Amerikan rüyası ve Türkiye

Amerika ile yaşanan ambargo krizini anlayabilmek için Osmanlı Devleti ile başlayan ve Cumhuriyet dönemi ile devam eden iki ülke arasındaki ilişkilerin tarihçesini hatırlatmak istiyorum:

Osmanlı döneminde Amerika''nın ilk diplomatik görüşme teklifi 1815''de Londra Sefiri tarafından Osmanlı Devleti''nin Londra Sefiri İsmail Ferruh Efendi''ye gayrı resmi görüşmede bildirdi.

Padişah 2. Mahmud, "Amerika''nın Bağımsızlık Savaşı''nda İngiltere''ye karşı Fransızlarla birlikte hareket ettiği" gerekçesiyle diplomatik görüşme talebini reddetti.

Amerikan Başkanı Andrew Jackson ile 2. Mahmud döneminde 7 Mayıs 1830''da, "Osmanlı - ABD Ticaret Antlaşması" imzalanması ile iki ülke arasındaki ilişkiler resmi boyut kazandı

Amerika I. Dünya Savaşında Osmanlı''ya savaş ilan etmedi ve savaş sonrası 8 Ocak 1918''de Amerikan Başkanı Woodrow Wilson, 14 maddelik kongre bildirgesinin 12. Maddesine şu hükmü koydu:

- "Bugünkü Osmanlı İmparatorluğu''ndaki Türk kesimlerine güvenli bir egemenlik tanınmalı, Türk yönetimindeki öbür uluslara da her türlü kuşkudan uzak yaşam güvenliğiyle özerk gelişmeleri için tam bir özgürlük sağlanmalıdır. Ayrıca Çanakkale Boğazı uluslararası güvencelerle gemilerin özgürce geçişine ve uluslararası ticarete sürekli açık tutulmalıdır."

***

Değerli okurlarım,

Türkiye Cumhuriyeti Devleti''nin kurulmasından sonra Washington''a ilk Türk büyükelçisi Ahmet Muhtar Bey''i Atatürk gönderdi.

14 Ağustos 1945''de II. Dünya Savaşı''nın bitmesine rağmen ordularını terhis etmeyen Sovyetlere karşı İngiltere; 1945-1947 yılları arasında Yunanistan ve Türkiye''yi, tampon bölge oluşturmak amacıyla destekledi.

İngiltere 1947 Şubat''ında Yunanistan ve Türkiye''ye yaptığı yardımlara 31 Mart 1947 tarihinden itibaren devam edemeyeceğini bildirerek, yıllarca sürdürdüğü Ortadoğu egemenliğindeki mutlak hâkimiyet ilkesinden vazgeçti ve savaşta nükleer gücü ile korkutan Amerika''yı bölgeye davet etti.

Bu davet ABD tarafından bulunmaz nimet oldu ve böylelikle günümüzde de etkisini koruyan Ortadoğu''da Amerika''nın gücü oluşmaya başladı.

***

Değerli okurlarım,

Demokrat Parti''nin 1950 Genel Seçimlerinin ardından büyük bir çoğunlukla iktidara gelmesiyle ve Türk-Amerikan ilişkileri yoğunlaştı.

Birleşmiş Milletlerin çağrısına uyarak Kore Savaşı''na asker gönderen Türkiye ile Amerika arasında güven ortamı doğdu.

18 Şubat 1952''de Amerika''nın önerisi ile Türkiye NATO''ya resmen üye oldu.

10 Mart 1954''de Türkiye Amerikan''ın da kullanacağı NATO üslerinin kurulmasına izin verdi.

1952-1960 yılları arasında ABD ile Türkiye arasında 54 ikili anlaşma yapıldı.

29 Kasım 1955''te Demokrat Parti hükümetin istifasına neden olan ekonomik kriz sonrası Amerika ile siyasal alanda da sorunlar yaşanmaya başladı.

Amerikalı gazeteci Pulliam; "Menderes''in ABD yardımlarını kendi diktatörlüğünü tesis etmek için kullandığını" iddia eden bir yazı yayınlandı.

Vatan Gazetesi Başyazarı Ahmet Emin Yalman bu yazıyı yayınlayınca başbakan Menderes savcılara talimat vererek yazıyı yayımlayan gazete ve dergiler hakkında "Hükümeti küçük düşürecek yayın yapmak" suçundan adli kovuşturma yapılmasını istedi.

Yalman tutuklandı ki, bu da Amerika''da çok sert tepki yarattı.

1958''de Amerika''nın Lübnan''a askeri müdahalesinde İncirlik üssünün kullanması muhalefeti kızdırdı. CHP lideri merhum İsmet İnönü Amerika''yı "Türk egemenliğini istismar etmekle" suçladı.

Başbakan Menderes 5 Ekim 1959''da gittiği Amerika''da mali destek bulamadı.

12 Temmuz 1960 tarihinde Menderes''in Moskova''ya resmi bir ziyaret yapacağı Nikita Kruşçev''inde iade-i ziyarette bulunacağı açıklandı.

Ancak demokrasiye vurulan 27 Mayıs 1960 darbesi nedeniyle bu program gerçekleşmedi.

Menderes''in medyaya baskı oluşturması üzerine 10 yıllık Demokrat parti iktidarında aralarında merhum gazeteci babam Faik Uğuroğlu''nun da olduğu 2.300 basın davası açıldı 867 gazeteci mahkûm edildi.

Yarın: Amerikan rüyası ve Erdoğan gerçeği

Yazarın Diğer Yazıları