Medya Polemik

Medya Polemik
Medya Polemik

Ak Tivist...

 

Ak’ı koymazsan, o yılların moda dansıydı tivist...
Kalçayı duvara sürme hareketi yaparken bir ayağının burnu ile sigara ezer gibi yapıp, o arada eller masayı alttan kendine çeker gibi diyelim...
Ev gezmelerinde çocuklara yaptırırlardı:
 “Hadi oğlum, amcana bir tivist yapıver baksın...”

 

*

 

Genelkurmay başkanı ve komutanlar  “silahlı terör örgütü üyesi” olunca, haliyle teröristlere yeni isim arandı...
 “Manken” desen hafif kalır...
 “Söylemci” desen, elindeki tüfek ne?..
 “Analar ağlamasın sürecinin elinde tüfek tutan dağda olanı” desen...
Bu uzun oldu...

 

*

 

 “Ak”ın arkasına “tivist”i koy...
Oldu işte...

 

*

 

Bu hem  “Ak” felsefesine uygundur...
Hem  “tivist” felsefesine...

 

*

 

15 milyon insanı aç... Her dört gençten birisi işsiz... Her iki esnaftan birisi batık... 3.5 milyon ailesi devletin kömürüne, nohutuna muhtaç ekonominin tanımı  “istikrar” olduysa...
Bir anda kendini İsrail ile ortak cephede Suriye’yi bombalarken bulan dış politikanın adı “insani yardım” sayıldıysa...
Sofu yetiştirmeyi  “çağdaş eğitim”  gibi anladıysanız...
Şemsiye, terlik, masa örtüsü, kepçe suç aleti görülüp üç bin insanı hapishanelere doldurmak  “ileri demokrasi”  kabul edildiyse...
Atatürkçülere “it ürür kervan yürür” diyenleri  “akil insanlar” görüyorsanız...
Genelkurmay başkanı ve ordunun yarısı  “silahlı terör örgütü mensupları” olmaktan hapiste dedik zaten...
O zaman teröriste “aktivist” denilebilir...

 

*

 

Bu  “Ak”  felsefesiydi...
 “Tivist”e gelince...
Duvara sürter gibi yapıyorsun...
Bekir Coşkun/Cumhuriyet

 

+++

 

Yazdıkları yazacaklarının teminatı...

 

Hatırlarsınız mutlaka şunları...
Kandil’de 228 hedef vuruldu.
Kandil’de 457 hedef vuruldu.
Beton delen bombalarla vuruldu.
Tam isabetle...
Ana karargâh vuruldu.
Merkez karargâh vuruldu.
60 hedef havadan vuruldu.
168 hedef karadan vuruldu.
Karayılan’ın mağarası vuruldu.
Karayılan’ın toplantıya katılacağı istihbaratını alan Genelkurmay, F16’larla Kandil’e bomba yağdırdı.
Akıllı füzeler Kandil’i yerle bir etti.
Taş üstünde taş kalmadı, PKK kamplarından beton yığınları kaldı.
Kandil gece bombalandı.
Kandil gündüz bombalandı.
Kandil gece-gündüz bombalandı.

 

*

 

Netice?

 

*

 

Senelerdir gözümüzün içine baka baka yukarıda okuduğunuz palavraları yazan arkadaşlar, dün Kandil’den Murat Karayılan’ın basın toplantısını bildirdi sayın seyirciler!

 

*

 

Ve, şimdi de köpürte köpürte verdikleri  “barış haberleri”ne inanmamızı istiyorlar.
Yılmaz Özdil/Hürriyet

 

+++

 

Kandil’in zembereği boşaldı

 

Kafaları karıştıran sorular ikinci aşamanın tarifiyle başlıyor.  “Sorunun kalıcı çözümü için, daha çok devletin ve hükümetin, yükümlülüklerini yerine getireceği aşama olarak” nitelendirilen bu safhada sanki Türkiye bir silahlı güce mağlup olmuş da, kendisine birtakım şartlar dayatılıyor gibi. Görüyoruz ki, Anayasal çözüm çerçevesinde yapılacak reformlar konusunda, KCP-PKK-BDP çizgisinin anladığı, bizim anladığımızdan başka bir şey...  Her ülkenin silahlı kuvvetlerinin ihtiyacı olan ve her türlü terörle mücadelede, dış düşmanlarla savaşta etkili olacak özel timlerin, profesyonel birliklerin kaldırılmasını istemek, bir hayal âleminde dolaşmaktan başka bir şey değildir. (...)  “Normalleşme süreci” denilen üçüncü aşamada ise zemberek hepten boşalıyor. “Öcalan’ın özgürleşmesi”ne gelip dayanıyorlar... Terörle elde edemediklerini- belki de kendilerine teminat veren uluslararası aktörlerin lafına bakıp- yeni bir dönemde başka bir yoldan elde etme hesabı yapıyorlarsa, girdikleri yol, tıpkı terör yolu gibi başka bir çıkmaz sokaktır.
Hüseyin Gülerce/Zaman

 

+++

 

PKK “siyasal muhatap” haline geldi

 

Avrupa Konseyi aktivist diyerek, PKK’yı terörist saymaktan vazgeçiyor, PKK’nın yasalar çerçevesinde eylem yaptığını söylüyor. Yasalar çerçevesinde adam öldürmek, insanları kaçırmak, hepsi yasalar çerçevesinde.
İyi mi?
Bu yeni tanımla birlikte, PKK artık “siyasal muhatap” oluyor. Avrupa Konseyi tanımlaması bunun hukuksal kılıfını yaratmış oluyor.
Yalçın Doğan/Hürriyet

 

+++

 

Suriye’yi böldük!

 

Nasıl mı yaptık?
İki bayrak asarak..
Çanakkale kara savaşının 98. yıldönümü kutlandı.. Göndere 29 ülke adına 30 bayrak çekilmiş..
Biri Suriye bayrağı..
Öteki Özgür Suriye Ordusu’nun bayrağı..
Esad diktatör olabilir..
Halkının üzerine bomba yağdırmış olabilir..
İnsanlık suçu işlemiş olabilir..
Esad’a karşı olmak insanlık görevi olabilir..
Ama bu.. Bizim Suriye’yi iki bayraklı kabul etmemiz anlamına gelmez.. 

 

*

 

Yarın öbür gün biri bize bunu yapsa.. Türk bayrağının yanına başka bir bayrak daha çekse!..
Tepkimiz ne olur..
Suriye’nin içine bu kadar girmemiz yanlış..
Mehmet Tezkan/Milliyet

 

+++

 

Geri dönmek üzere...

 

“Geri çekilme birinci aşama .. İkinci aşamada ’anayasal çözüm’ü bekliyoruz. Üçüncü aşama; Öcalan dahil herkesin özgürleşeceği süreç, ancak ondan sonra silahlar bırakılabilir”  diyorlar.. Silahlar bırakılınca da  “PKK’nın BDP olacağı”nı zaten iki gün önce söylediler. Demek ki neymiş; “geri çekilen”ler bir süre sonra  “geri dönecek”ler..
Ruhat Mengi/Vatan