İsrail İran savaşı yeni bir aşamaya geçti ve bu noktadan sonra artık mollalar cuntasının devrilmesi söz konusu.
Demedi demeyin; bu kaçınılmaz bir hedeftir!
Üstelik bu hedef artık sadece İsrail’in değil neredeyse tüm dünyanın, en azından özgür dünyanın ortak hedefine dönüşmüş bulunmaktadır.
Tüm dünyanın ortak hedefine dönüşmüş bulunmaktadır çünkü İran’ın sergilediği son füze kapasitesi balistik füzelerini uzaya çıkarabilme yeteneğini kazandığını kanıtlıyor.
Bir ülke balistik füzelerini atmosfer dışına çıkarabildiği andan itibaren artık dünyanın her yeri ve her kentini hedef alma kapasitesine ulaşmış demektir. Bu manada artık herhangi bir ülke ya da kent İran’da hüküm süren molla cuntasının tehdidinden ari değildir diyebiliriz.
Bu balistik füze kapasitesine sahip olan Molla Cuntası birde nükleer silah kapasitesine sahip olursa özellikle batı uygarlığını ve özgür dünyayı tehdit kapasitesi dehşet verici bir boyuta ulaşmış olacaktır ki buna izin verilmesi dahi düşünülemez.
Peki sadece İran’ın nükleer silah ve balistik füze kapasitesinin tahrip edilmesi özgür dünyayı korumak için yeter mi?
Bir çok yorumcuya göre yetmez!
Neden yetmez?
Çünkü eğer özgür dünyayı tehdit eden molla cuntası yıkılmaz ve İran halkı demokratik hak ve özgürlüklerine kavuşmaz, İran çağdaş dünya sistemi ile uyum içinde yaşayabilen insan hak ve özgürlüklerine saygılı bir devlete dönüşmezse benzer bir risk kısa bir zaman içinde tekrar baş gösterecektir, bu yüzden de İran’da rejim değişmeli ve Mollalar Cuntası yıkılmalıdır.
Peki, bir diktatörlüğü yıkmak, bir cuntayı devirmek kolay mı?
Elbette hayır!
Hayır, çünkü rejimin silahlı bir gücü ve üst seviyede bir şiddet kullanma yeteneği bulunmaktadır rejimden memnun olmayan sivil halkın ise elbette böyle bir gücü yok.
Bir takım zevatın suret-i haktan yana görünerek “efendim dış güçler müdahale etmesin, bırakalım İran halkı kendi kendine mücadele etsin, rejimi İran halkı devirsin” demesi aslında İran’da muhalefeti diktanın önüne atıp yem etmekten başka bir işe yaramayacaktır!
Unutmayın; tarihin en şedit diktatörlerinden olan Hitler, Mussolini ve Hiro Hito kendi halkları tarafından değil Amerika ve müttefikleri tarafından devrildi.
Dış güçler olmasaydı Saddam, Esad ve Kaddafi devrilebilir miydi?
Stalin gibi elinde milyonlarca insanın kanı olan zalim bir diktatör niye devrilemedi, halk çok mu memnundu?
İspanya diktatörü Franko ya da Portekiz Diktatörü Salazar niye devrilemedi, halk çok mu memnundu?
İşin açığı dünya tarihine baktığımızda bir diktatörün dış güçlerin silahlı ya da silahsız müdahalesi olmadan devrilebildiği hemen hemen hiç görülmemiştir!
Bu manada İran halkını Mollalar Cuntasının silahlı gücü karşısında yalnız bırakmak muhalefetin ezilmesine ve en nihayetinde yok edilmesine yok açacaktır.
Ama bu durum artık sadece ve sadece İran halkını ve muhalefetini ilgilendiren bir durum da değildir! Yukarıda da izah ettiğim üzere bu durum artık tüm özgür dünyayı ilgilendirmektedir.
Bunu ben biliyorum peki özgür dünyanın liderleri bilmiyor mu?
Elbette onlarda biliyor ve bence bu noktadan sonra durmayacaklar ve korkmadan gereğini yapacaklardır.
Peki, İran’ın hamisi Rusya ve en önemli ticari partneri Çin buna itiraz etmeyecek mi?
Bana göre etmeyecekler...
Neden? Diye sorarsanız...
Etmeyecekler çünkü İran bu gün onların dostu ve müttefiki ama bu yarın işlerin değişmeyeceği anlamına gelmez. Devran döner, bu gün dost ve müttefik olan İran yarın düşmanları olabilir değil mi? Bu durumda ne Rusya ve ne de Çin kıtalararası balistik füze kapasitesi ve nükleer başlıkları olan bir İran yaratıp, “Nükleer Kulübe” dahil etmek istemeyeceklerdir.
Sonuç olarak benim düşünceme göre bu saatten sonra savaşı İsrail tek başına sürdürmeyecek Amerika, İngiltere ve AB savaşa o ya da bu şekilde fiilen dahil olacaktır.
Böyle bir müdahale sonunda İran’daki molla cuntasının devrilmemesi mümkün değildir, artık önemli olan molla cuntası devrildikten sonra yerine nasıl bir siyasi yapı kurulacağıdır.
