Yeni Model: Üretme, paranı faize yatır

Yeni Model: Üretme, paranı faize yatır

İktidarın yeni ekonomi politikası diyor ki: Çalışmana, üretmene, stopaj ödemene, vergi vermene, işçiyle uğraşmana, işçi sigortası yaptırmak için kaynak aramana lüzum yok kardeşim. Sürekli yatırımla uğraşıp başını belaya sokma.

Sen keyfine bak.

Tatil planları kur.

İktidar, elini kolunu sallamadan para kazanmanın altın devrini başlattı.

Eğer paran varsa iktidarımız sana dolar garantili süper getirisi olan kazanç sunuyor. Yapacağın tek şey; döviz almayıp, paracıklarını sevip okşayıp faize yatırmaktır. İki kere kazanacaksın. Birincisi, iktidarımızın 19 yılda peydahladığı yüksek faiz geliri verecek, ikincisi de kur farkından doğan kaymak faiz ödemesi yapacak.

E, haliyle partizan vatandaşımız  "Reyizimiz doları düşürdü" diye kendi ödeyeceği vergilerin akıbetine sevinecek.

Öyle değil mi?

İşte partizanın aklı böyle çalışır.

Partizanlık insanın gözünü böyle karartır.

Kazandım, sanırken aslında kayıp ettiğini fark etmezsin bile.

Çünkü zihin ve algı sistemi karşıya kapalıdır. Onun zihninin açık olduğu kanallar iktidar medyasıdır. O pencerelerden bakıldığında dışarda bahar havası vardır.

Orada Reise bağlı troller, manipülatörler ile her biri dolara endeksli paraya talip olan, havadan para kazanacak iktidar medyası, "Zillet ters köşe oldu" diye haber yapmaktadır.

Arka pencerelerden baksaydın, muhalefetin anlattıklarını dinleseydin, aslında ormanın yakıldığını görecektin.

Sen dolara bakıp çiftetelli oynarken, iktidarın biricik ortağı Katar ile ABD''nin Akdeniz''de sondaja başladığını görecektin.

22 Aralıkta dolar bozdurma operasyonu ile parası olana yeni düzen kurulduğunu anlayacaktın.

"Nass! Nass!" deyip de aynı gece "Nass''ların" nasıl iktidar tarafından elinin tersiyle itilip yerine faiz düzeni getirildiğine tanıklık edecektin.

Eğer başını öteki tarafa dönebilseydin, "Reyiz"in asıl derdinin din-iman olmadığını çok net görecektin.

Daha önce "TL''yi batırıyor"  diye "şer güç" diye dışladıkları JP Morgan adlı şirkete, şimdi BDDK''da görev verildiğini görecektiniz. Böylece "dış güç" masalının partizanları ve halkı maniple (Yanıltarak yönlendirme) etmek ve algıları yönetmek için kullanıldığını fark edecektiniz.

Gelelim partizanların görmediği durumun diğer yansımalarına.

"Dolarla mı maaş alıyorsunuz" diye soran eski Hazine bakanı Berat Albayrak''ı hatırlamanın tam zamanı. İçinde bulunduğumuz duruma ve şartlara bakılırsa hiç de fena olmaz diyesi geliyor insanın. Zenginlere hazine garantisi veren iktidarın, devleti ayakta tutan memurlara, emeklilere ve çalışanlara neden bu garantiyi vermediğini sormamız gerekmiyor mu?

Uydurulmuş TÜİK enflasyonu ile yapılacak zamlar, aynı zamanda iktidarın memuru karşısında ezikliğini, çaresizliğini ve de onlardan bilinçli olarak enflasyonu saklayarak para kesintisi yaptığını göstermiyor mu? Hâlbuki faizcilere böyle davranmıyor. Onları memnun etmek için dolardan doğacak açıkları, yani eksik kalan faiz getirisini hazineden tamamlıyor.

Memurun, emeklinin ve diğer çalışanların eksiği, kusuru ne ki bu muameleyle karşılaşıyorlar?

Sonuç olarak, din-iman, hak-hukuk diye haykıran iktidar sahiplerinin aslında dini siyasetin aracı yaptıkları bir kere daha ortaya çıktı. Ayrıca "kimsesizlerin kimsesi oldukları" söyleminin yalan olduğunu, son faiz garantisiyle anladık. AKP''nin giderken zenginlerin çıkarına ülkeyi ateş yerine çevirmesi siyasi tarihin ibret sayfalarından biri olacak.

Yazarın Diğer Yazıları