardan Milli Görüş’ün gazetesine ambargo

 

...Jandarma Genel Komutanlığı’ndan aradılar.
O gün, 24 Temmuz Basın bayramı ve basında sansürün kaldırılışının 105. yılıymış.
Arayan bir albaydı ve Milli Gazete olarak basın bayramımızı kutladı.
(...)
Ancak ortada tuhaf bir durum var.
Askerin kaldırdığı akreditasyonu şimdi Başbakanlık uyguluyor.
(...) Türkiye’de askerler giderek sivilleşirken, siviller giderek askerleşiyor!
Mustafa Yılmaz/Milli Gazete