Atilla Yeşilada Türk ekonomisine düşen bombayı duyurdu. Saray'ın son şansını açıkladı

Atilla Yeşilada Türk ekonomisine düşen bombayı duyurdu. Saray'ın son şansını açıkladı
Atilla Yeşilada Rusya'nın Ukrayna işgali sonrası Türk ekonomisini bekleyen tehlikeyi açıkladı.

Atilla Yeşilada, Rusya’nın Ukrayna’ya saldırısı sonrasında Türk ekonomisine olabilecekleri ifade etti. Dolar kuru yorumlarıyla bilinen Atilla Yeşilada, Ukrayna’da çıkan savaş sonrası Türkiye ekonomisine bombanın düştüğünü belirtti. Atilla Yeşilada, “Bu krizin bir an önce sona ermesi Erdoğan’a siyasi kariyerini sürdürme şansı verebilir. Aksi halde, acilen erken seçim talebi tüm toplum kesimlerinde yankılanacak.” dedi.

Atilla Yeşilada yazısında, Rusya Devlet Başkanı Putin’in yaptırımlardan korkmayabileceğini belirtti. Savaşın devam etmesi halinde krizin Türkiye ekonomisine dair etkilerine değinen Atilla Yeşilada, “Savaş uzun sürerse, iş dünyası gittikçe yükselen maliyetlerle boğuşacak.” diye yazdı.

Atilla Yeşilada’nın “Ukrayna’da savaş çıktı, bomba bizim ekonomiye düştü” başlıklı yazısı şöyle:

“Putin  Ukrayna’yı işgal etmekte haklı mı?  Milletinin bekası için yapılan savaşlar dışında hiç birini affetmem. Batı’nın SSCB’nin dağılmasından sonra Rus Cumhuriyeti’ni fena ütüklediği bir gerçek, ancak bu Cuma sabahı itibarıyla 200’ü aşan Ukraynalı’nın canını telafi etmez.

ABD yetkililerine göre, Rus askerleri 96 saat içinde Kiev’i işgal edebilir. Genel yorum, Batı yaptırımlarından çekinmeyen Putin’in Ukrayna’yı tamamen ilhak edeceği yönünde. Putin yaptırımlardan korkmayabilir, ama Rusya ve Batı arasındaki gerginlik enerji fiyatlarında uzun soluklu yükselişleri tetikler.

Türkiye bu krizden yara almamak için azamı çaba sarfetse de, coğrafi yakınlık yüzünden kendini kurtaramıyor. Çarşamba günü, Ukrayna Büyükelçisi’nin Boğazları Rus savaş gemilerine kapatma talebi herhalde kabul görmeyecek. Bu durumda, Ukrayna’yla ticaret ilişkileri de zedelenebilir.

Rusya ve Ukrayna yalnız enerji ve tarım açısından değil, $37 milyara varan ticaret hacmi, Türk şirketlerinin Rusya ve Ukrayna’da doğrudan yatırımları ve müteahhitlik hizmetleri açısından kaybedilmesine göz yumulamayacak pazarlar. Ama savaş uzun sürerse, iş dünyası gittikçe yükselen maliyetlerle boğuşacak.

Bu maliyetlerin boyutu ne olabilir? Uzman görüşlerini okurlarım için derledim:

En takdir ettiğim ekonomistlerden biri TUSIAD Baş Ekonomisti Gizem Öztok Altınsaç, Rusya’nın Ukrayna’yı işgal etmeye başlamasının Türkiye ekonomisine etkilerini değerlendirdi.

“Altınsaç, söz konusu jeopolitik gerilimin Türkiye’ye maliyetinin ilk aşamada yaklaşık 30-35 milyar dolar arasında ek maliyet gelebileceğini belirtti.

