Alman sosyolog Ulrich Beck içinde yaşadığımız toplumu “Risk Toplumu” olarak tanımlıyor. Bu toplumların en önemli özelliği risklerin içinden yeni riskleri ortaya çıkarma potansiyeli olan “imal edilmiş belirsizlikler”i içinde barındırması.

Yanlış bilginin yayılım hızı nedeniyle bu süreçte medyaya büyük görevler düşerken sürdürülebilir bir toplum için dezenformasyonun yayılımının önüne geçilmesi büyük önem arz ediyor.

AKP hükümeti de bu konuya el attığını öne sürerek dezenformasyonla mücadele adı altında bir yasa tasarısı hazırladı ve meclisten geçirdi!

Yasayı öyle alladılar pulladılar ki okuyan vay be diyor!

Neler getiriyormuş bu yasa?

Bu yasayla çocuklar korunacakmış, internet haber sitelerinde çalışanlar basın mensubu sayılacakmış, internetteki yasa dışı içeriklerden çocuklar, gençler ve aileler korunacakmış!

Ne güzel ne güzel…

Hükümet her ne kadar dezenformasyonla mücadele için bu yasayı getirdiğini öne sürse de hepimiz biliyoruz ki allayıp pullanan bu yasa, iktidarın hoşuna gitmeyen enformasyonun yasaklanmasının önünü açmakta.

İktidarın basın ilan ve RTÜK sopasıyla medyayı susturma çabaları yetmedi, halkı da “sansür yasasıyla” susturmaya çalışıyor.

Neymiş halkı yanıltıcı ve yanlış bilgiden koruyacaklarmış!

Peki madem halkı yanıltıcı, gerçeğe aykırı bilgiden korumayı amaçlıyorsunuz. Kanunun şu maddesinin uygulanmasını talep ediyorum.

MADDE 217/A- (1) Sırf halk arasında endişe, korku veya panik yaratmak saikiyle, ülkenin iç ve dış güvenliği, kamu düzeni ve genel sağlığı ile ilgili gerçeğe aykırı bir bilgiyi, kamu barışını bozmaya elverişli şekilde alenen yayan kimse, bir yıldan üç yıla kadar hapis cezasıyla cezalandırılır.

Adını ağzıma alarak kelimelerin masumiyetine leke sürmek istemeyeceğim bir basın yayın organı geçtiğimiz günlerde şöyle bir haber yaptı:

“Ekrem’den üniversiteli kızlara cinsel taciz”

CİNSEL TACİZ Mİ?

Peki neydi bu haberin içeriği?

İBB Sosyal Hizmetler Dairesi Başkanlığı geçen yıl hizmete açtığı yurtlarda hijyen kiti dağıtımı yaptı.

Aklı bel altından başka konuya ermeyen malum yayın organı ise gayet insani bir ihtiyaç olan bu yardımı, aldı CİNSEL TACİZ diye yorumladı ve okuyucularıyla böyle paylaştı.

Haberde bir de İmamoğlu’na defter, kitap, kalem dururken böyle bir yardım yaptığı için tepki gösterildiği yazıldı.

Dedim ya kafaları belden aşağısından başka şeye çalışmıyor diye İBB’nin Eylül ayında ilk, orta ve lise eğitimine yeni başlayan öğrenciler için 28 bin kırtasiye seti ve çanta dağıttığını da unuttular.

Şimdi soruyorum yetkililere!

Madem dezenformasyonun yayılımını önlemek için çıkarttınız bu yasayı

Madem “gerçeğe aykırı bir bilgiyi, kamu barışını bozmaya elverişli şekilde alenen yayan kimse, bir yıldan üç yıla kadar hapis cezasıyla cezalandırılır” diye bir madde eklediniz yasaya

Alın size fırsat.

Bu kanunu muhalefeti susturmak için değil de, yanlış bilginin yayılımını önlemek için çıkardığınıza toplumu ikna etmek için tek bir adım atmanız yeterli.

Toplumun bir kesiminde kin ve nefret duygularını perçinlemek için yapılan bu gerçek dışı bilgiler içeren haber için malum medya organına kesin cezayı

Bizde görelim bakalım ne kadar samimisiniz çıkardığınız kanunda!