Avrasyacılık, Sorosçuluk ve Ergenekon!

Can Ataklı, Fehmi Koru’nun “Ergenekon soruşturmasına 5 Kasım 2007’de ABD Başkanı Bush ile Tayyip Erdoğan görüşmesinde karar verildi” iddiasına başından beri ihtimal vermediğini, ancak şu anda görünen manzaranın bunu doğruladığını yazdı:
“Darbeydi, çeteydi gibi suçlamalar belli ki bu işin kamuflajı. Amerika’yı asıl rahatsız eden, içinde kimi askerlerin de bulunduğu bir yapılanma. Avrasya adı altında Türkiye’yi Batı’dan koparacak. Milliyetçi söylemlerin artması bu kopuşu hızlandırır. O halde bunun durdurulması gerek.”
Ataklı, kendisinin Türkiye’nin çıkarını Batı’nın çağdaş kriterlerini paylaşmakta, bu blok içinde ulusal onurunu ve çıkarını kollayarak durmakta bulduğunu belirtti. Aslında Tayyip Erdoğan ve Fehmi Koru da tam bu çizgide, yani NATO eksenindedir!

* * *

Yiğit Bulut ise “Trinite Terör Örgütü” adını verdiği yapılanmanın Türkiye’nin “Hıristiyan Avrupa’nın bir parçası olmasını”, kendi değerlerini kaybederek, potansiyelinin farkına varamadan, Amerika-Avrupa çizgisinde “küçük bir emir erine” dönüşmesini sağlamak istediğini yazdı ve “Türkiye Asya’da alternatif arasın diyenler, silahlı örgüt üyesi oluyor da, bu neden olmasın?” diye sordu:
“Kim bilir; belki yer altına silahlar gömdüler, günün birinde, fikirleri, Türkiye’ye AB veya ABD kontrolünü-Hıristiyan emperyalizmini kabul ettirmekte yetersiz kaldığında, çıkarıp darbe deneyecekler! Yoksa bu ülkede ‘Asya’da alternatif arayalım, bağımsız kalalım’ deme hakkı yok mu? Bunu diyenler ‘terrorist’, ABD ve AB’ye ‘esir’ olalım diyenler ‘adam mı’ sayılıyor bu ülkede?”

* * *

Fehmi Koru’nun iddiasının üzerinden bir yıldan fazla zaman geçti. Başbakan Tayyip Erdoğan, Bush ile görüşmesinde Ergenekon soruşturmasının ele alınıp alınmadığı konusunda bu kadar yayın yapıldığı halde en küçük bir açıklama bile yapmadı.
Biz ise asıl darbe tehlikesinin Soros tipi yapılanmadan geldiğini, yıllardır örnekleriyle anlatıyoruz. Yugoslavya’yı dağıtan, Sırbistan, Gürcistan ve Ukrayna’da sokak hareketleri ile darbe yapan Soros’un Açık Toplum Enstitüsü’nün Türkiye’de de örgütlü olduğunu, hatırlattık. Cumhuriyet Başsavcısı bu konuda bir soruşturma başlatmadı!
Peki Türkiye bir taraftan darbecileri, çetecileri soruşturayım derken, diğer taraftan da milleti bir arada tutan bütün değerleri devlet eliyle yok etmiyor mu?
Bu durumda, Soros tipi darbeyi, devleti ele geçirmiş siyasi bir kadro yönlendirmiş olmuyor mu?

* * *

Peki bundan sonra ne olur?
Türkiye’nin önünde ABD, Avrupa Birliği ve Rusya eksenleri olmak üzere üç seçenek bulunduğunu belirten Prof. Dr. Mahir Kaynak’ın önerisi şöyle:
“Ya ülkemizdeki bütün taraflar bir masa etrafında toplanır ve ne yapılacağına birlikte karar verirler ya da bu taraflar söz konusu alternatifleri gerçekleştirmeye çalışan güçlerle ittifak yapıp ülke içinde çatışırlar.
Ülkemizdeki gerginlikler dünyadaki yeni şekillenme için yapılan mücadelelerin yansımasıdır ve ülkemiz bu konuda anahtar rolü oynamaktadır ve biz, her zaman olduğu gibi, kendi aramızda anlaşmak yerine farklı kanatların peşine takılıp birbirimizle kavga ediyoruz.
Siyasetçi, asker ve yargı anlaşırsa dışarıdan müdahaleler etkisiz hale gelir.” 
Benim kanaatim ise Türkiye’nin bu üç eksen arasında, bağımsız bir güç olarak denge politikası takip edebileceği yönündedir. Fakat, devletin içindeki Soros tipi yapılanma, yazılarımızı bile tehdit olarak algıladığı için bizi örgüt listelerine yazabilecek kadar düşmanca davranabiliyor!

Yazarın Diğer Yazıları