Bakliyatta tehlike çanları çalıyor

Bakliyatta tehlike çanları çalıyor
Bakliyatta tehlike çanları çalıyor

Güneydoğu’da sulu tarımla tanışan çiftçi, daha fazla gelir ve destekleme primi aldığı için bakliyat ektiği alanları daralt

Güneydoğu’da sulu tarımla tanışan çiftçi, daha fazla gelir ve destekleme primi aldığı için bakliyat ektiği alanları daralttı. Türkiye; 5-10 yıl içinde ithalata mahkum olacak

 

Ulusal Baklagil Konseyi Başkanı Mahmut Arslan, Türkiye’nin, üretimden ihracata dünya sıralamasında ilk beş içinde yer aldığı bakliyatta, tehlike çanlarının çaldığını söyledi. Türkiye, 180’i aşkın ülkeye 1552 çeşit tarım ürünü ihraç ediyor.
Mahmut Arslan, bakliyatta yaşanan üretim düşüşünün son yıllarda sektörü tehdit ettiğini, bakliyatın en fazla üretildiği bölgelerden olan Güneydoğu’da üreticilerin, sulu tarım imkanının artması ile daha çok verim alabileceği ve destekleme primleri daha yüksek ürünlerin ekimine yöneldiğine dikkat çekti.

 


“Primler artırılmalı”

 


Arslan, geleneksel ürün ve en iyi ihracat kalemlerinden olan kırmızı mercimeğin ekiminin desteklenmesi gerektiğini, bakliyat ürünlerinin ekim alanlarının daralmasının 5 -10 yıl içinde Türkiye’yi ithalatçı konumuna düşürebileceğini belirtti. Bakliyatta destekleme primlerinin bir an evvel arttırılması gerektiğini savunan Arslan, “Dekar başına 100-150 kg ürün alınan bakliyata 10 kuruş, dekar başına 500-600 kg verim alınan hububata 5 kuruş destek verilmektedir. Teşvik, bakliyatta hububata göre 2 kat olmasına rağmen, çiftçinin eline hububat ekiminde daha fazla para geçmektedir. Gıda, Tarım ve Hayvancılık Bakanlığı’nın geleneksel ürünler olan bakliyatı düşünerek dengeleri kurması ve havza bazlı desteklemeye yönelmesi, çiftçiyi bu ürünlerin ekimine yönlendirmesi gerekmektedir. Çiftçinin bu şekilde bakliyat ekiminden kaçması engellenerek baklagillerde en iyi ihracat kalemlerimizden olan kırmızı mercimeğin ekiminin desteklenmesi kaçınılmazdır. Çiftçi başka ürünlere yönelir ve bunların ekimine alışırsa tekrar dönmez. Bu da dünyada rağbet gören ve en iyi ihracat kalemlerimizden olan kırmızı mercimeğimizin sonu olur, ancak kendi kendine yeten bir ülke konumuna düşeriz” diye konuştu.

 


Talep çok yüksek

 


Türk bakliyat ürünlerinin Avrupa ülkelerinin tercih ettiği kalite ve aromaya sahip olduğunu, bu ürünlerin Kanada gibi ülkelerin ürünlerinden fiyat olarak daha yüksek olmasına rağmen tercih edildiğini anlatan Arslan daha sonra şu görüşlere yer verdi:
“Türkiye’nin geleneksel ürünleri ile dünyada rekabet edebilecek ülke sayısı oldukça azdır. Mercimek üretiminde dünyanın en büyük üreticileri içinde yer alan Türkiye, ‘Kabuli’ denilen İspanyol tipi nohut üretiminde de dünya sıralamasında ilk sırada yer almaktadır. Türk markaları özellikle Afrika ve Ortadoğu ülkelerinde her geçen yıl daha fazla talep görmektedir. Sektör her geçen yıl ihracat yapılan ülke sayısını ve çeşitliliğini de arttırmaktadır.”

 

Mercimek yerine mısır ektiler

 

Kırmızı mercimeğin en fazla üretildiği Şanlıurfa Ceylanpınar, Mardin Kızıltepe ve Viranşehir Ovası’nda sulu tarım imkânının artmasıyla beraber, bu yıl bu yörelerde büyük miktarlarda mısır ekildiğini, mercimek ekiminin artık Batman, Kurtalan ve Diyarbakır’ın kıraç alanlarına kaydığını vurgulayan Mahmut Arslan, bu yıl hasat zamanına yakın dönemde bölgede görülen aşırı yağışlar ve dolunun mercimeğe zarar verdiğini, dekar başına 70-80 kg ürün alınacağını tahmin ettiklerini dile getirdi.