Atatürk: Her sarıklıyı hoca sanmayın, hoca olmak sarıkla değil, beyinledir

Atatürk: Her sarıklıyı hoca sanmayın, hoca olmak sarıkla değil, beyinledir

Atatürk tüm dinlere ve peygamberlere saygılıydı. Allah’a inanan bir önderdi. İşte Atatürk’ün çeşitli zamanlarda Allah, din ve Hazreti Muhammed ile ilgili söyledikleri sözlerden bir kaçı:

“Her şeyden evvel şunu en basit bir dinî hakikat olarak bilelim ki, bizim dinimizde bir özel sınıf yoktur. Ruhbaniyeti reddeden bu din, tekel kabul etmez. Mesela din bilginleri; mutlaka aydınlatma görevi bu bilginlere ait olmadıktan başka, dinimiz de bunu kesinlikle yasaklar.
O hâlde biz diyemeyiz ki, bizde bir özel sınıf vardır; diğerleri dinen aydınlatma hakkından yoksundur. Böyle anlarsak kabahat bizde, bizim cahilliğimizdedir. Hoca olmak için, yani dinî hakikatleri halka öğretmek için mutlaka ilmiye kisvesi şart değildir. Bizim yüce dinimiz her erkek ve kadın müslüman’a araştırmayı farz kılıyor ve her erkek ve kadın Müslüman toplumu aydınlatmakla yükümlüdür...”
Konya gençleriyle konuşmasından, 20 Mart 1923, Atatürk’ün Söylev ve Demeçleri

***

“İslam toplumuna dâhil olan birtakım kavimler İslam oldukları hâlde çökmeye, yokluk ve gerilemeye maruz kaldılar. Geçmişlerinin yanlış veya batıl alışkanlık ve inançlarıyla İslamiyet’i karıştırdıkları ve bu suretle gerçek İslamiyet’ten uzaklaştıkları için kendilerini düşmanlarının esiri yaptılar. Konya gençleriyle konuşmasından, 20 Mart 1923, Atatürk’ün Söylev ve Demeçleri,

***

“Hz. Peygamber’in ilahi emirleri tebliğ esnasında muhataplarının kalp ve vicdanında putlar vardı. Bu insanları hak yola davet için önce o taş parçalarını atmak ve bunları ceplerinden ve kalplerinden çıkarmak mecburiyetinde idi...” Bursa’da Şark Sinemasında halkla konuşmasından; 22 Ocak 1923, Atatürk’ün Söylev ve Demeçleri,

***

“Peygamberimiz Efendimiz Hazretleri, Tanrı tarafından insanlara gerçekleri bildirmekle görevlendirilmiş ve elçi olmuştur. İnsan yaşayışını düzenleyen temel kurallar hepinizce bilindiği üzere yüce Kur’an’daki yazılı buyruklardır...
Arkadaşlar; Peygamber çalışmalarında iki yere, iki eve sahip bulunuyordu. Biri kendi evi, diğeri Tanrı’nın eviydi. Millet işlerini Tanrı’nın evinde yapardı. Hazreti Peygamber’in kutlu yolunu izleyerek bu dakikada milletimize, milletimizin bu gününe ve geleceğine dönük hususları görüşmek beni buna kavuşturan Balıkesir’in inançlı ve kahraman insanlarıdır.
Balıkesir-Zağanos Paşa Camii’nde verdiği hutbesinden, 7 Şubat 1923, Atatürk’ün Söylev ve Demeçleri,

***

“O, (Hz. Muhammed) Allah’ın birinci ve en büyük kuludur. Onun izinde bugün milyonlarca kişi yürüyor. Benim, senin adın silinir fakat o, sonsuza kadar ölümsüzdür. Ali Rıza Ünal’ın Anılarından,

***

“Büyük dinimiz çalışmayanın insanlıkla alakası olmadığını bildiriyor. Bazı kimseler asri (çağdaş) olmayı kafir olmak sanıyorlar. Asıl küfür onların bu zannıdır. Bu yanlış tefsiri (yorumu) yapanların maksadı, İslamların kafirlere esir olmasını istemek değil de nedir? Her sarıklıyı hoca sanmayın, hoca olmak sarıkla değil, dimağladır (beyinledir).” Adana esnafıyla konuşmasından, 16 Mart 1923, Hakimiyet-i Milliye, 21 Mart 1923, Atatürk’ün Söylev ve Demeçleri,

Kaynak: Yaşar Gürsoy, Anne O Bizden Bİri

Yazarın Diğer Yazıları