Bu yediklerimize harcanan para 44.2 milyar dolara ulaştı

Bu yediklerimize harcanan para 44.2 milyar dolara ulaştı
Statista’nın verilerine göre, yıl sonunda 44,2 milyar dolar olması beklenen bitki bazlı beslenme pazarının, 2030 yılına kadar 3 kattan fazla büyüyerek 162 milyar dolara ulaşacağı tahmin edildi.

Küresel pandeminin bitki bazlı beslenmeyi alternatif olmaktan çıkardığını belirten Rawsome Kurucusu Semra İnce, “Sağlıklı yaşama ve sürdürülebilirliğe ilişkin artan farkındalık, bitkisel protein kaynaklarının başrol oyuncusu olduğu beslenme biçiminin yıldızını parlattı. Et, yumurta ve süt ürünleri ile işlenmiş gıdaların yerine meyve, sebze, baklagil, yağlı tohumlar ve tam tahılları koyan bitki bazlı beslenme, vegan ve vejetaryenlik gibi bir yaşam biçimine dönüşüyor. Temel motivasyonunu sağlıklı yaşam hedefinden alan bitki bazlı beslenmeye yönelik artan taleple ürünler de çeşitlendi.” diye konuştu.

Sağlıklı atıştırmalık kategorisinde üretim yapan İnce, “Tip 2 diyabet riskini yüzde 23 azaltan bitki bazlı beslenmede kırmızı etin yerini alan bitkisel proteinler kardiyovasküler hastalıklar ve kansere karşı vücudun savunma gücünü artırıyor. Araştırmalar, temiz proteinler olarak tanımlanan bitkisel proteinlerin ağırlıklı olduğu beslenmenin kardiyovasküler hastalıklardan kaynaklanan ölümleri yüzde 42, kansere bağlı olanları ise yüzde 39 azalttığını ortaya çıkardı. Diğer yandan yapılan en güncel araştırmalar, kırmızı ete kıyasla daha sağlıklı bulunan balık ve az yağlı süt ürünleri tüketiminin kardiyovasküler hastalıkların önlenmesine yönelik fonksiyonunun olmadığını da gösteriyor” şeklinde konuştu.

İNCE: DOĞRU BESLENME AZ YEMEKTEN ÇOK DAHA ÖNEMLİ”

İnce, “Bitki bazlı beslenmenin sunduğu lezzet yelpazesi giderek genişliyor. Tadı kırmızı ete oldukça yakın, besleyicilik açısından ondan çok daha üstün olan mantar, ana malzemesi yumurtanın yerini nohut suyunun aldığı mayonez, günlük kalsiyum ihtiyacını karşılayan badem ve susam sütü, soya proteininden üretilen ton balığı gibi gıdalar bitki bazlı beslenmede baş köşeye oturuyor. Dünyadaki sera gazı emisyonlarının yarısından fazlasından sorumlu olan hayvancılık faaliyetleri sadece sürdürülebilirlik açısından tehlike yaratmıyor, hayvanların yaşam hakkını da elinden alıyor. 1 gram kırmızı et üretimi 1 gram tofu üretiminin 25 katı sera gazı salınımına neden oluyor. Dünyanın sürdürülebilirliğine hizmet eden bitki bazlı beslenme, hayvanların yaşam hakkının da savunuculuğunu üstleniyor” diye konuştu.

İnce sözlerine şunları ekledi:

“Çoğunlukla sağlıksız olarak algılanan atıştırmalıklara yeni bir kimlik kazandırıyoruz. İşlenmemiş doğal kuruyemişlerle şekerini doğanın gücünden alan meyveleri, yüksek protein ve lif içeriğine sahip glütensiz yulafla tek bir pakette bir araya getirerek ana ve ara öğünlerde yerimizi alıyoruz. Vitamin, mineral, antioksidan kaynağı da olan protein bar, granola ve atıştırmalık toplarımızla bitkisel proteinlerin lezzet ve sağlık elçiliğini üstleniyoruz”

DHA

İlgili Haberler