İŞTE CHP!.. (6. Bölüm)

Ankara'da "ZAM, ZULÜM, İŞKENCE; İŞTE CHP!" isyanı

CHP İktidarının milliyetçi düşmanı politikalarını, baskı işkence ve zulümlerini protesto için Ankara’da 15 Nisan 1978’de MHP’nin düzenlediği tarihi yürüyüşe yurdun dört bir köşesinden gelerek katılan yüzbinler ilk defa bu gösteride ortaya çıkan, “Zam, zulüm, işkence; İşte CHP” sloganıyla yeri göğü inletiyordu.

1.jpg

Ecevit iktidarı, işe başlarken hışımla milliyetçilere saldırıya geçmiş, yıldırma ve bitirme operasyonu yürütüyordu. Memur kıyımı, öğretmen sürgünleri sökün etmişti. İlk hamlelerden biri olarak, orta öğretim kurumlarına öğretmen yetiştiren 55 Eğitim Enstitüsü’nü yarıyıl tatilini öne alarak kapatıyordu. Amaç, Ülkücülerin hakim durumda olduğu bu okullardaki bütün idareci ve öğretmenleri toptan tasfiye edip, Marksist kadrolarla kontrole almak, onlar vasıtasıyla hakimiyet kurmaktı. İktidarın bu hareketine karşı Eğitim Enstitüsü bulunan hemen bütün şehirlerde öğrenci dernekleri protesto gösterileri düzenliyordu.

2.jpg

POL-DER mensubu polis şefleri, milliyetçi avına girişmişlerdi. İşkence yapılan Ülkücü gençlerin sayısı ilk aylar içinde çığ gibi büyüyordu. Emniyet teşkilatının içine düştüğü bu durum, Marksist-Leninist terör örgütlerinin azgınlaşmasına yol açıyordu. Milliyetçilere yönelik silahlı saldırılar giderek artıyordu. Ocak ayında şehit edilen Ülkücülerin sayısı yirmiden fazlaydı. 17 Mart’ta Ümraniye katliamı bütün Türkiye’yi dehşete düşürmüştü. Ülkücü beş işçi TİKKO çetesi tarafından kaçırılmış “Halk Mahkemesi”nde sorgulanmış, yüzleri ve vücutları parçalanmış, ağızlarına ot tıkanmış, sonunda bir taş ocağında kurşuna dizilerek katledilmişlerdi.

HÜKÜMETE VE ORTAKLARINA YAPILAN ÇAĞRILAR SONUÇSUZ KALDI

Ülkücülere karşı POL-DER’in sürdürdüğü kampanya çığırdan çıkmış, işkenceden geçirilenlerin listesi dehşet verici seviyelere çıkmıştı. Vahim olaylar her geçen gün yaygınlaşıyordu. MHP Genel Başkan Yardımcıları Sadi Somuncuoğlu, Gün Sazak ve Tahsin Ünal; Başbakan Yardımcıları Orhan Eyüpoğlu, Turhan Feyzioğlu ve Faruk Sükan’a birer mektup göndererek iktidarın tutumunu eleştiriyor, işkenceler konusunda detaylı bilgileri sıralıyor ve hükümeti ikaz ediyorlardı.

Gün Sazak, Başbakan Yardımcısı Turhan Feyzioğlu’na gönderdiği 4 Nisan 1978 tarihli mektup CHP iktidarının Türk milliyetçilerine yönelik düşmanca tavırlarını açıkça ortaya koyuyordu:

“Görev yüklendiğiniz üç aydan bu tarafa, hükümetin CHP kanadının yaptığı tayinler neticesinde il ve ilçeler seviyesinde mahalli yönetimlere gelen taraflı ve CHP dışındaki vatandaşlarımız karşısında kin ve garaz duygularıyla hareket eden yöneticiler, hükümetin mahalli temsilcileri olarak sadece CHP’yi değil, bütünüyle hükümeti zan altında bırakıcı davranışlarda bulunmaktadırlar. Karakollarda, emniyet müdürlüklerinde; milliyetçi işçi ve öğrenciler dövülmekte, işkence edilmekte, falakaya yatırma ve elektrik cereyanı verme şeklinde zulme uğramaktadırlar. Tarafsızlığı temel ilke edinmesi gereken polisler, adeta düşmanca tavır içinde büyük bir kin ve garaz saçarak bu işkenceleri yürütmektedirler. Bu kin ve garaz duygularını POL-DER isimli bir polis derneğinin tahrik ettiği çok açıktır. Anayasamızın ‘kimseye eziyet ve işkence yapılamaz’ maddesi ihlal edilmekte; izinsiz, usulüne uygun olmayan ev ve iş yeri aramaları; eziyet ve işkence ile önceden hazırlanmış ifade tutanaklarını imzalattırma gayretleri gittikçe çoğalmaktadır. Öyle ki, karakol ve emniyet müdürlüklerine götürülerek ifadeleri alınmaya çalışılan bazı vatandaş ve gençler, hiçbir adli soruşturmaya gerek duyulmaksızın veya mahkemelerce serbest bırakılmak suretiyle, gördükleri işkence ve zulüm yanlarına kalarak, salıverilmektedirler. Biz, her vatandaş hakkında kovuşturma yapılırken kanunların gösterdiği yolun dışına çıkılmaksızın, kanunların gereği ne ise o yapılarak, bir an önce mahkemeye çıkacak şekilde tarafsız ve insani uygulama istiyoruz.”

