Sizde duymuşsunuzdur TBMM Plan ve Bütçe Komisyonu’ndan geçen önergeye göre kamuda çalışan genel müdürler, daire başkanları, müfettişler ve uzmanların maaşlarına ekstra olarak, seyyanen 30 bin lira iyileştirme zammı yapılacak
Hemen lafın başında söyleyeyim: “Kariyer Meslek” bahanesi ile üst düzeyde görev alan “elit” daha da doğrusu “siyasi” bürokratlara 30 bin TL seyyanen zam yapılması öncelikle adalete aykırıdır.
Bakınız, memleketimizde en düşük memur maaşı 50 bin 500 TL, ortalama memur maaşı 57 bin TL, en düşük emekli aylığı 16 bin 881 TL ve asgari ücret ise hepi topu 22 bin 104'dir..
Hal buyken siz 30 bin TL gibi bir miktarı seçmece olarak siyasi tercihler ile atanan elit memurlara seyyanen vermeye kalkarsanız emin olun çok ama çok büyük ve aleni bir haksızlık yaratırsınız.
Ben daima emeği ve emekçinin hakkını hukukunu koruyan bir insan olarak elbette memur maaşlarına seyyanen ve yeterli miktarda zam yapılmasına asla karşı olamam.
Ayrıca memleketin haline bakılınca böyle bir seyyanen zam ihtiyacının olduğu da aşikardır ama yapılması gereken sadece siyasi tercihler ile atanan elit bürokratlara “kariyer meslek” adı altında değil tüm kamu görevlilerine seyyanen zam verilmesidir.
Siyasi tercihler ile atanan bu bir avuç elit bürokrata ayrıcalıklı bir zam yapılması asla doğru değildir ama bu görüşü savunanların sığındıkları gerekçe şöyle; yüksek nitelik gerektiren işleri yapan bu elit bürokratlar geçinemiyormuş ve eğer yeterli zam verilmezse özel sektöre geçerlermiş.
Bu ülkede yaşayan herkes kamu görevlileri atanırken ortaya çıkan asli sorunun atandığı mevki için gerekli ve yeterli niteliği taşımayan kişilerin eş, dost, akraba ve parti kontenjanından tercih edilmesi olduğunu söylemiyor mu?
Bu memleketteki en büyük sorun liyakat eksikliği değil mi?
Peki, bu durumda çok büyük bir çoğunluğu siyasi tercihler ile kamuya alınmış ve “Elit” olarak nitelenen bu bürokratların özel sektörde talep görüp iş bulabileceğine emin misiniz?
Ayrıca seyyanen yapılacak zamdan yararlanacak kimi meslek grupları şu şekilde:
TBMM Genel Sekreteri, SGK Başkanı, AFAD Başkanı, Talim ve Terbiye Kurulu Başkanı, TÜİK Başkan, Bakanlık Rehberlik ve Denetim Başkanları, Büyükelçiler, Diyanet İşleri Başkanı, Diyanet İşleri Başkan Yardımcısı, Gelir İdaresi Başkan Yardımcısı, Genel Müdür, ÖİB, SGK, AFAD Başkan Yardımcıları, TİKA Başkanı, Adalet Bakanlığı Bakanlık Yüksek Müşaviri, Bakanlık ve Müsteşarlık Müşaviri, bakanlık il müdürü ve bakanlık bölge müdürü, Defterdar, İl Emniyet Müdürü, İl Müftüsü. Cumhurbaşkanlığı Genel Sekreteri, Kamu Başdenetçisi, TRT Genel Müdürü, YÖK ve ÖSYM Başkanı, Yükseköğretim Yürütme Kurulu Üyeleri, Yükseköğretim Denetleme Kurulu Başkan ve üyeleri, ÖSYM başkan Yardımcıları, Merkezde görevli Valiler, Kurul Başkanı, Genel Müdür, Strateji Geliştirme Başkanı ile bu görevleri yürüten merkezde görevli Valiler.
Cumhurbaşkanı, Türkiye Büyük Millet Meclisi Başkanı ve Başbakanın yakın koruma ve makam hizmetlerinde görev yapan personel, Hazine ve Maliye Bakanlığı, Strateji ve Bütçe Başkanlığı ile Gelir İdaresi Başkanlığında üst düzey yöneticiler.
Şimdi biri bana söylesin örneğin bir Emniyet Müdürü, Diyanet İşleri Başkanı ya da İl Müftüsü hangi özel sektör kuruluşunda iş bulabilir ki?
Yani bak bu maaşı vermezsek özel sektöre giderler bahanesi tamamen manasızdır.
Geçinemedikleri gerekçesi ise tam anlamı ile doğrudur.
Peki o zaman sorayım bu elit bürokratlar göreceli olarak yüksek maaşlarına, lojman, makam aracı ve benzeri bir sürü ek imkana rağmen geçinemiyorsa sıradan memurlar nasıl geçinsin?
22 bin 104 lira alan bir işçi nasıl geçinsin?
16 bin 881 liraya mahkum edilen bir emekli nasıl geçinsin?
Demedi demeyin; eğer bir öğretmene, bir mühendise 60 bin TL'yi reva görüp "siyasi" memurlara 30 bin TL seyyanen zam yaparsanız, bu adaletsizliğin daniskası olur.
Şunu da açıkça söylemem gerekiyor: Kamuoyunda oluşan kanaate göre bu tip elit siyasi memurlara yapılan seyyanen zam geçim sorununu çözmeyi ya da bir haksızlığı gidermeyi değil sadakati güçlendirmeyi amaçlayan bir siyasi lütuf yani diğer bir manası ile ulufedir!