Son sözümü en başta söyleyeyim: CHP içinde kavga mavga yok!

Hatta CHP tarihte hiç olmadığı kadar bir ve bütün hareket ediyor, bu yüzden de vurduğu her yerden ses getiriyor.

Tamam, ortada bir kavga var amma ve lakin bu kavga CHP’liler ile CHP’liler arasında değil!

Kavga sandıkta alamadığını savcılıkta almaya çalışan otokrasi heveslileri ile demokrasiyi korumak için cansiperane savaşan CHP’liler arasında.

Muktedirler sanki CHP içinde bir kavga varmış algısını oluşturabilmek için dekor olarak Gürsel Tekin, Lütfü Savaş ve benzeri CHP’li görünümlü bazı kullanışlı aparatları sahneye çıkarıyor o kadar.

Bakınız: Eğer CHP bu kavgayı kaybederse Türkiye muhalefetin iktidar tarafından dizayn edildiği, göstermelik seçimlere sahne olan bir diktatörlüğe savrulacaktır.

Türk siyasetine damga vuran bir söz vardır: “Kavga olan eve gelin, kavga olan partiye oy verilmez.” Denilir. Muktedirler de giriştikleri bu algı operasyonları ile seçmen nezdinde CHP içinde bir kavga var izlenimi oluşturarak CHP’nin yükselişinin önünü kesmeye çalışıyor.

Ama görünen o ki bu nafile bir gayret...

Unutmuş olabilecekler için süreci ve tabloyu kısaca özetleyeyim:

Millet İttifakı’nın adayı olan Kemal Kılıçdaroğlu 2023 Cumhurbaşkanlığı seçimini kaybetti, Millet İttifakı dağıldı ve özellikle de CHP seçmeninde çok büyük bir hayal kırıklığı ortaya çıktı.

Bu hayal kırıklığı içinde 4-5 Kasım 2023 tarihinde Cumhuriyet Halk Partisi’nin 38. Olağan Kurultayına gidildi. Kurultayda Özgür Özel genel Başkan Kemal Kılıçdaroğlu’na karşı aday oldu.

1368 delegenin katıldığı kurultayın ilk turunda Özgür Özel Kemal Kılıçdaroğlu’ndan daha fazla oy aldı.

Birinci tur sonucu şöyleydi: Özgür Özel 682 oy, Kemal Kılıçdaroğlu 664 oy.

İkinci turda fark daha da açıldı Özgür Özel 812 oy Kemal Kılıçdaroğlu ise 536 oy aldı.

Bu oylama sonucunda 812 delegenin oyunu alan Özgür Özel CHP Genel Başkanı olarak seçildi.

Neticede kaybetmeye alışık olan Kemal Kılıçdaroğlu kendi belirlediği delegeler arasında yapılan bir seçimi bile kaybetmiş oldu.

Kurultaydan hemen sonra Özgür Özel Liderliğinde gidilen 2024 yerel seçimlerinde CHP müthiş bir başarı elde etti, elindeki hiçbir belediyeyi kaybetmediği gibi bir çok yeni belediye daha kazandı ve dahası Türkiye’nin birinci partisi haline geldi.

Yerel seçimlerde alınacak bir başarısızlığı CHP içini karıştırmak için fırsat bilecek bazı çevreler ise çok ama çok büyük bir hayal kırıklığı yaşadılar.

Bu yerel seçim zaferi sonrasında akıbetlerinden endişelenen muktedirlerin hukuk kılıfı giydirilmiş siyasi operasyonları başladı.

İlk operasyon 30 Ekim 2024 tarihinde Esenyurt Belediyesine yapıldı. Belediye Başkanı Ahmet Özer kent uzlaşısı suçlaması ile tutuklandı ve belediyeye de kayyum atandı. İkinci operasyon 13 Ocak 2025 tarihinde Beşiktaş Belediyesine yapıldı ve sonrasında İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanı Ekrem İmamoğlu’nun da tutuklandığı 19 Mart dalgası geldi.

İstanbul Büyükşehir Belediyesine kayyum atanması olasılığına karşı CHP Özgür Özel liderliğinde tarihi bir direniş sergilendi ve o gün bu gün CHP büyük kalabalıkların katıldığı mitingler ile yapılan bu hukuksuzluklara direniyor.

Muktedirler bu süreçte sadece belediyelere değil CHP’ye de saldırıp onu etkisizleştirecek hukuki görünümlü adımlar atmaya başladılar. Bu kapsamda Özgür Özel’in seçildiği 38. Olağan Kurultay’ı geçersiz hale getirecek ve Eski Genel Başkan Kemal Kılıçdaroğlu’nu koltuğa oturtacak bir mutlak butlan davası açıldı.

Buna karşı Özgür Özel 6 Nisan 2025 tarihinde Cumhuriyet Halk Partisi 21. Olağanüstü Kurultayını topladı. Toplam delege sayısının 1323 olduğu bu kurultayın genel başkan seçimi aşamasında 1276 oy kullanıldı, Özgür Özel 1171 oyla yeniden genel başkan olarak seçildi, sonuçta müthiş bir birlik beraberlik sergilendi.

Göründüğü gibi hem mitinglerde müthiş bir seçmen desteği var, hem delege neredeyse yüzde yüz Özgür Özel ve yönetiminin arkasında ve hem de tüm il başkanları yönetim ile birlikte.

Üstelik yapılan bütün bu algı operasyonlarına rağmen CHP halen tüm anketlerde birinci parti ve Cumhurbaşkanlığı adaylığı söz konusu olduğunda hem Ekrem İmamoğlu ve hem de Mansur Yavaş Erdoğan karşısında ezici bir üstünlüğe sahip.

Şimdi bu tablo ayan beyan ortadayken her kim CHP içinde bir kavga olduğunu iddia ediyorsa bu muhteşem başarı ve birlik bütünlük tablosunu kıskanıyor demek değil midir?