Bugünkü Yazarlar Tüm Yazarlar
Armağan KULOĞLU

Armağan KULOĞLU

Yunanistan daima fırsat kollar

Yunanların tarih boyunca fırsat kollayarak Türkiye aleyhinde faaliyette bulundukları ve topraklarını, bağımsızlıklarını kazanmakla başlayarak doğuya doğru sürekli genişlettikleri bir gerçektir. Sevr Anlaşması’nı müteakip, Batılı emperyalistlerin de teşvik ve desteğiyle Türkleri Anadolu’dan atmak için işgale başladıkları, Polatlı’ya kadar geldikleri, Atatürk’ün önderliğinde verilen kurtuluş mücadelesiyle ülkemizden atıldıkları yakın tarihimizde yer almaktadır. Bu işgalde yerli iş birlikçilerle de çalıştıkları bilinmektedir.
Ayrıca Türkiye’yi her açıdan zayıflatmak maksadıyla PKK’yla dayanışma içine girdikleri, hatta o zaman bu konuda, bazı ülkelerle, “düşmanımın düşmanı dostumdur” anlayışıyla birlikte hareket ettikleri de unutulmamıştır. İsrail’le ilişkilerimiz bozulduğunda, onlara yanaşmaları da gözden kaçmamıştır. Kıbrıs’ın tamamına sahip olmak için “Enosis”i gerçekleştirmeye çalıştıkları, bunu mevcut şartlara, imkânlara, fırsatlara ve zamana göre uyarladıkları da yaşanan olaylarla tescil edilmiştir.  
Son yıllarda da Ege Denizi’ndeki adaların çoğuna sahip olmakla birlikte, hâlâ geriye kalan ve Türkiye’ye ait olduğu tescil edilen bir takım adalarla, aidiyeti belli olmayan adacık ve kayalıklara da sahip olmak için, siyaset boşluklarından istifade ederek egemenlik alanlarını genişletmeye devam ettikleri görülmektedir.
***
Ege ve Akdeniz’de bulunan adaların statüsünün, 1913 Londra, 1923 Lozan ve 1947 Paris Barış Antlaşmalarına göre hangilerinin Türkiye’ye veya Yunanistan’a ait olduğu bilinmektedir. Ancak 2004 yılında Yunan Silahlı Kuvvetleri’nin Türkiye Cumhuriyeti’ne ait olan 16 ada ve 1 kayalığı işgal ettiği ve bu eyleme Türkiye’nin AB’den müzakere tarihi almak için ses çıkarmadığı çeşitli dokümanlarda yer almaktadır. Bu adalar da Ege Denizi’nde Koyun, Hurşit, Fornoz, Eşek, Nergizçik, Bulamaç, Kalolimnoz, Keçi, Sakarcılar, Koçbaba ve Ardacık, Akdeniz’de de Gavdos, Dhia, Dionisades, Gaidhouronisi ve Koufonisi adalarıdır. Bunlar 1936 yılında dönemin İçişleri Bakanı Şükrü Kaya tarafından Türkiye Cumhuriyeti Devleti’nin envanterine kaydettirilmiş olup, halen İzmir, Aydın ve Muğla il sınırları içinde bulunmaktadır.
Yunanistan siyasi ve askeri yetkililerinin, bu adalardaki egemenlik haklarının kendisine ait olduğunu tescil ettirmek maksadıyla zaman zaman adaları ziyaret ettikleri ve buralarda denetlemeler yaptıkları haberlerde yer almaktadır.
Bu kapsamda, 4 Eylül 2013’te Yunan K.K.K ve Savunma Bakan Yardımcısının Kalolimnoz ve Bulamaç adalarına helikopterle gittikleri, burada konuşlu Yunan askerleriyle hatıra fotoğrafı çektirdikleri ve bunları Yunan K.K.K.’lığı internet sitesine koydukları tespit edilmiştir.
11 Ocak 2015tde, esasen Aydın il sınırları içinde olan Eşek adasına, bu tarihteki Savunma Bakanı’nın ve beraberindeki 79. Milli Muhafız Komutanı’nın helikopterle geldiği, buradaki askeri birlikte denetleme yaptığı, ziyaret ve denetleme fotoğraflarını da bu defa Yunan Savunma Bakanlığı sitesinde yayımladıkları anlaşılmıştır.
Son olarak da, seçim sonrası yeni kurulan hükümetin Savunma Bakanı Kardak kayalıklarına helikopterle gelmiş, bu bölgede alçalarak, 19 yıl önceki kriz sırasında helikopterin düşmesi sonucu ölen üç askeri anmak amacıyla çelenk bırakmıştır. Bu sırada iki ülkenin sahil güvenlik botları ve savaş jetleri karşı karşıya gelmiş ve bölgede gergin bir durum yaşanmıştır.
***
Görüldüğü üzere Yunanistan, ele geçirdiği her fırsatı Türkiye aleyhinde kullanmakta, egemenlik alanını genişletmekte, emrivakiyle elde ettiklerini tescil ettirmeye çalışmakta, Türkiye’nin anlaşmazlıkları barışçıl yaklaşımlarla çözmek istemesine karşılık özellikle Türkiye’nin çeşitli nedenlerle politik zafiyet göstererek ses çıkarmamasından istifade etmektedir. Halen olduğu gibi ekonomik ve dolayısıyla sosyal açıdan, en zayıf olduğu durumlarda dahi tahriklerine devam etmekte ve askeri harcamalarından da kısıntıya gitmemektedir.
Bu nedenle Türkiye, hiçbir nedenle, sorunlara barışçıl yaklaşımlarda bulunmamalıdır. Çünkü ortada sorun yoktur. Aslında sorun Yunanistan’ın tutumudur. Türkiye’nin menfaatlerini korumasının güç gösterisinden geçtiğini bilmesi, özellikle askeri güçle siyaset ve diplomasinin önünü açması, tavizlerden kaçınması, hakkını ve hukukunu kayıtsız şartsız koruması elzemdir. Kaybedilen hakların derhal geri alınması, buna müsamaha gösterenlerin boynunun borcudur.
Yunanlar tarih boyunca değişmemiştir. Değişmesi de beklenmemelidir. Her konuda bu durum dikkate alınmalıdır. Dik durulduğunda sorun çıkmayacaktır.

Yazarın Diğer Yazıları