Sizce neden toplum, bu kadar kutuplaşmışken oy verecek bir yer bulmak konusunda sıkıntı yaşıyor olabilir. Aslında öyle değil herkesin kararı belli diyorsanız size aşağıda geçtiğimiz ay yapılmış bir anketten kısa bir çıkarım aktarayım

AREA araştırmanın anketine göre geçtiğimiz ay durum şöyle imiş.

“Bugün milletvekili seçimi olsa hangi partiye oy verirsiniz” sorusuna ‘Kararsızım’ / ‘Hiçbiri’ yanıtını veren yüzde 22,1’lik seçmenin yaş gruplarına göre demografik analizi ise şöyle;

18-34 yaş; yüzde 8,7. 35-54 yaş; yüzde 8,5. 55 yaş ve üzeri; yüzde 4,9.

Muhtemelen bu kararsızlık rakamı bugün daha da artmıştır, onu da yakında öğreniriz. Aslında oradaki kararsız ifadesini fark etmez diye değiştirmek de mümkün olabilir ama bu şu aşamada ne yazık ki olumlu anlamda bir fark etmez değil. Tam tersi olumsuz anlamda bir fark etmez ifadesi olur.

Olumlu anlamda olması için kuralların, kurumların hukukun tesis edilmesi ve eşit olmasa bile eşite yakın bir insan sistem ilişkisi oluşturulmuş olması gerekir. O zaman yöneten değil yönetenin uyguladığı kurallar önemli hale gelir. Kimse de sandığa gitmek ve oy vermek için kendisini zorunlu hissetmez.

Ama bizdeki tam tersi. 23 yılını doldurmuş ve kendisini defalarca farklı bir siyasetin yeni uygulayıcısı gibi tanıtmış bir iktidar karşısında hala net bir umut hissi oluşmamış demektir bu.

O zaman, kendisini, muhalefete muhalefet edilmez diyerek korumaya alanla, hükümeti devlet olarak tanımlayarak muhalefet edilmesini eleştirenlerin arasındaki fark nedir. O fark şimdilik kaydı ile kullanılabilecek güç ve imkanlardır.

Yine de bu kadar kararsız seçmen varken ve 23 yıllık iktidar hala nerede ise anketlerde muhalefet ile aynı oyu almaya devam ederken muhalefete gerçekten muhalefet etmemek mi gerekir, yoksa halkın gündeminden uzaklaşmayın mı demek gerekir.

Aslında muhalefetin bir birlik ve beraberlik görüntüsü vermesi eşyanın tabiatına aykırıdır. Sorgusuz sualsiz böyle bir şey yapmaları beklenemez. Aksi halde neden farklı partilerde siyaset yapma gereği duysunlar ki. En son şu adı çözüm olmayan enteresan süreçte iktidar kanadı bile cılız da olsa farklı seslerle yankılandı. İktidarın bileşenleri olarak, iktidar olmanın verdiği konfor daha yüksek tepkileri de engellemiş olabilir.

İşte tam burada o muhalefete muhalefet edilmez cümlesinin bir muhatabı olarak kendime, en azından DEM Parti’ye bu süreç için muhalefet edebilir miyim diye sordum ve cevap olarak kendim evet dedim.

İşte bütün bu uzun girizgahın temelinde ise kararsız seçmenin neden kararsız olduğunun cevabı var sanırım. Hele de 18-34 yaş aralığında büyük hayalleri ve umutların olan yüzde 9 civarı seçmenin.

Şimdi Cumhuriyet Halk Partisi’nin de adayı belli ve bu adaylık sürecine karşı yapılan bütün eleştiriler saklı kalacak bir süre. Kendisi Cumhurbaşkanı adayı sıfatı ile Anadolu’yu dolaşacak. Muhtemel ki en çok kararsızları ikna etmeye çalışacak, hangi argümanları kullanacak bilemiyorum ama karasızların kararsız olmalarına neden olan sorunların bir kısmanın şu an bu siyasi tartışmalar olduğunu düşünenlere ne diyecek asıl onu merak ediyorum.

Siyasetin 50 artı 1 kişi üzerinden dizayn edilmiş bir ortamda halkın tamamını kucaklayacak gerçek sorunlara parmak basmak konusunda İmamoğlu’nun da yeterince birikimi, deneyimi ve karalılığı var. Burada karşılaşacağı en zor sorular ise halkın kişisel olarak yaşadığı günlük sorunlarını düşünürken ülkenin gündemi nedeni ile o sorunlarının göz ardı ediliyor olması üzerinden gelecek diye düşünüyorum. Öyle olmadığını anlatmanın bir yolunu bulmalı, o sorunlar konuşulmasın isteyenlere karşı bir an önce adaylığını açıklamasının önemli olduğuna halkı ikna etmeli, kendisine karşı açılan davalarla kendisinin hedef alındığını ve hükümetin şu an tek endişesinin kendisinin adaylığı olduğu yolunda etrafından sıkça duyduğumuz söylemleri tekrarlayacaksa kararsız seçmen sayısında gözle görülür bir artışa neden olabilir.

Çünkü eğer bir ülkenin tek umudu, bir kişinin aday gösterilip seçilmesi ise ve aksi hiçbir durumda ülke içinde bulunduğu durumdan kurtulamayacak ise işte o zaman muhalefet kendisini inkar ediyor demektir.