Cennet-Cehennem

Cennet-Cehennem

Elbette herkes için değil ama çoğunluk için cennet, cehennemden kurtuluş.

Kaçış.

Sığınak.

Korunak.

Mükafat.

Farkında olarak yahut olmayarak cehennem üzerinden anlamlandırıyor, cehennem yüzünden arzuluyor çoğu insan cenneti.

Cehennem olmasaydı cennete gitme gayreti olur muydu; ne kadar olurdu?

*

Mehmet Cengiz''in, Bodrum''un paha biçilemez değerde ve koruma altında olan Cennet Koyu''nda otel ve villa inşaatına başlayacağı haberi ve akabindeki tartışma aklıma Mersin''in ünlü "Cennet-Cehennem Mağarası/Obrukları"nı getirdi.

Silifke''de, birbiriyle dip dibe iki obruktan "Cennet" olanını görebilmek için tam 452 basamaklı eğri büğrü bir merdivenden inmek (haliyle dönüşte tırmanmak) gerekirken, "Cehennem" olanını görmek için birkaç adım atmak kafi. Sonrası cam terastan seyir keyfisi!

Ve fakat…

Dipsiz bir ürkünçlük görüp görebildikleri; tüyler ürpertici sayısız mitolojik iddianın gölgesinde bir derin kasvet.

"Cennet" ise ne olduğunu hiçbir zaman tam manasıyla bilmeden görmeye heveslendikleri bir düş gibi; insanlar, o düşü görebilmek uğruna o zorlu yolculuğa çıkmaktan bir gün olsun vazgeçmedi.

Ulaşması daha kolay olan cehennemi gören, rotasını derhal yeniden oluşturdu ve cennete yöneldi. Gittiğinizde illaki görmüşsünüzdür; cehennemdeki tenhalığa karşılık, ancak kan-ter içinde bırakan, yoran, uzun ve çetin bir yolun sonunda görülebilecek cennet obruğunun önünde ne çok insanın bekleştiğini.

*

Cennet Koyu da o neviydi…

Parayı bastırıp tadını çıkarmak değildi esprisi;

Parayla satın alınamayanı sunduğu için kıymetliydi.

Güzelleştirilmemişti; doğal güzeldi.

El değmemişti; bakirdi.

Sakindi.

Temizdi.

Çılgın projelerle erişilemezdi.

"Gezilen", "eğlenilen", "tatile gidilen" değil; "kaçılan" bir yerdi.  Durup dinlenilen; kafa dinlenen, hava, su, toprak, yeşil, mavi, doğadaki gizli bütün notaları dinlenen; yeri ve göğü duyulan bir yer.

Her şeyden uzaklaşılan ve her zaman ulaşılamayan çok az şeye önce de kendine yaklaşılan bir yer.

Huzur ile konfor arasına köprüler inşa edilmemiş bir yer.

Olanla yetinilen, olanın fazlasıyla yettiği bir yer.

*

Öyle bir yere çakılan her bir çivi, cehenneme giden yola döşenen bir taşa denk gelir.

Cennet Koyu, betonun işgaline uğrayan her yer gibi, günden güne cehennemleşir.

Siz hiç cehennemden, cehenneme kaçan insan gördünüz mü peki!

KANSIZLIK…

Korona virüsüne karşı Türkiye''de geliştirilen aşının etkili olabilmesi için aşı yapılacak kişinin kanının bozuk olmaması lazımmış.

Kim diyor bunu?

Damarlarında akan kan;

"Türk''üm doğruyum" diye başlayan Andımız''ın kaldırılmasına çalışmış…

 Türkiye Cumhuriyeti Devleti''nin içinde paralel bir devlet yapısı kuran ve Cumhuriyet''in bütün stratejik kalelerinin içini boşaltan yapıyı güzelleyebilmiş…

PKK açılımını hazmetmekten öte destekleyebilmiş…

Öcalan''dan medet umabilmiş…

Yerli ve millî orduya kumpası alkışlayabilmiş…

Milliyetçiliği ayaklar altına alabilmiş…

Suriyeli kaçaklar incinmesin diye Türkleri, Türk vatanından kovmaya cüret edebilmiş…

Zihniyetin temsilcisi olmasına elveren biri…

Bu kan, hangi kandır ki, Türk soyuna böylesine düşmanlık içinde olup da bozulmamış sayılsın?

Not: Irkçı hislerle değil "kan bozukluğu" bizatihi Türk Dil Kurumu''na göre soysuzluk alameti sayıldığından "soy" üzerinden dile getirdim düştüğüm şüpheyi!

SORU-YORUM

ABD eski Dışişleri Bakanı Colin Powell, Irak''ın işgali için gerekçe gösterdikleri "Saddam''ın kimyasal ve biyolojik silah stokları"nın aslında olmadığını itiraf etti.

ABD eski Dışişleri Bakanı Madeleine Albright, Irak''ta 500 bin çocuk öldürdüklerini itiraf etti; "Buna değdi" diyerek nasıl sapkın bir zihniyete sahip olduklarını ifşa etti.

ABD eski Başkanı Barack Obama, İran''da, 1953''te "millîci" Başbakan Muhammed Musaddık''ın devrildiği darbenin Amerikan işi olduğunu itiraf etti.

Bunlar gibi sayısız işgal, tecavüz, darbe suçu itirafının sonuncusu eski Beyaz Saray Ulusal Güvenlik Danışmanı John Bolton''dan geldi.

Bolton da "Başka ülkelerdeki darbe planlarına yardımcı olduğunu" söyledi.

Uluslararası hukuk/mahkemeler tam olarak ne için varlar?

İşlenen insanlık suçları, işleyenin yanına kâr kalacaksa hatta bir de gurur nişanesi gibi taşınacaksa niye var?

Yazarın Diğer Yazıları