Altınsaç Yetkin Report’taki yazısında Türkiye’ye gelen yabancı turistlerin yüzde 30’unun Ukrayna ve Rusya’dan geldiğine dikkat çekerek “Oluşturdukları turizm geliri de toplam gelirin yüzde 15-20’sine denk. Dolayısıyla 2022’de yaklaşık 35 milyar dolar potansiyel turizm geliri bekliyorsak, en basit hesapla bunun 5 milyar doları riske girmiş durumda” dedi.

Altınsaç, Türkiye’nin doğalgaz ve petrol bazında da dolar artışından kaynaklı etkileneceğini de ifade ederek “Özellikle petrol tarafında her 10 dolarlık fiyat yükselişi bize 4-5 milyar dolar daha fazla maliyet anlamına geliyor. Eğer petrol fiyatı bu yıl ortalama 90 dolarda seyrederse, bunun cari açığa yükü ekstra 10 milyar dolar seviyesinde olur. 100 dolar ve üzeri bir petrol fiyatı kalıcı olduğu takdirde maliyeti çok daha fazla olur” ifadelerini kullandı.

Bölgedeki gerginliklerin dolar/TL üzerinde yukarı yönlü ivme kazandırmasının 20 Aralık’ta devreye alınan kur korumalı mevduat aracının Hazine’ye yükünü de artıracağını ifade eden Altınsaç “Bir de işin en kaba hesapla bütçe tarafı var. Mart ayıyla beraber kur korumalı mevduatlarda vade doldukça yavaş yavaş kur farkı ödenmeye başlanacak. Dolar kuru 15 lira seviyelerinde kalırsa Hazine’ye ek maliyeti kabaca 50 milyar TL olur. Daha yüksek kur seviyeleri ise daha yüksek maliyet elbette” dedi.

Ukrayna, iş insanları için çok cazip bir pazar ve sermaye yatırımı merkezi haline geliyordu. Heyhat, Cumhuriyet’e göre, Ukrayna’da limanların kapanmasıyla birçok ürün mahsur kalırken ticaret şimdiden aksamaya başladı. Anadolu Efes, Ukrayna operasyonunu durdurduğunu açıklarken Ukrayna’da bulunan Türkiye firmaları dün iş yapamadı, mağazalar kapandı.

Dış Ekonomik İlişkiler Konseyi (DEİK) Ukrayna-Türkiye Konseyi Başkanı Ruşen Çetin, olayların henüz çok sıcak olduğunu belirterek kriz bir an önce bitmezse en çok etkilenecek ülkelerden birinin Türkiye olacağını belirtti. Ukrayna ile ticaret hacminin 7.4 milyar dolara ulaştığını söyleyen Çetin, Rusya ile 30 milyar dolara yakın olduğunu belirtti.

Turizmde korktuğum başıma geliyor. Omicron’dan sonra daha öldürücü bir “piç” virüs peydahlanmadı. Yazın turizmde rekor sayıda ziyaretçi bekliyorum. Ama bu rekor gelirlere yansımaz:

“Turizmde ise umutlar sorunun mart ortasına kadar çözülmesine bağlandı. Türkiye Seyahat Acenteleri Birliği Başkanı Firuz Bağlıkaya, Rusya’dan bu yıl 10 milyon turist beklediklerini belirterek ancak sıcak temas uzarsa sorunun büyüyeceğini söyledi ve “Bu durumda Avrupa pazarı da etkilenir. Şu anda rezervasyon iptali yok ama durgunluk var” diye konuştu.

DOÇ. DR. NURULLAH GÜR: Cari açığa dikkat

Dr Gür’ün yazdıkları da çok önemli. Çünkü yıl boyunca yüksek seyredecek petrol ve daha önemlisi doğal gaz fiyatları, enflasyonla mücadeleyi de imkansız kılacak. Halihazırda küçük küçük yurdun her yerinde patlak veren sivil itaatsizlik eylemlerini de toplumsal huzursuzluk yaratacak boyutlara yükseltebilir.

