Bektaşî Tekkesi Hikâyesi (1)

Kemal Kılıçdaroğlu, Arnavutluk'ta, Bektaşîlerin dedebabası Mondi'nin davetiyle Tomor Dağı Şenlikleri'ne katıldı.

Baba Mondi'yi size ben anlatacağım. Kendisiyle hem Arnavutluk'ta Tiran'da Bektaşî Tekkesi'nde hem de Makedonya'da Kalkandelen'de Harabati Bektaşî Tekkesi'nde samimi görüşmelerimiz oldu.

Baba Mondi'den dünya Bektaşîlerinin dedebabası Reşat Bardi ile, yine Makedonya'da Bektaşîlerin önderi Baba Tahir Eminî ile konuştum. Kruya'da (Akçahisar'da) dağın zirvesinde Sarı Saltuk Türbesi'ne de götürdüler. Tomor Dağı'na da gidecektik. Vakit bulamadık.

Kemal Kılıçdaroğlu'nun ziyareti merak uyandıracağı için, Makedonya'da Baba Tahir Emini'den sonra posta oturan, ardından Tiran'da Dedebaba Reşat Bardi'nin vefatından sonra dünya Bektaşîlerinin dedebabası olan Mondi'yi yakından tanımanız için "Alevîler ve Bektaşîler Arasında" kitabımızdan özetleyeceğim:

"Arabamızı Bektaşî Tekkesinin ana binasının yakınına park ettik... Cübbeli yeşil sarıklı kalın bıyıklı, siyah sakallı biri çıktı... Bizi getiren: 'Bu da baba.' dedi. 'Baba' Bektaşîlerin büyüklerinden demek. Gördüğümüz zat Reşat Bardi'nin iki yardımcısından biriymiş. Diğeri Tahir Emini Baba. O, Kalkandelen'de.

Baba Edmond Brahimaj (Brahimay; "j", "y" okunur.), hem Reşat Bardi'nin yardımcısı, hem de Korçe Turan Tekkesi'nin babası...

Bektaşîler arasında da önemli bir isim. Baba Mondi de diyorlarmış. Cana yakın, her an yardımcı olmaya hazır... Onun gitmesi gerekiyordu. Bizim için kaldı. Ayak üstü sohbet ettik. Beni heyecanlandıran 'Turan' kelimesi oldu. Bizim bildiğimiz 'Turan' mı, yoksa 'Turan'a benzeyen başka bir kelime mi? O da bilmiyordu. Ayak üstü bunu öğrenemeyecektim. Hâlâ da öğrenemedim. Bize telefon numarasını verdi. Gittiğimiz yerde her türlü desteği sağlayacaktı. Türkiye'yi de biliyordu. Gazi Üniversitesi Bektaşîlik Araştırmaları Merkezi'nin toplantılarına katılmıştı.

Boynuna astığı 12 yıldızlı kolye teslim taşı imiş. 12 yıldız 12 imamı temsil ediyordu. O şoförüyle cipine binip gitti."

Önce Kılıçdaroğlu'nun ziyaret ettiği Tiran'daki Bektaşî Tekkesi hakkında kısa bilgi vereyim:

Bektaşî Tekkesi'nde Kastrioti bizimle yakından ilgilendi. Kastrioti, İskender Bey'in Arnavutçadaki ismi.

Buradaki düzenin işleyişini manastır hayatına benzetiyorum. Yunanistan'da sadece keşişlerin bulunduğu, kadınların giremediği, Aynaroz manastırlarında kalmıştım.

Bektaşîlerin merkezi olan bina 1926 yılında Kral Ahmet Zogu'nun izni ve yardımıyla yapılmış, O zaman dedebaba Salih Niyazi. Salih Niyazi Türkiye'de Hacıbektaş'ta dünya Bektaşîlerinin dedebabasıyken, Tekke ve zaviyelerin kapatılması üzerine kendi memleketine, Arnavutluk'a geçmiş ve bu tekkede ikamet etmiş. Yandaki bina ise misafirhaneymiş. Daha ileride üç kubbeli yer dedebabaların türbeleriymiş. Misafirhaneyi duyunca, demek ki kalabilirim, diye düşündüm. Bektaşîleri yakından gözlemek istiyordum. Kendilerine kalıp kalamayacağımı sordum. Kastrioti, memnuniyetle kalabileceğimi söyledi.

Kaz Dağları'nda mezarlıkta -ki mezarlık Alevîlerde aktivitenin en yüksek olduğu yerdir- karşılaştığım Tahtacı Alevî Türkmen 'Bizim sevabımız da yedirmek içirmektir!" demiş, ailece geçmişlerini andıkları mezarlıkta bize pişi ve çay ikram etmişti!' (Devam edeceğiz.)

Yazarın Diğer Yazıları