'Cemaat' tehlikesi geçti mi?!

'Cemaat' tehlikesi geçti mi?!

Cemaatçi/tarikatçı zihniyet iradelerini teslim etmiştir. "Dış güçler"in en kolay elde edeceği gruplar cemaatler/tarikatlardır. Bunu hiçbir zaman unutmayın. "Şeyhini/şefini" ele geçirdikten sonra bütün cemaati elde etmiş olursunuz.

Fetullahçı Cemaat''i örgütleyen, darbeye yönlendiren kim? Cevabı çok kolay. Şimdi nerede barınıyorlarsa, orasıdır.

Cemaatin önünü açanlar, bile bile palazlandıranlar, şimdi "Darbeyi bastırdık." diye nutuk atıyorlar.

Darbe teşebbüsü üstünden beş yıl geçti. Mağdurlar ne olacak? Yüzbinlerden bahsediyoruz... Ailelerinden bahsediyoruz... Çocuklarından bahsediyoruz... ''Bankalarının, mekteplerin önünden geçmişti... Elektrik makbuzunu yatırmıştı... Bunların müesseselerinde çalışmıştı...'' diyerek nice insan içeride tutuluyor. Örgüte dâhil olmayana, emir komuta zinciri içinde yer almayana, hiçbir işlem yapmadığı hâlde bylock yüklü diyerek standart 6 yıl 3 ay hapis cezası veriyorlar.

Siz mağdurlarla rûz-ı mahşerde yüzleştiğinizde ne diyeceksiniz!

İşte bir "mağdur". İki yıl önce de bir mektubunu yayınlamıştım. Hâlâ adalet arıyor. Binlerce, on binlerce adalet arayanlara bir örnek olarak, "Silivri 2 Nolu L Tipi Kapalı Ceza İnfaz Kurumu Mektup Okuma Komisyonu Görülmüştür" damgalı mektubunu -kısaltarak- veriyorum:

"Ben FETÖ/PDY suçlamasıyla, 2008-2012 yılları arasında Bank Asya''da bilgisayar mühendisi olarak çalışan ve hiçbir içerik arama vs. bilgisi dahi bulunmayan tamamen şüphe üzerinden bylock programı kullanımı gerekçesiyle Silivri 2 no.lu cezaevinde suçsuz yere cezalandırılan mağdurlardan sadece biriyim. 6 yıl 3 ay ceza verildi ve Yargıtay, adaletin olmadığını ispat etmek istercesine cezayı onayladı. (...)

15 Temmuz''un üzerinden 5 sene geçmişken, artık suçlu suçsuz ayrımı yapılmalı, ''insanlar suçsuz yere içerde, sevdikleri dışarda mağdur edilmemeli''  denmedi, denmiyor.

Çocuklarım şimdi 5 ve 10 yaşındalar. Çocuklarımın en güzel dönemlerinde onların yanlarında olamamak insanî duygularını kaybetmemiş vicdanı olan her insanın, özellikle de babaların anlayabileceği bir zorluk, bir çaresizliktir. Üstelik araya pandemi koşulları girince bu zorluk daha da katlanmaktadır. Çocuklarıma, sevdiklerime en son sarılabildiğimde, dokunabildiğimde sene 2019''du. (...)

Ülkemizde pandemi başladıktan sonra infaz yasası çıkarıldı. Uyuşturucu, cinayet, dolandırıcı ve mafya liderleri dâhil birçok adlî suçlu yasayla serbest bırakılırken, bu ülkeye değer katmaktan, fayda sağlamaktan başka bir şey yapmayan benim gibi birçok masum insan yasadan faydalandırılmadı. (...)

Bir gazeteci bile [Hükûmete yakın olduğu söylenen bir gazeteciyi kastediyor.] KHK ile ihraç olmuş binlerce insanın dosyasını bakana ve komisyona göndererek göreve iadesini sağlayabiliyorken, FETÖ borsası ile kim bilir yüzlerce, belki binlerce insan soruşturma sürecine bile girmiyorken, benim gibilerin suçu adalete güvenmek mi?

Ben bu ülke adına da adalet adına da ümidimi kaybetmek istemiyorum. Mahmut Salman."

Bir tarafta mağdurlar, diğer tarafta "Türk bayrağının adı değişsin." diyenleri koruyup kollamalar... Kaç defa yazdım, Hilâl Kaplan adlı gazeteci şimdi hapiste tuttuğunuz Selahattin Demirtaş''ı referans göstererek "Türk"e tavır almıştı. (Üstelik bu hanımın Fetullah övgüsü dizi dizi.) Şimdi TRT yönetim kurulu üyesi seçildi. Ben de dâhil halktan kesilen vergilerle beslenecek. Asla hakkımı helâl etmiyorum. Zehir zıkkım olsun!

 "Cemaat" tehlikesini bertaraf edebilmek için önce "insan"ı kazanacaksınız.

Yazarın Diğer Yazıları