Dr Gür şunları kaydediyor: “Cari açık, Türkiye ekonomisinin aşil tendonudur. Cari açığın hızlı arttığı dönemlerde Türkiye ekonomisi sendeler. Bu gerçeği göz önünde bulunduran ekonomi yönetimi gerek enflasyonla mücadeleye katkı sağlamak gerekse finans sisteminin şoklara karşı bağışıklığını arttırmak için cari açıktan yapısal olarak kurtulmayı yeni ekonomi modelinin merkezine koydu.

Yüksek enflasyon ve faizden dolayı tüketim malı ithalatımız geçen seneye kıyasla düşüş kaydedebilir. Ancak, enerji maliyetlerindeki baş döndürücü artış, ithalat faturamızı kabartıyor. Enerjinin bu yıl cari işlemler hesabındaki en büyük risk kalemi olduğunu belirtmek abartılı olmayacaktır. Şu anki mevcut tablo, kısa vadede enerji fiyatlarının düşüşe geçme ihtimalinin düşük olduğunu gösteriyor.

Riskler yukarı yönlü. Küresel enerji fiyatlarını rahatlatabilecek iki unsur var:

Rusya-Ukrayna geriliminin normalleşmesi ve ABD ile İran arasında yeni bir anlaşmaya doğru adımlar atılması. Eğer jeopolitik meselelerde belli mesafeler kat edilebilirse, enerji fiyatlarının aşağıya gelmesi mümkün olabilir. Aksi takdirde, küresel piyasalarda petrol fiyatları için üç haneli rakamlar telaffuz edilebilir.

Murat Yetkin: Tarım ve müteahhitlik hizmetleri zarar görecek

Ukrayna Savaşı’nın cari açık ve enflasyona vereceği zararı artık herkes biliyor. Ama Murat Yetkin daha az konuşulan fakat boyut olarak daha sorunlu işkollarına değiniyor.

“Türkiye Rusya’dan tarım ürünleri alımında Çin’le birlikte ilk sırayı paylaşıyor. Rusya’dan en çok -bir zamanlar üretim rekorlarıyla övündüğümüz- buğday alıyoruz. (Ukrayna’dan da alıyoruz.) Ekmek fiyatı tartışması malum. Sonra ayçiçeği çekirdeği geliyor; artan ayçiçek yağı fiyatları bir ara manşetlerdeydi. Ardından arpa, kepek ve kuru bakliyat geliyor; 4 milyar dolardan fazla ödüyoruz yılda.

Bir de Türk tarım ürünleri satışı var Rusya’ya; o da 1,5 Milyar dolar civarında. Domates, biber, patlıcan, limon, turunçgiller… Her krizde Rus gümrüğü sinek var diye geri gönderiyor, kriz geçince düzeliyor.

Tarım ihracatının merkezi de Rusya ve Ukrayna ile turizmin merkezi Antalya”.

Rusya’nın dışarıdan aldığı müteahhitlik hizmetlerinde Türk şirketleri yüzde 20’ye yakın payla ilk sırada.

Turgut Özal döneminde 1984 yılında yapılan anlaşmaya göre bir ölçüde doğal gaz alımıyla takas ediliyor. Ancak uçak krizinde Rusya’nın bir anda Türk şirketlerin faaliyetine nasıl ket vurduğu görüldü. Bu da ekonomi üzerinde ciddi bir tehdit oluşturabilir.

Bütün bunların üstüne bir de krizin döviz kurunu daha da artırıcı etkisi var. Bu da devletin kur korumalı sistemin Mart sonunda dolmasından itibaren ödeyeceği miktarı artırabilir”.

Hükümet bu krizi yönetebilir mi? Bu soruya cevap vermeye dahi gerek duymuyorum. Bu ortamda ucuz krediyle iç talebi pompalayan, TCMB yordamıyla gevşemesi gereken TL’yi güçlü tutmaya çalışan bir hükümetten bahsediyoruz. Bu krizin bir an önce sona ermesi Erdoğan’a siyasi kariyerini sürdürme şansı verebilir. Aksi halde, acilen erken seçim talebi tüm toplum kesimlerinde yankılanacak.”

İlgili Haberler