Çok uyumak hastalık belirtisi olabilir mi?

Çok uyumak hastalık belirtisi olabilir mi?
Yeterli uyku almamak zararlı. Ancak bazı kişiler aşırı uyuyor. Bu bir hastalık belirtisi mi? Yoksa Hastalık mı? İşte ayrıntılar...

Fazla uyku alınması durumunda da yorgunluk ve sersemlik hali hissedilebilir. Uyku kişinin ruh hali ile bağlantılı. Bu nedenle fazla ya da az uyumanın nedeni psikolojik olabiliyor.

UYKUNUN YARARLARI NELERDİR

Büyüme hormonu salgılanır

Solunum, dolaşım ve iskelet sistemi faaliyetleri revize edilir,

Depresyon riski azalır

Stres kontrolü sağlanır,

Hafıza güçlenir, dikkat dağınıklığı riski azalır,

Bağışıklık sistemi güçlenir, sık hastalanma önlenir,

Protein sentezi artar,

KAÇ SAAT UYUMALI?

Bebekler: 12-15 saat

Çocuklar: 9-11

Yetişkinler: 7-9 saat

Yaşlılar: 7-8 saat

ÇOK UYUMA HASTALIĞI

Hipersomnia ya da hipersomnolens, yaş aralığına göre kişinin yeterli miktarda uyku almasına rağmen kendini yorgun ve halsiz hissetmesi buna bağlı gün içerisinde uyku atakları geçirmesine sebep veren nörolojik bir hastalık.
Hipersomnia hastaları, gece boyunca deliksiz ve en az 7 saat uyusalar dahi gün içerisinde gelişen uyku halini kontrol edemez ve yoğun bir uyuma isteğiyle karşı karşıya kalırlar. Buna bağlı olarak günlük hayattaki aktiviteleri yapmak neredeyse imkânsız bir hale gelir. Bu durum kişinin iş, eğitim ve özel hayatını olumsuz etkiler. Rutin işlerle başa çıkamayan kişiler, kendilerini yetersiz hissedebilir ya da aşırı uyuma ihtiyacı çektikleri için toplumdan soyutlanabilirler. Bu tür ihtimaller göz önünde bulundurulduğunda hastanın psikolojik açıdan kötü etkilenmesi kaçınılmazdır. Hem fiziksel hem de ruhsal olarak insanların hayat kalitesini bozan hipersomnia üç şekilde nüksedebilir. Bunlar:

İdiopatik Hipersomnia: Genellikle 25 yaşından önce başlar ve kronik olarak seyreder. İdiopatik tür hipersomnia olan hastalar, geceleri gerektiğinden fazla uyumaktadır. Bu uyku, fazla olmasına rağmen dinlendirici olmaktan uzaktır hatta kişinin uyandığında kendisini daha yorgun hissetmesine sebep olur. Hastalar bu yorgunlukla beraber, gece ne kadar çok uyumuş olsalar dahi gün içinde yeniden uyuma ihtiyacı duyarlar.

Periyodik (Kleine-Levine Sendromu): Genellikle genç yaştaki erkeklerde görülür. Etiyopatogenezi çözülememiştir fakat hastalık kendini gelişen mental bozukluklar, hiperfaji ve hiperseksüalite gibi davranış bozuklukları ile karakterize eder. Aşırı uyuma isteğine sebep olan bu hastalık yılda birkaç kez tekrar eder. Sendrom, ataklar halinde seyreder ve 2-3 hafta içerisinde kaybolur.

Narkolepsi: Genellikle 20li yaşlarda cinsiyet ayrımı gözetmeksizin insanları etkileyen bir tür uyku bozukluğudur. Tıpta nedeni kesin olarak çözülmemiştir fakat REM uykusunu düzenleyen bir nörokimyasal olan hiproketinin az salgılanması durumunda bu hastalığın ortaya çıktığı öngörülmektedir. Narkolepsi, kişilerin uyku atağı geçirmesine hatta halüsinasyon görmesine sebebiyet vermektedir. Bu hipnogojik halüsinasyonlar, uykuya dalış ve uyanış esnalarında görülen, kabusa benzeyen fakat kişinin gördüklerini tamamen gerçek sandığı bir durumdur. Hastaların semptomları günden güne artar ve uyku paralizisi yaşarlar. Bu kişinin uyanma esnasında kısa süreli konuşma kabiliyetini yitirmesi ya da hareket edememesi durumudur. Tamamen nörolojik sistemi etkisi altına alan bu hastalık, kişiyi fiziksel ve ruhsal olarak büyük bir hasara uğratır ve tedavi edilmediği takdirde katapleksiye sebep olur. Katapleksi, kişinin bilincini kaybetmeksizin, birdenbire yere düşmesine yol açan, aniden gelişen bir kas parezisidir. Aniden gelişen üzüntü, sevinç veya korku gibi duygu durumlarıyla birlikte gözlenir.

BELİRTİLERİ

Hipersomnia, bazı durumlarda iyi ya da kötü huylu tümöre bağlı ya da kaza anında geçirilen şiddetli kafa travmaları sonucu da gelişebilir. Bunun yanı sıra kişinin psikolojik durumuna bağlı yaşanması da olasıdır. Majör depresyon, anksiyete (kaygı) gibi duygu durum bozuklukları hipersomnia riskini artırır. Hipersomnia, bazı ağır ilaçların kullanımıyla birlikte ya da ilaç bağımlılığına bağlı olarak gelişebilir. Bunun yanı sıra alkol bağımlılığının olumsuz bir etkisiyle meydana gelebilir. Genetik olarak aktarılmış da olabilir ancak bir ebeveynin bu bozukluğu aktarma riski yaklaşık yüzde 1 civarındadır. Fakat kişinin ailesinde narkolepsi hastası varsa, o bireyin narkolepsi olma riski 20 ila 40 kat daha yüksektir.

TEDAVİSİ VAR MI

Hastalığın kesin bir çözümü yoktur, kronik olarak seyreder. Genel olarak hastaların yaşam tarzı değişikliği sağlanır. Bunun dışında herhangi bir ilaç tedavisi yapılmaz ama semptomları hafifletme yöntemi, hastaların bulgularının sebebine göre değişkenlik göstermektedir. Eğer depresyon, anksiyete veya bipolar gibi duygu durum bozukluklarından dolayı gelişmiş ise uygun bir psikolojik tedavi ve antidepresan kullanımıyla bu sebep ortadan kaldırılır. Kişi ağır bir ilaç kullanıyorsa, hipersomnia yan etkisi görüldükten sonra doktoruyla görüşüp ilaç dozajını yeniden planlar.

İlgili Haberler