3.jpg

ECEVİT’E MEKTUP YAZAN TÜRKEŞ İŞKENCELERİ ŞİKAYET ETTİ

Daha sonra Türkeş’in Başbakan Ecevit’e gönderdiği mektupta da birçok ilde Türk milliyetçilerine yapılan işkence olaylarından örnekler veriliyor, isimler sayılıp dökülüyor, işkence görenler için verilen raporlar sıralanıyordu. Başbakan’dan işkenceci görevliler hakkında gereken soruşturma ve koğuşturmanın yapılması, “ülkemiz için utanç verici bir leke olan işkencelerin” durdurulması için yetkilerini kullanması isteniyordu.

Tam bu süreçte MHP, CHP İktidarının milliyetçi düşmanı politikalarına, baskı ve zulümlerini tarihi bir yürüyüş ve miting ile protesto etme kararı aldı. 15 Nisan 1978 günü Cemal Gürsel meydanında başlayacak ve Tandoğan meydanında sona erecek yürüyüşün bitiminde miting yapılması kararlaştırıldı. Ankara’da düzenlenen, “komünizme, bölücülüğe, faşizme, işkencelere, kıyımlara, pahalılığa, anarşiye ve iktidarın tutumuna karşı” Büyük Yürüyüş ve Miting yüzbinlerce Ülkücünün katılımıyla Türkiye ve dünyada büyük yankı yarattı.

İKTİDARI UYARMAK İÇİN SON ÇARE: BÜYÜK YÜRÜYÜŞ

4-001.jpg

CHP İktidarının bütün engellemelerine rağmen yurdun dört bir yanından Ankara’ya gelerek sabahın erken saatlerinden itibaren Cemal Gürsel Meydanında toplanan yüzbinlerce ülkücü saat 9.50’de MHP Genel Başkanı Alparslan Türkeş’in gelişiyle birlikte yürüyüşe geçti. Elinde, “Ölümden ve işkenceden yılmayız!” pankartı taşıyan Türkeş kortejin en önünde yer almıştı. Bu Türk siyasi tarihinde o güne kadar görülmüş en geniş katılımlı yürüyüştü.

5.jpg

6.jpg

Üzerlerinde CHP iktidarının işkencelerini sembolize eden kanlı gömleklerle 100 kadar genç kız ve erkek elleri zincirlenmiş olarak yürüyüş kortejinin önünde yer almaktaydı. Kortejin orta kısmında ise muhtelif tarihlerde şehit olan beş yüze yakın ülkücünün ikişer kişi tarafından taşınan büyük boy portreleri bulunuyordu. Yürüyüşe katılan yüzbinler ilk defa bu gösteride ortaya çıkan, “Zam, zulüm, işkence; İşte CHP” sloganıyla yeri göğü inletiyordu. Cemal Gürsel Meydanı’ndan başlayıp Tandoğan Meydanı istikametine ilerleyen Büyük yürüyüş korteji her geçen dakika uzadıkça uzayıp sonu başı görünmez hale gelirken, “Ecevit Başvekil, işçi, köylü aç, sefil”, “Yaşasın devlet, yıkılsın düzen”, “Şehitler ölmez, Ülkücü zulme boyun eğmez” sloganları Ankara semalarında yükseliyordu.

7.jpg

Bütün bunlar olurken, Ülkücü düşmanlığı ile bilinen CHP’nin İçişleri Bakanı İrfan Özaydınlı helikopteriyle Büyük Yürüyüş kortejinin üzerinde uçuşlar yapıyordu. Bunu öğrenen Ülkücülerin öfkesi gökyüzüne yöneliyor, kaldırdıkları sağ yumruklarını sıkıp, “Zam, zulüm, işkence; İşte CHP!” diye haykırıyorlardı. “Başbuğ Türkeş” sloganlarıyla kürsüye çıkan Türkeş, “Bu katil iktidar er ya da geç gidecektir” diyerek başladığı ve bir saat süren tarihi konuşmasında CHP iktidarını sert bir şekilde eleştirip, “Bu iktidarın 100 günlük icraat döneminde 210 vatandaşımız öldürülmüş, 1036 vatandaşımız yaralanmış, 411 patlama ve 46 soygun olayı vuku bulmuştur. İktidarın zulüm, işkence, kıyım ve halkı ezmesine karşı olanlar, ilk defa bu meydanda seslerini yükseltmektedir. Burada sadece, bir parti değil, memur kıyımına, parti devleti fikrine, zulüm ve işkencelere, fakir halkın ezilmesine karşı olan herkes, bu zulüm ve işkence iktidarına ilk ikazını yapmaktadır” diyordu. Türkeş’in şu cümleleri o günlerde vatandaşın maruz kaldığı vahşet ve çaresizliği özetlemeye yetiyordu:

TÜRKEŞ: CHP VATANDAŞI SAHİPSİZ VE ÇARESİZ BIRAKTI

“İktidar öyle bir baskı ve zulüm idaresi kurmuştur ki, vatandaş hakkını aramak için kime başvuracağını şaşırmıştır. İktidar yandaşı Marksist ve bölücü teşkilatların zulümlerinden emniyet makamlarına sığınmak isteyen vatandaşlarımız, bu defa da Emniyet Teşkilatını ele geçirmiş olan Marksist ve bölücü dernek unsurlarının zulüm ve işkenceleriyle karşılaşmaktadır. Birçok vatandaşımız, emniyette işkenceye tabi tutulmaktadır. Falakaya yatırma, vücuda elektrik akımı verme, tabutluk denilen işkence odalarına sokulma vücudu kızgın demirlerle dağlama, kafaları duvara çarpa gibi, bugünkü insanlık anlayışında hiçbir vicdanın susmayacağı işkenceler emniyette devam etmektedir.”

Alparslan Türkeş, CHP’nin iktidara gelmesinden 4 aya yakın bir süre geçtikten sonra “en kabarık günah dosyasının başında işkence”nin geldiğini vurguluyor, Kahramanmaraş’ta ülkücülere yapılan işkenceleri yerinde gördükten sonra Ankara’da 26 Nisan 1978 tarihinde yaptığı basın toplantısında durumun vahametini şöyle aktarıyordu:

CHP İKTİDARINDA İŞKENCE VAHŞET HALİNİ ALDI

8.jpg

CHP iktidarına sırtını dayamış bir takım emniyet görevlilerinin emniyet müdürlüklerinde, karakollarda kurdukları işkence odalarında masum vatandaşlara akıllara sığmayacak işkenceler yaptıkları açık bir gerçek olarak ortadadır. İşkence gören vatandaşlarımızın savcılıklara vermiş oldukları şikayet dilekçeleri işkence gördüklerini belirleyen doktor raporları, Cumhurbaşkanlığı makamına kadar çektikleri telgraflar 1978’lerin Türkiye’sinde işkence vahşetinin acı gerçeğini ortaya koymaktadır.

10-001.jpg

İktidara resmen yaptığımız müracaatlara rağmen işkence durmamış aksine vahşet halini almıştır. En son olarak MHP’li milletvekilleri Başbakanlık önünde bir basın toplantısı düzenlemişler ve işkence gören 268 vatandaşımızın isim listesini Başbakanlığın kapısına asmışlardır. Yine işkenceyi protesto etmek gayesiyle Ankara’da 1 milyondan fazla kişinin iştirakiyle büyük bir yürüyüş ve miting tertiplenmiştir. Burada yapılan işkenceler dile getirilmiş ve hükümet yetkilileri işkencelere karşı ikaz edilmiştir. Bütün bu çabalarımıza rağmen memleketimizdeki işkence vahşetine CHP iktidarı ve onun başı ilgisiz kalmış ve hatta sayın Ecevit (işkence yoktur) diyebilmiştir. Oysa Başbakan Ecevit bu sözü söylerken K. Maraş’ta 28 vatandaşımız karakollarda en iğrenç işkencelere maruz kalmakta idiler. K. Maraş’ta birtakım tertiplerle gözaltına alınan vatandaşlarımıza karşı uygulanan işkence, çağımızın en büyük ayıbı olarak tarihe geçecek kadar tüyler ürperticidir. Ancak milliyetçilere karşı tertipler peşinde koşan CHP iktidarının başı ve diğer yetkilileri bu işkencelere göz yummaya devam etmektedirler...”

9-001.jpg

DEVAMI: Milliyetçiler Marksist saldırılarla soykırıma uğradı

ÖNCEKİ BÖLÜMLER:

İŞTE CHP! 1.BÖLÜM: CHP’nin Marksist ideolojisi

İŞTE CHP! 2.BÖLÜM: Türk milliyetçilerine saldırdılar

İŞTE CHP! 3.BÖLÜM: Bülent Ecevit Hükümeti

İŞTE CHP! 4.BÖLÜM: Komünist ideolojiye alan açtılar

İŞTE CHP! 5.BÖLÜM: CHP iktidarı işkenceci POL-DER’le insanlık suçu işledi