Türkiye'de emeklilik sistemine dair en temel tartışmalardan biri, Bağ-Kur’lular ile SSK’lılar arasındaki eşitsizlik. Bu fark yıllardır yalnızca çalışma koşullarını değil, insanların hayat planlarını da etkiliyor. Özellikle emeklilikte prim gün sayısı bakımından ciddi adaletsizlikler söz konusu.

Son günlerde gündemde olan yeni yasal düzenleme, bu farkı bir nebze de olsa kapatmayı hedefliyor. Ancak kamuoyuna yansıyan detaylar, birçok Bağ-Kur’lu için beklentinin aksine yeni kaygılar doğuruyor. Küçük esnaf için 7.200 günle emeklilik mümkün olabilirken, diğer Bağ-Kur’lular için bu hak tanınmayabilir. Oysa çözümün kapsayıcı olması gerektiği açık. Aksi hâlde, yıllardır süregelen mağduriyet başka bir boyuta taşınacak.

Zira bugüne kadar çok sayıda Bağ-Kur’lu, SSK statüsüne geçmek için yasal sınırları zorladı. Yeni düzenleme de kapsayıcı olmazsa, sahte sigortalılıklar, paravan şirketler ve kayıtdışı girişimler artabilir. Bu durum yalnız bireysel değil, sistemsel bir güvenlik açığı da yaratacaktır.

SSK ve Bağ-Kur arasında emeklilikte ne fark ediyor?

Bugün SSK ve Bağ-Kur emeklilik koşulları arasındaki farkı üç dönem özelinde incelemek mümkün:

Sigortalılık Başlangıç Dönemi

SSK (4/a)

Bağ-Kur (4/b)

Gün Farkı

08.09.1999 öncesi

Kadın/Erkek: 5.000–5.975 gün

Kadın: 7.200 gün / Erkek: 9.000 gün

Kadın: 1.225–2.200 / Erkek: 3.025–4.000

08.09.1999 – 30.04.2008 arası

Kadın: 58 yaş + 7.000 gün
Erkek: 60 yaş + 7.000 gün

Kadın: 58 yaş + 9.000 gün
Erkek: 60 yaş + 9.000 gün

2.000 gün

01.05.2008 sonrası

Kadın: 58 yaş + 7.200 gün
Erkek: 60 yaş + 7.200 gün

Kadın: 58 yaş + 9.000 gün
Erkek: 60 yaş + 9.000 gün

1.800 gün

Bu tablo, emeklilik sistemindeki adaletsizliği açık biçimde ortaya koyuyor. Aynı yaşta emekli olacak iki kişi arasında binlerce prim günü fark var. Bu fark yalnızca maddi değil, sosyal adalet açısından da ciddi bir sorun teşkil ediyor.

Kısmi emeklilik koşullarında da Bağ-Kur statüsündekiler dezavantajlı. Bağ-Kur'lu 5.400 günü biriktirmeye çalışırken SSK’lı 3.600 ile 5.400 gün arasında değişebilen prim ödeme gün sayısı ile emekli olabiliyor.

Bağ-Kur’lular yıllardır pek çok başka sorunla da boğuşuyor: Eksik tesciller, kısmi ihya sorunları, prim borçları, statü uyuşmazlıkları... Şimdi bunlara bir de “emeklilikte esnaflığa takılanlar” grubu mu eklenecek? Şayet SSK statüsündekilerle sadece esnafların gün sayısı 7.200 günde eşitlenirse; yanıt evet olacak.

7200 Gün Tek Başına Yeter mi? Emeklilikte Derinleşen Diğer Sorunlar

Bağ-Kur’lular için emeklilikte 7.200 gün şartının getirilmesi, yıllardır süregelen eşitsizliği azaltmak açısından önemli bir adım olabilir. Ancak bu adım, sistemin tüm sorunlarını çözmeye yetmiyor. Çünkü prim günü yeterli olsa bile, birçok Bağ-Kur’lu prim borcu nedeniyle emekli olamıyor.

Bugün binlerce Bağ-Kur sigortalısı, geçmişte ödeyemediği prim borçları nedeniyle hizmet süresi eksik görünüyor. Bu kişiler, prim borçlarını ödeyip ihya etmek (yeniden canlandırmak) istiyor. Ancak mevcut sistemde bu konuda net ve sürekli bir uygulama bulunmuyor. Geçici yapılandırmalar sunulsa da bu süreklilik arz etmiyor.

Çözüm Bekleyen Temel Başlıklar:

  • Prim Borcu Olanlar: Prim gün sayısını doldursa da borcu nedeniyle hizmet süresi silinen Bağ-Kur’luların emekli olabilmesi için borçlarını yapılandırıp ihya etmesi gerekiyor. Ancak şu an aktif bir yapılandırma imkânı bulunmamakta.
  • İhya Talebi: Daha önce borç nedeniyle silinen hizmet süresini yeniden kazanmak isteyenler, “ihya hakkı”nın yapılandırma içinde olmasını talep ediyor. Bu konuda da kapsamlı ve kalıcı bir düzenlemeye ihtiyaç var.
  • Tescil Mağduriyeti: Bağ-Kur başlangıç tarihleri SGK kayıtlarında görünmeyenler, yıllarca çalıştıkları hâlde prim ödemesi yapılmadığı gerekçesiyle emekliliğe erişemiyor. Bu da ciddi bir kronik sorun.

7200 prim günü uygulaması bir eşitlik adımı olabilir, ancak prim borçları, ihya ve yapılandırma eksikliği gibi konular çözülmeden, emeklilik sadece bir sayıdan ibaret kalır. Gerçek bir emeklilik hakkı, hem adil gün koşullarıyla hem de tüm Bağ-Kur’luların geçmişten gelen sorunlarını çözen yapısal reformlarla mümkün olabilir.

Yapılacak düzenleme, tüm Bağ-Kur’lular için adil, eşit ve kapsayıcı olmalı. Esnafla şirket ortağı arasında bir ayrım yapılmaksızın, eşit emeklilik hakkı tanınmalı. Aksi takdirde bu düzenleme, umut değil, yeni bir kırılma yaratır.

Sistemin güvenliği kadar vatandaşın umudu da gözetilmeli. Emeklilik, hak eden herkes için eşit biçimde erişilebilir olmalı. Aksi hâlde Bağ-Kur’lunun emeklilik sınavı bitmeyecek.

Sorularınız için e-posta adresi: hkaganoyken@gmail.com