Acılar, hafızalardaki tazeliğini koruyor

Acılar, hafızalardaki tazeliğini koruyor
Sovyetler Birliği'nin çöküşü ve Azerbaycan'ın bağımsızlığının kazanılmasında önemli bir dönüm noktası kabul edilen "Kanlı Ocak" olayları, aynı zamanda ülke tarihinin şanlı bir sayfası olarak görülüyor.

Azerbaycan'da, 1990'da Sovyetler Birliği ordusunun sivilleri katlettiği "20 Ocak Katliamı"nın acı anısı, aradan geçen 29 yıla rağmen tanıkların hafızasında tazeliğini koruyor. Her yıl 20 Ocak'ta yüz binlerce Azerbaycanlı, katliamın kurbanlarının defnedildiği Bakü'deki Şehitler Hiyabanı'nı ziyaret ediyor. 1990 yılının başlarında Ermenilerin artan toprak taleplerine ve Sovyet yönetimine tepki göstermek için protesto gösterileri düzenleyen Azerbaycanlıları dağıtmak için Bakü'ye gelen Sovyet ordusu, 20 Ocak'ta, aralarında kadın ve çocukların da bulunduğu 150'ye yakın sivili katletmiş, yüzlerce kişiyi yaralamıştı. O yaralılardan biri de; yalın elle Sovyet tanklarının önüne çıkan ve kendisini yaralayan kurşunların parçalarını bugün de bedeninde taşıyan Samir Piriyev (50). Samir Piriyev, bacağına 4 kurşun isabet etmesine ve çok kan kaybetmesine rağmen, yaşlı bir adamın onu kucağına alarak hastaneye götürmesi sonucu kurtuldu. Sovyet ordusu Bakü'ye girmesin diye, şehrin, bugün "20 Ocak" olarak adlandırılan bölgesinde 19 Ocak 1990'da nöbet tutan Samir Piriyev, tanık olduklarını şöyle anlattı:

"Bir troleybüsle yolu kapatmıştık, zırhlı araçla troleybüse ateş açtılar. Daha sonra silâhsız insanlara ateş açtılar. Bacağıma 4 kurşun isabet etti. Montum delik deşik olmuştu. Sürünerek bir yere saklandım. Yaşlı bir adam, beni kucağına alarak hastaneye götürdü. Hastanede elektrik kesilmişti. Doktorlar yetersizdi. Bir tıp fakültesi öğrencisi, mum ışığında bacağımdaki mermilerden birini çıkarttı. Diğer kurşunları ise sabah çıkarttılar. Hâlâ bacağımda, kemiğime saplanmış halde mermi parçaları var."

Samir Piriyev, daha önce Sovyet ordusunda askerlik yaptığını belirterek "Sovyet ordusunun kendi vatandaşına kurşun sıkacağını, aklımıza bile getiremezdik. Fakat, bunlar, bu millete boyun eğdirmek istiyorlardı. Ama unuttukları bir şey vardı. Biz Türk milletiyiz. Türk milleti hiçbir zaman boyun eğmez. Vatanını canından da çok seviyor." dedi. Vatan için ölmenin güzel bir şey olduğunu ifade eden Samir Piriyev, "Bana ise en azından, Azerbaycan için azıcık da olsa kanımı akıtmak nasip oldu. Vatan için ölmeye her zaman hazırız. Bana şehitlik yok, şahitlik nasip oldu." ifadelerini kullandı.

Olayların tanıklarından Tahir Fetullayev (66), Bakü'de Sovyet ordusuna ait Salyan kışlasının önünde kurşunların hedefi oldu. Kışladaki zırhlı araçlar kente çıkmasın diye nöbet tutan kalabalıktan biri olan Fetullayev, şunları anlattı: "Silâhsızdık. Aslında, ellerimizde çiçeklerle çıkmıştık. Onları barışla karşılamayı düşünüyorduk. Gece 23.55'te havaya kırmızı fişekler attılar, ardından kurşun yağmuru başladı. Hedef olmamak için kaçarken, kışladan çıkan iki askeri iterek kurtulmaya çalıştım, ateş ettiler ve bacağımdan yaralandım. Yine de yürüyerek uzaklaştım. Bir müddet sonra bir araca bindirerek beni hastaneye ulaştırdılar."

Tahir Fetullayev, hastanede çok sayıda yaralının bulunduğunu hatırladığını söyleyerek "Bir süre sonra kendimi kaybettim. Gece uyandığımda yaşlı bir kadının dudaklarımı ıslattığını gördüm. Mermi sesleri sabaha kadar devam etti. Sabah da ülkede olağanüstü hal ilân edildi. Katliam, 26 Ocak'a kadar devam etti. Sovyet ordusu Neftçala, Celilabat ve Lenkeran'da da katliam yaptı" ifadelerini kullandı.

AZERBAYCAN'DAKİ 20 OCAK KATLİAMI ANKARA'DA ANILDI

Başkentte "Azerbaycan'ın Bağımsızlığına Giden Yolda 20 Ocak 1990 Katliamı" konferansı düzenlendi. Azerbaycan'ın Ankara Büyükelçisi Hazar İbrahim, Ankara Üniversitesi Hukuk Fakültesi'nde düzenlenen konferansta, 20 Ocak'ın; Azerbaycanlıların toparlandığı şerefli bir gün olduğunu söyledi. Büyükelçi Hazar İbrahim, o dönem yaşananlarla ilgili, yalnızca Türkiye'nin kendilerine destek verdiğini hatırlattı. Sovyetler Birliği'nin o dönem yürüttüğü Azerbaycan karşıtı çalışmalara da değinen Hazar İbrahim, kendilerine yapılan vahşete, uluslararası insan hakları örgütlerinin şahit olduğunu kaydetti. 

"Azerbaycan'a karşı çok büyük bir adaletsizlikti." ifadesini kullanan Hazar İbrahim, Azerbaycanlı ve Türk gençlerin farklı alanlarda daha fazla çalışarak, güçlerine güç katmaları gerektiğine işaret etti. AÜ. Hukuk Fakültesi Dekanı Muharrem Özen de, konuşmasında, 20 Ocak'ta yaşananların; Azerbaycan'ın bağımsızlığına giden en önemli aşamalardan biri olduğunu kaydetti.  Türk tarihinin destanlarla dolu olduğunu belirten Muharrem Özen, 20 Ocak'ın, bütün Türk dünyasının hafızasına kazındığını söyledi, Türkiye ve Azerbaycan'ın birlikte çok önemli işler yapacağına inandığını bildirdi. AÜ. Rektör Yardımcısı Abdülkadir Gürer ise bağımsızlığa giden süreçte yaşananlarla ilgili bilgiler verdi. Kastamonu Üniversitesi'nden Prof. Dr. Namık Musalı da, "Azerbaycan tarihinde hiçbir zaman; 2 milyon civarında olduğu ifade edilen bu kadar kalabalık bir insan kitlesinin bir amaç uğruna bir araya geldiği, daha önce ve sonra hiçbir tarihî olayda karşımıza çıkmamıştır." diye konuştu. Konferans çerçevesindeki 20 Ocak katliamına ilişkin fotoğraf sergisini gezen davetlilere helva ikram edildi.