Baş döndürücü diplomasi trafiği

Baş döndürücü diplomasi trafiği

Türkiye’de baş döndürücü bir diplomasi trafiği... Sırayla bakalım:

İsrail Cumhurbaşkanı İsaac Herzog, Türkiye’ye geldi.

En önemlisi şüphesiz Rusya Dışişleri Bakanı Lavrov ile Ukrayna Dışişleri Bakanı Kuleba Antalya’da buluşması.

Azerbaycan Cumhurbaşkanı İlham Aliyev Türkiye’deydi.

Dün akşam üzeri ABD Başkanı Biden, R. T. Erdoğan telefonlaştılar.

Yunanistan Başbakanı Miçotakis pazar günü katılacağı Fener Rum Patrikanesi''ndeki ayininin ardından R. T. Erdoğan’la görüşecek.

Pazartesi Almanya’nın Markel’den sonraki başbakanı Olaf Schulz ülkemize gelecek.

Dünyanın dört bir tarafından diplomatlar, devlet adamları yine Antalya’da buluşuyorlar. Bu buluşmanın sürprizi Ermenistan Dışişleri Bakanı Ararat Mirzoyan. Geçen yıl 11 devlet ve hükûmet başkanı ile 45 bakan gelmişti. Bu yıl, gelecek devlet ve hükûmet başkanı sayısı 15''e, bakan sayısı 67''ye çıktı. Foruma katılacakların sayısı 2 bin 500 olarak açıklandı. Ayrıca internet üzerinden de çok sayıda isim katılacak.

Dünyanın gözü Türkiye’de. Rusya Ukrayna’ya saldırdı. Acımasızca katlediyor. Bütün ülkeyi almak istiyordu. Ama Putin bütün dünyada beklenmedik bir dirençle karşılaştı. Kendisine ambargolar peş peşe geldi. Savaşı uzatırsa kendi ekonomisi çökecek. Halk zaten korkudan Putin’e baş eğiyordu. İnsanlar artık kaybedecek bir şeyimiz yok, diyerek başkaldıracaklardır.

Putin iç siyaseti tamamen kontrolünde tutuyor. Medya organlarını da. Ama şimdilik. Bir bizim basın yayın organlarına bakıyorum, bir de Rusların kanallarına. Bizde hemen bütün haber kanalları üst yazılarında “Son Dakika”ı sabitlemişler. Altta savaş haberleri akıyor ve hemen her kanal yorumcu çıkarıyor. Ruslarda böyle bir şey yok. Olsa bile aksi bir şey söyleyemezler, savaşın maliyetinden bahsedemeizler; Ukrayna gibi, bizimle aynı soydan, aynı dinden olan insanlara bu eziyet reva mı, diyemezler. Hayat olağan akışındaymış gibi gösteriliyor. Ancak, çok geçmeden halk sızlanmaya başlayacaktır. Para değeri yerde sürünüyor. Kredi notları eksilerde. Çok güvendikleri petrol ve gaz satışları, eğer Avrupa kararlılık gösterirse, gide gide bitecek.

Putin ne yapacak? Merkez Bankası’nın kasasını boşaltmaya başlayacak. Büyük bir güvenle eline alıp poz verdiği altınlar bir bir eriyecek. Bu kadar tecrübeli bir devlet adamı, halkı kaybederse, diktatör de olsa, koltuğunda kalamayacağını biliyordur muhakkak. 1917 İhtilali’ni hatırlayacaktır. Çarlık yıkıldı. Yüzyılların iktidarı yerle bir oldu ve hiç bilinmeyen, geçekte ne olacağı kestirilemeyen, bir rejim kuruldu, insanlar köleleştirildi. Ve 70 yıl sonra yıkıldı. (Çar II. Nikola, karısı, dört kızı, hemofili i hastası olan oğlu ve hizmetçileri, önce Urallar’a gönderildiler. Sonra Sibirya’da göz hapsine alındılar. Sonunda hepsi katledildi.)

Bu kadar hatırlatayım.

Putin bütün bunları bildiği için Dışişleri Bakanı’nı bizim davetimiz üzerine Antalya’ya gönderdi. Ukrayna zaten görüşmeye hazırdı. Bir yol alınmayacaksa Dışişleri Bakanı’nı göndermez. Mutlaka bir kapı, sızıntı da olsa, aralanacaktır.

Putin iyi niyetli olsa, ne Donbass’ta, ne Kırım’da hak iddia ederdi. Zaten herkes birbirine girip çıkıyor. Başına gaile almanın bir mantığı yok. 2014’ta Donbass’ta Rusya yanlılarına isyan çıkarttırdı. Kendi idaresini kurmaya kalktı ama hiç rahat edebildi mi? Kırım’ı doğrudan kendisine katı.

Kırım’da bizim de hak iddiamız vardır. Şu anda akla gelmiyor ama, Ruslar, Türkiye’yi de hesaba katmalıdır. Ukrayna’nın elinde olunca ne kaybedeceksin, senin elinde olunca ne kazanacaksın? Sürekli baş ağrısı. (Ayrıca bu maeseleyi ele alacağız.)

Diplomasi trafiği çok sıkışık. İnşallah bizim katkımızla barış için bir yol bulunur.

Yazarın Diğer Yazıları