"Kanser için bitkisel tedavilere 50-100 bin ödeyenler var!"

"Kanser için bitkisel tedavilere 50-100 bin ödeyenler var!"
Onkoloji uzmanı Doç. Dr. Çağlayan Geredeli kanser tedavisinde bitkisel yönelimlere ilişkin açıklamalarda bulundu ve tepki gösterdi. Geredeli, “50 bin, 100 bin gibi paralar ödeyerek gereksiz bitkisel tedavilere giriyorlar” dedi.

Genetik faktörler, beslenme şekilleri, sigara kullanımı gibi birçok nedenden etkilenen kanser türleri tüm dünyada milyonlarca insanın yaşamına mal oluyor. Uzmanlar erken tanının önemine vurgu yaparken Prof. Geredeli de önemli açıklamalarda bulundu, “50 bin, 100 bin gibi paralar ödeyerek gereksiz bitkisel tedavilere giriyorlar” diye konuştu.

Doç. Dr. Çağlayan Geredeli sık karşılaşılan kanser türleri ve hastanede gerçekleştirilen tedavi süreçlerine ilişkin açıklamalarda bulundu. Geredeli, şehir hastanesinde kansere karşı tedavi süreçlerinin multidisipliner bir yapıda başarıyla sürdürüldüğünü söyledi.

Geredeli, kadınların kendini muayene etmesinin gerekliliğine vurgu yaptı. Doç. Geredeli, kanser tedavisi sürecinde vatandaşların bilimsel tedaviler yerine bitkisel yöntemlere büyük maddi harcamalar yaparak yöneldiğini, bu yönelimin ise tedavi sürecinde olumsuz etkiler oluşturduğunu açıkladı.

“ERKEN TANI TEDAVİYİ KOLAYLAŞTIRIR”

Sık karşılaşılan kanser türleri ve tedavi yöntemlerine ilişkin konuşan Onkoloji Kliniği Eğitim Sorumlusu Doç. Dr. Çağlayan Geredeli, “Bizim en sık karşılaştığımız kanserler dünyada da Türkiye''de de en sık görülen kanserler. Başta kadınlarda meme, erkeklerde prostat her iki cinste de kolon, akciğer kanseri en sık gördüğümüz kanser tipleri. Ayrıca biz İstanbul Avrupa''daki en büyük onkoloji merkezlerinden birisi olduğumuz için her türlü kanser de bize geliyor, hepsinin tedavisi burada mümkün. Hastalarımızın birçoğu hastalığın tipine göre erken veya geç evrede yakalanıyor. Bizim en önemli söylemek istediğimiz hastalara erken tanıda yakalamak için kontrollerini düzenli yaptırmaları. Kanser tarama merkezlerinde meme, kolan, serviks kanseriyle ilgili taramalar yapılıyor. Mutlaka bu taramaları yaptırmalarını öneriyoruz. Onun dışında da kanserle ilgili herhangi bir şüphe olduğu zaman korkmadan üstüne hızlıca giderek erken tanı ve teşhisi konulursa hastalar daha kolay tedavi oluyor. Kısa sürede ameliyat olup iyileşiyorlar. İleri safhada, gecikmiş vakalar gelirse ne yazık ki bunların tedavileri biraz uzun sürüyor. Kemoterapi, radyoterapi vermek zorunda kalıyoruz. Hastalar da bunların yan etkilerine maruz kalmak zorunda kalıyor. O yüzden kanser için en iyi tedavi erken tanı.” diye konuştu.

“HASTANIN MORAL DURUMU İYİYSE İMMÜN SİSTEMİ GÜÇLÜ OLUR”

Erken tanı alan hastalarda tedavi sürecinin daha başarılı olduğunu anlatan Çağlayan Geredeli şunları söyledi:

“Hastanın moral durumu iyiyse immün sistemi güçlü olur. Moral durumu iyi olan, sosyal desteği olan hastaların kanser tedavisine verdiği cevaplar da daha iyi oluyor. Morali bozuk hastalarda vücut direnci düşük olduğu için kanser cevabı da kötü oluyor. Bu yüzden sosyal destek ve moral çok önemli. Kanser tanısını duyduğu anda hastaların moralleri çok bozuluyor, kanser sanki tedavi edilemez bir hastalık gibi biliniyor. Kanserlerin yüzde 80''inden çoğu tedavi edilebilir. Tabi ki erken yakalan safhada yakalanmış kanserlerde tedavi imkanları yüzde 90''ları geçiyor. Kolon kanserleri beslenmeyle tabi ki alakalı, genetik özellikleri de var. Doğal beslenmeyi, taze sebze ve meyvelerle beslenmeyi, aşırı tuzdan, şekerden uzak durmalarını tavsiye ediyorum”

“50 - 100 BİN LİRA ÖDEYENLER VAR”

Doç.Geredeli, “Bir tedaviye başlamadan önce gelen hastalar, bir de tedaviye başladıktan sonra gelen hastalarda yanlışlıklar var. Tedaviye başlamadan önceki yanlışlıklar; kanser tedavisi multidisipliner bir tedavidir. Bunun komplike ekip halinde büyük hastanelerde yapılması lazım. Bazen ameliyat yapılmaması gereken hastalar ameliyat yapılarak geliyor, bazen kemoterapi alması gereken hastaların kemoterapi almadan ameliyat olduğu gözüküyor. Hastalar gereksiz yere sosyal medyanın da etkisiyle asıl tedavi olması gereken kemoterapi ve radyoterapiden uzaklaşarak bitkisel tedavilere yöneliyorlar. Devletimiz büyük ve kanser hastalarının tüm kemoterapi ve radyoterapi imkanlarını karşılıyor. Yani böyle bir imkan varken hastalar çok yüklü miktarda borca girerek gereksiz, faydası olmayan tedaviler için bu bitkisel tedavilere para akıtıyorlar. Bitkisel tedaviden pişman olmuş şekilde bize geldikleri zaman hastalığın ilerlediği, tedavinin daha kötüye gittiğini gözlemlemiş oluyoruz. 50 bin 100 bin gibi paralar ödeyerek, gereksiz, fayda görmeyecekleri bitkisel tedavileri almamalarını öneriyorum.” şeklinde konuştu.

İlgili Haberler