Bugünkü Yazarlar Tüm Yazarlar
İsrafil K.KUMBASAR

İsrafil K.KUMBASAR

'Utanmaz' yüzlerin hâkim olduğu ülke

Dün söylenenlerin bugün yalanarak yutulduğu oldukça kirli bir süreçten geçiyoruz.

'İnkârlar', 'itiraflar', 'iddialar' durmadan birbirini kovalıyor.

Kime kulak verirseniz ona "haklı" dersiniz; daha doğrusu resimler böyle çiziliyor.

'Gerçek' üzerine laf etmek yerine, meramınızı allayıp, pullayıp, 'tumturaklı laflar' ile süsledikten sonra ifade edeceksiniz ki ancak kendinizi dinletebilesiniz.

Oysa olup biten her şey 'alenen' ve 'göz önünde' oluyor; her şey 'somut bir takım verilere' dayanıyor.

Hadi bir takım kalem erbabını anladık; sonuçta 'işinden olma', 'hürriyetini kaybetme', 'itibarsızlaştırılma' tehdidiyle karşı karşıya.

Sıkı mı 'dolambaçlı' cümleler kurmadan hırsıza 'hırsız', arsıza 'arsız' diyebilmesi?

Diyemeyince de 'bin dereden' su getirip, kafası zaten karışık olan vatandaşı 'yarım yamalak' bilgilendirme yoluna gidiyor.

Ne de olsa işin içinde 'iktidarın' sopası, 'yargının' fırçası, 'patronun' gazabı var.

Kırk katır mı, kırk satır mı hesabı.

'Sistem' nasıl siyasetçiyi, bürokratı, iş adamını kirletip 'ağzını açamayacak' duruma getiriyorsa, aynı tehlike yazar-çizer takımı için daha da fazla.

'Zaaflarına' yenik düşenler, 'kuşatılmış kaleler' misali ciğerlerinde 'başkalarının kanını' dolaştırıyor.

***

'Topyekûn' bir kirlenmenin ardından ortaya çıkan 'ikiyüzlülük' kaosu yaşıyoruz.

Devletin en tepe makamlarına kurulmuş olan koca koca adamlar, kameraların karşısına geçip, 'üstü kapalı' cümlelerle muhataplarına tehditler savuruyor:

- "Biz bunun aslını bilmiyor muyuz?"

Sahi biliyor musunuz; eğer gerçekten biliyordunuz da o zaman neden 'bugüne kadar' gereğini yapmadınız?

Adam bakan değil de, 'misketleri elinden alınmış' çocuk sanki; "Bak ağzımı açtırma benim" demeye getiriyor aklınca.

Adam bürokrat; belli ki 'zekâsına', 'birikimine' itimat edilip bir koltuğa kondurulmuş.

Ağzını bir açıyor ki düşman başına; 'noktasız', 'virgülsüz' saydırıyor da saydırıyor.

Ertesi gün saydırdıklarını 'düzeltmek' için yeniden kameraların karşısına geçiyor:

- "Ben öyle demek istemedim de, sözlerimin önüne arkasına bakılmadı da..."

Adam profesör; öyle bir laf ediyor ki "akım" demek isterken adeta "okum" diyor.

Ertesi sabah kalkmış sızlanıyor:

- "Ben ne dedim, bunlar ne anlıyor."

Bunlar diye kastettiği de seçimden seçime sandığa gidip oy kullanmanın dışında memleketin hiçbir işine kafa yormaması gereken vatandaşlar.

Hadi biri, bini, yüz bini yanlış anladı; 'milyonlarca' insanın topunun birden yanlış anlama ihtimali sence kaçtır be adam?

***

Bu türden insanlar, 'rezillik' tamamen ayyuka çıksa bile 'inadı' elden bırakmayan ve yakalayacağı ilk fırsatta 'altın vuruşta' karar kılmış düşük çaplı kişiliklerdir.

Örneklerine özellikle 'siyaset', 'ticaret', 'medya' dünyasında rastlamak daha çok mümkündür.

'En ölümcül darbe' ile karşı karşıya kaldıklarında dahi verilecek cevapları hazırdır:

- "Komplodur bu azizim, komplo."

Bir de zekâ düzeyi hafif yukarıda olan ama cinlikte hiç de geri kalmayan türler vardır.

Onlar gidişatı 'geç' de olsa görme ve 'gemiden erken atlama' becerisine sahiptirler.

Öyle ki gemi su almaya başladığında "Biz demiştik, dinletemedik" benzeri cümleler kurarak, nasıl 'akıl sahibi', 'feraset sahibi' olduklarını ispata çalışırlar.

Oysa 'hiçbir halt' bilmedikleri, sadece 'yolun başındaki çömezler üzerinden' günü kurtarmaya, biraz daha 'dünyalık' biriktirmeye çalıştıkları aşikârdır.

Ve son olarak, daha işin başında, "Bu iş sarpa saracak" diyerek kalemi bırakanlar.

Eğer bazı kalemler 'en yakınlarının' devr-i iktidarında kalemlerini bırakmak zorunda kalıyorsa, eğer bazı bürokratlar "Hadi bana eyvallah" deyip emekli oluyorlarsa, eğer bazı bilim insanları 'cübbelerini' çıkarıyorsa, işte orada durup düşünmek gerekir.

+   +   +

"Bir utanmaz yüz, kızarmaz yüz bütün sermayesi" sözü ile kimleri tarif ediyordu Mehmet Akif sahi?

'Nedamet vakti' sanıyoruz, 'yürekleri' kavuran utanç 'yüzlerde' kızarmaya neden olur sanıyoruz, ama yanılıyoruz.

Sakın ola ki kimse topu öyle sağa sola atmaya kalkışmasın.

Bugün memlekette bir kaos yaşıyorsak eğer, bu 'utanılacak surattan mahrum' insanların azlığındandır. 

Yazarın Diğer Yazıları