Bugün seçim var… Yarın ola hayrola!..
Bugün seçim yasakları içindeyiz.
Siyaset yazmak yok.
Şu ya da bu partiyle ilgili hiçbir şey yazmak yok.
Nedeni çok basit.
Seçim yasakları.
*
Yazılırsa ne olur?
Önüne, kanundu…
Yönetmelikti…
Tüzüktü…
Masaydı…
Suçtu, her şey konulur…
*
Ama ben bugün güzel şeyler yazmak istiyorum.
Mesela, sevgi üstüne…
Aşk üstüne mesela…
Mesela, memleket üstüne ve yurdum insanı üstüne bir şeyler karalarsam günün anlam ve önemi bakımından güzel bir zaman geçirmiş olurum, diye düşünüyorum.
*
Siz beni artık tanıyorsunuz…
Daha önceki yazılarımda da ben bunu hep yapıyorum.
Sevgi üstüne yazıyorum. Mesela ben kendimden başlıyorum önce sevgi sözü edeceğim zaman.
“Ben kendimi seviyorum, sevdiğimi de kendime söylüyorum…”
Ha unutmadan söyleyeyim. Kendiniz dâhil, kimi seviyorsanız lütfen sevdiğinizi, sevdiğinize söyleyiniz.
Lütfen!..
*
Biliyor musunuz, insanın kendisini sevmesi kadar güzel bir şey yok.
Yok, çünkü dünyada her şey insanın kendisi için yaratılmış, bilmem farkında mıyız?
İşte o nedenle ben, bu dünyada varsam, bu dünyanın da güzel nimetlerinden yararlanmalıyım.
Hani kötülükleriyle karşılaşır mıyım? Eh bu dünyanın kötülükleri de olduğuna göre karşılaşırım.
Her şeyden önce sağduyulu, akıllı, önyargısız olmak gerek.
*
Hani biraz da tevekkel olmalı insan…
Başına gelecek musibetlerin, hayır olmayacağını kim bilebilir ki Yaradan’dan gayri. O zaman da yine insan kendine dönüp:
“Hele bir bunun sonunu görelim bakalım” deyip, bizim için ne biçilmiş onu da yaşayacağız elbette, diyebilmeli insan, diyorum.
Ama kendimize zarar vermeden…
Kendimizi üzmeden…
Eğer kendimiz sarmışsak sıkıntıyı başımıza, o zaman o sıkıntıdan da kurtulma çözümünün bizde, yani kendimizde olduğunu bileceğiz.
Ben öyle düşünüyorum.
*
İyi de ben bu dünyaya bir garip Yunus olarak geldim ve âşık olmayı da seviyorum…
Eşime âşık olmayı mesela…
Ha söylemeliyim bunu: “İnsan eşine âşık olmalı”
Kadını erkeğine, erkeği kadınına…
Birbirlerini sevmeli, anlamalılar birbirlerini.
Hatta sevdiklerini de fırsat buldukları her an söylemeliler birbirlerine.
Aksi halde o ev mahpus olur her ikisine de…
Demedi demeyin!
*
Her neyse, mesela yaşadığı kente âşık biriyim ben.
Dünyanın en güzel şehri olan İSTANBUL’umuzun en güzel ilçesi olan AVCILAR’ımıza âşık ve bir o kadar da sevdalı olmayı seviyorum.
Üstelik de hem âşık hem sevdalıyım ben Avcılar’a biliyor musunuz?
*
Bana ne demeyin canım!..
İnsan yaşadığı kenti sevemiyorsa orası da zindan olur ona.
Sahi söylüyorum.
*
Ben AVCILAR’ımızla ilgili ne şiirler yazdım bir bilseniz.
Hatta “Cennetin aşağısı oluyor AVCILAR” şiirim, çok hoşuma gider benim.
Ayrıca da üç romanım da Avcılar’da geçer biliyor musunuz?
Okumadınızsa nereden haberiniz olsun ki!..
Benimki de saçmalık işte!..
*
Biliyorum biraz uzattım.
İşin içine aşk ve sevgi girince dalıp gidiyor insan.
Tam olarak, yazacaklarını bile yazamıyor.
Ben de bugün öyle yaptım galiba!..
Daha yazacağım birçok şeyi yazamadım.
*
Evet, bugün seçim var ve memleketim insanı kendine yakışanları seçecek.
Haydi hayırlısı…
Yarın ola hayrola!..