Dışişleri Bakanı Mevlüt Çavuşoğlu'nun, önceki gün Antalya'nın Finike ilçesinde yaptığı konuşmada "Bunu söylemekten utanç duyuyorum ama CHP içinde ön seçimle seçilmiş DHKP-C'li milletvekilleri var. PKK, DHKP-C 'hayır' derken CHP'nin 'evet' demesi mümkün mü?" sözlerine CHP'den sert tepki geldi. Manisa'nın Turgutlu ilçesinde partisinin düzenlediği toplantıda konuşan CHP Grup Başkanvekili Özgür Özel, şunları söyledi: Partimizin içinde terör örgütü ile irtibatlı tek bir milletvekili yoktur. Varsa açıkla, açıklamazsan müfterisin.
"Çavuşoğlu demiş ki; 'CHP'nin içinde PKK'yı seven, PKK'ya destek veren milletvekilleri var. Çıksınlar yok desinler.' Ey Mevlüt Çavuşoğlu, ey kerameti kendinden menkul, Türk diplomasini her gün yeni bir rezalete bulaştıran partinin bu işi beceremeyenler zincirinin son halkasındaki Dışişleri Bakanı. Sana buradan söylüyoruz. Cumhuriyet Halk Partisi'nin içinde bahsettiğin terör örgütünün yanından, yakınından geçmiş, toplu iğnenin başı kadar irtibatı olan hiçbir milletvekili yok. Varsa çık sen açıkla. Açıklamazsan, müfterisin. Senin partinin içinde sarayın bildiği, MİT'in söylediği, kısa sürede kurtulmak istediğin en az 80 FETÖ'cü var mı yok mu?" Bakan Çavuşoğlu'na bir tepki de CHP'li Çetin Osman Budak'tan geldi. CHP Genel Başkan Yardımcısı Budak, "CHP'ye iftira atanlar, bu iftiralarının hesabını Türk yargısı önünde verecek" dedi.
Budak, yaptığı yazılı açıklamada, Çavuşoğlu'nun açıklamalarını "büyük bir aymazlık ve haddini bilmezlik" olarak niteleyen Budak, şunları kaydetti: "Türkiye Cumhuriyeti'nin kaderinin bir kişinin keyfine bırakılmasına haklı olarak itiraz eden ve 'hayır' diyen yurttaşları, eli kanlı canilerle, teröristlerle bir tutmak büyük bir korku ve acziyetin ifadesidir. Bu ahlak ve hukuk dışı ithamları gündeme getirenler kervanına Dışişleri Bakanı Mevlüt Çavuşoğlu'nun da katılması şaşırtıcı olmamakla birlikte, ülkenin saygınlığını korumakla sorumlu makamda oturan bir kişinin, 'çamur at, izi kalsın' yaklaşımından medet umması, Türk diplomasisinin düşürüldüğü nokta açısından ibretliktir."
Devleti yönetme sorumluluğunda olan kişilerin "dedikodu" değil hukukun gereğini yapması gerektiğini belirten Budak, şöyle devam etti: Çavuşoğlu'na düşen, iddiasını ispat etmektir. Olması gereken budur. Bunu yapamıyorsa derhal özür dilesin.
"Türkiye Cumhuriyeti'ni temsil eden Dışişleri Bakanları açısından bu durum, daha da üzerinde titizlik gösterilmesi gereken bir noktadır. Ancak ne yazık ki, Türkiye Cumhuriyeti, bunun tam tersi davranan bir Dışişleri Bakanı'na sahip olma talihsizliğini yaşamaktadır. Çavuşoğlu, hiçbir hukuki delil ve bir yargı kararına dayanmadan CHP ve milletvekillerini terörle ilişkilendirmeye kalkmaktadır. Bu tablo Türkiye Cumhuriyeti'nin dış politikada yaşadığı hezimetleri de açıklayıcı niteliktedir. Çirkin iftiraları gündeme getirenler, iddialarını ispatla mükelleftir. Türk halkı, yalan ve iftirayla sonuç almaya kalkanları, iddialarını ispat edemeyenleri, her zaman şeref, namus ve ahlaktan yoksun kişiler olarak görmüştür. Çavuşoğlu'na da düşen, iddiasını ispat etmektir. Olması gereken budur. Bunu yapamıyorsa derhal özür dileyerek, bakanlık koltuğunu bırakmalıdır."
Oslo'da terör örgütü elebaşlarıyla pazarlık masasına oturanlar, Abdullah Öcalan'ı yere göğe sığdıramayanlar, Kandil'e mektup yazıp, Habur'da terör örgütü üyeleri için çadır mahkemesi kuranlar, şehirlerin bombalarla doldurulmasına göz yumanlar, 15 yıldır ülkeyi yöneten, Bakan Çavuşoğlu'nun da üyesi olduğu, AKP hükümetleridir. AKP'li bakan ve milletvekilleridir. Bunlara ilişkin somut örnekler, milletimizin hafızası ve arşivlerde durmaktadır."
